| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 99 |
| Tarih: | 06.06.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddeyle 2577 sayılı Kanun'un 49'uncu maddesinde değişiklik yapılarak Danıştayın temyizle ilgili incelemesi istinaf mahkemesine göre ayarlanarak yeniden düzenlenmektedir. Böylece, Osmanlıdan bize miras kalmış olan Danıştayın temyiz işlerine bir de istinaf mahkemelerinden verilecek hükümler eklenmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu düzenleme, yargının siyasallaştırılması amacıyla özel bir düzenlemedir. Bu özel düzenlemeyi, aslında 2010 yılında da Adalet ve Kalkınma Partisi yapmıştı, yargıyı siyasallaştırabilmek amacıyla referanduma kadar giden bir süreç içerisinde Anayasa değişikliği gerçekleştirmişti. O kadar buna ihtiyaç duymuştu ki mezarda yatanların dahi çıkarılarak oy kullandırılması ve on yıllık seçime bedel bir seçim düzeni içerisinde referandumun yapılması beyan edilmişti! Ve bu kadar önem verilen yargının siyasallaştırılması için, bu kadar özel bir anlam yüklenen yargının siyasallaştırılması için, Anayasa referandumunda milletimizin kadına olan saygısı, çocuğa olan sevgisi, engelliye olan merhameti, şehitlere olan şefkati, başörtüsüne olan hürmet duygusu dahi suistimal edilerek, Anayasa değişikliği yüzde 58 oranında kabul edilerek bugün uğraştığınız ve adına "paralel" dediğiniz kitleyle bir yola çıkmıştınız. Aradan dört yıl geçti. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu dört yıl içerisinde -2010 yılında- ne söylemişsek bugün aynısını söylemek durumunda kalan bir parti olarak ifade ediyoruz ki dün, 2010 tarihindeki Anayasa referandumuyla kanı nasıl kanla yıkamışsanız, şimdi de aynı şekilde, kanı kanla yıkamaya teşebbüs ediyorsunuz. Yargı için, özellikle yüksek yargı organları olan Danıştay, Yargıtay ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu için, özel bir anlam yükleyerek özel değişiklikler yapıyorsunuz.
Bundan sonra da bir dört yıl dayanamayacaksınız. Dört yıl sonra bugün getirdiğiniz hükümleri tekrar değiştirmek durumunda kalacaksınız çünkü aklıselimden saptınız, çünkü ortak yoldan ve makuliyetten saptınız. Bunun ortak yolu var mı? Var elbet. Bunun ortak yolu aklın, mantığın, Cenab-ı Allah'ın insanlığa bahşettiği vicdanı esas alırsak elbette ki var. Bunu daha önce, geçmişte atalarımız yapmış, başarmış. Kültür ve medeniyetlerin esasını adalet teşkil eder. Adaletin faziletle beslendiği, ferasetle beslendiği, müsavatla beslendiği, uhuvvetle beslendiği takdirde, elbette ki kestiği parmağı acıtmayacak kadar mübarek, elbette ki kestiği parmağı acıtmayacak kadar mukaddes bir anlamı olur. Geçmişte İstanbul'u fetheden, geçmişte çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han'ın, bir gayrimüslim mimarın bir mabedi yaparken yaptığı yanlışın bedeli olarak kolunu kestirmesinden sonra, Fatih Kadısına -Sarı Kadı olarak tevatür edilir- Sarı Kadı'ya gider bu gayrimüslim mimar ve Fatih Sultan Mehmet Han'ı şikâyet eder. Yapılan yargılama sonunda o kadı, Osmanlının ferasetten, faziletten, müsavattan beslenmiş olan medeniyetinin ortaya koyduğu o adalet duygusuyla Fatih'in kolunun kesilmesine hükmeder ancak yine, İslam hukukundaki kıyas hükmüyle birlikte, bu mahkemenin kararından bir tarafa, beriye kalabilir koskoca Fatih Sultan Mehmet Han.
Şimdi, Fatih Sultan Mehmet Han Fatih Kadısının emriyle mahkemenin huzuruna gidiyor; sizin 2010'da getirdiğiniz, kanı kanla yıkadığınız yargı, Başbakanın oğlu Bilal'i mahkemenin huzuruna çıkaramıyor ve siz de bu yasalarla, çıkarmaması için, kendinize has bir istinaf mahkemesi, kendinize has bir Yargıtay, kendinize has bir Danıştay ve daha ilerisi, bu tutuklamalara karar verecek kendinize has bir sulh ceza hâkimliği ihdas ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) - Bu yol yanlış değerli milletvekilleri. Bu yanlıştan dönmek hepimizin görevi. Yarın gelecek nesiller hepimizi birlikte murakabe edecek, gelecek nesiller hepimizi birlikte muhakeme ve muhasebe edecek. Bir de öbür tarafı var, mahkemeyikübradaki ayrı.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)