GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ BİNNAZ TOPRAK'IN, (2/1949) ESAS NUMARALI YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:10.06.2014

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; efendim, şimdi, AKP döneminde intihalin kısa tarihçesini bir anlayalım.

2005 yılında, o sırada Başbakanlık Müsteşarı olan Ömer Dinçer YÖK tarafından...

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Çok teessüfler, bu konu on defa konuşuldu.

OĞUZ OYAN (Devamla) - ...üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılıyor intihal suçuyla.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Mahkeme kararı var, on defa...

İHSAN ŞENER (Ordu) - Hâlâ oralarda mısınız ya?

OĞUZ OYAN (Devamla) - 2008 yılında Ömer Dinçer Ankara 1. İdare Mahkemesine itiraz ediyor, mahkeme reddediyor. 23 Aralık 2010, yeni YÖK Genel Kurulu beş yıl önceki intihal cezasını kaldırıyor, o sırada Çalışma Bakanı. 20 Eylül 2012, intihal suçundan meslekten çıkarılmış bir akademisyenin başvurusu üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu öğretim üyesiyle ilgili verdiği kararda intihali suç olmaktan çıkarıyor. Neye dayanarak? Efendim, 2547 sayılı Yasa ile 657 sayılı Yasa'da bu yer almıyor diye. Oysa söz konusu suç, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 71'inci maddesinde duruyor. Dolayısıyla, Danıştay tamamen dönemin ruhuna uygun, iktidara yanaşma şeyiyle bir karar veriyor. Yani, böylece, Türkiye'de bilimsel hırsızlık, 2012'de verilen bu karardan sonra meşru hâle getiriliyor.

Değerli arkadaşlarım, şimdi böyle, tabii, bilimsel hırsızlığın meşru hâle geldiği, kamu malının çalınmasının meşrulaştırıldığı bir Türkiye'de çok da yadırganacak bir durum değildir.

Bakın, ben size başka bir şey söyleyeyim. Ömer Dinçer örneği tek örnek değil, şu TÜBİTAK meselesine bakın. Türkiye'nin yüz akı olması gereken bir kurum TÜBİTAK; bugün yaptığı uygulamalarla, icraatlarla bilimsel doğruluk konusunda bizim herhangi bir umutlanma içinde olmamamızı bize bir kez daha gösteriyor. Yani, TÜBİTAK'ın şu son kararı -vaktim yok tekrar üzerinde durmaya- açıkça Türkiye'de birtakım bilim kurumlarının nasıl yolsuzlukların örtbas edilmesi için araç olarak kullanılacağını bir kez daha gösteriyor. TÜBİTAK böyle kullanılıyor ise acaba Türkiye'de bugün bu önerge kabul edilir ve bilimsel hırsızlık suç kabul edilebilir mi, bunun için umutlanabilir miyiz? Bakınız, yalan üretmek üzere kurulu bir siyasetten bunu bekleyebilir miyiz? Dolmabahçe meselesinin tam 1'inci yıl dönümündeyiz, üretilen yalanın 1'inci yıl dönümü bugün. Kabataş yalanının gene 1'inci yıl dönümündeyiz, hâlâ bunlar konusunda halktan özür dilenmedi. 17 Aralık, 25 Aralık yolsuzluk meselesinde bütün delilleri karartma operasyonları yapılıyor, bunun 7'nci ayındayız. Soma'nın 1'inci ayındayız. Soma'da, Cumhurbaşkanı dâhil herkesi yanıltan, ilk önce "Sadece bir iş kazası, trafo, vesaire..." deyip arkasından işin içinden çıkamayınca şirketi sorumlu hâle getiren bir anlayış bu. Aslında bütün bu vakaların, gerek iş cinayetleri olsun gerekse kamu malının çalınması olsun gerekse Gezi olaylarına her türlü şiddetle saldırı olsun, bütün bunlarda suçüstü yakalanan bir iktidarın yalan makinası gibi çalıştığını görüyoruz.

Şimdi, dolayısıyla, aslında bir eski bakanın bir hatırlatması belki Türkiye'nin bilimsel, teknolojik, akademik ufkunu özetliyor. Ne demişti o bakan? "Türkiye'nin sınırları ara eleman yetiştirmek üzerinedir." demişti ve TÜBİTAK gibi kurumların neyle meşgul olması gerektiğini anlatmıştı. Şimdi, Türkiye'de üniversitelerde akademik özgürlükler baskı altına alınırken biz aynı anda bilim hırsızlığını serbest bırakan bir Türkiye'de yaşamayı nasıl adlandırabiliriz? Aslında bu bir çelişki değildir. Ben burada AKP'yi çok tutarlı görüyorum. Bir tarafıyla akademik özgürlükler baskı altına alınıyor, öbür taraftan da bilimsel hırsızlık sonuna kadar serbest. Böyle bir ortamda bu önerge kabul edilebilir mi? Bunun için umutlu olmak mümkün değil ama hadi bir mucize yapın, hadi bizi şaşırtın, hadi Türkiye'de tekrar bilimsel özgürlükler yanında bilimsel alın terine sahip çıkın, insanların eserlerinin çalınmaması için, emeklerinin çalınmaması için bilim hırsızlığına "Hayır." deyin ve bu önergeyi destekleyin, bizi bir şaşırtın bakalım!

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)