GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:98
Tarih:05.06.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun tasarısı ile istinaf mahkemeleri yani bölge idare mahkemeleri kuruluyor. 6'ncı maddede de bölge idare mahkemelerinin başkanlar kurulu oluşturuluyor ve bunlara görev veriliyor.

Şimdi dikkatinizi çekeceğim hususu hep birlikte değerlendirelim. Başkanlar kurulu daireler arasında iş bölümü yapıyor. Başkanlar kurulu, kanunla belirlenmesi gereken bir işi seçilmiş-atanmış ayırımını yapan AKP'ye göre, atanmışlar olarak mahkemelerin görev alanlarını belirliyor.

Değerli arkadaşlarım, bu, Anayasa'nın 142'nci maddesine aykırıdır çünkü bölge idare mahkemeleri adı altındaki istinaf mahkemelerinin daireleri de birer mahkemedir. Anayasa'nın 142'nci maddesine göre daireler ancak kanunla kurulabilir, ancak kanunun verdiği yetki çerçevesi içerisinde o usulle tertip edilebilir. Şimdi, oluşturulan istinaf mahkemesinin -diğer maddelerde de bu böyle- bünyesinde bir kurul oluşturuluyor. Bu kurul, hangi mahkemenin nasıl oluşacağına, hangi dairenin nasıl oluşacağına karar vermektedir. Tam anlamıyla, yasamanın yetkisinin atanmış yargıya devri anlamına gelen bu düzenlemenin hukukta bir adı daha vardır, o da "jüristokrasi"dir.

Parti diktasını tesis için şimdiye kadar jüristokrasiye saldıran, parti diktasının tesisi için şimdiye kadar atanmış-seçilmiş ayrımı yaparak devletin kurumlarında görev yapan çeşitli organlara saldıran Adalet ve Kalkınma Partisinin, jüristokrasi yaratabilecek şekilde, atanmışlara yargı görevinin ifasında önemli bir görev verecek şeklide bu düzenlemeyi yaparken elbette ki etkilendiği tek alan vardır, o da konjonktürel gelişmelerdir. Bu konjonktürel gelişmelerin de bir adı 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarıdır. Bu türbülans içerisinde yoğrulan, bu türbülans içerisinde sıkıntıya düşen Adalet ve Kalkınma Partisi, işte jüristokrasi yaratabilecek, atanmışlara yargı organı niteliğinde mahkeme kurdurabilecek bir görevi verebilmektedir. Bu, elbette ki evrensel değerlere aykırıdır, elbette ki Anayasa'ya aykırıdır, elbette ki parlamenter düzen içerisindeki yasama, yürütme ve yargı erklerinin aralarındaki dengelere aykırıdır. Ama, bambaşka bir şeye daha aykırıdır, o da kanun hâkimiyetini bile tesis edememiş olan Adalet ve Kalkınma Partisinin geçmişteki siyasi söylemlerine aykırıdır. Bu, ilkel demokrasilerde "kanun hâkimiyeti" ya da "kanunun uygulanması" olarak tarif edilen noktayı da bir araya getiremeyen, beceremeyen Adalet ve Kalkınma Partisinin içinde bulunduğu durumu ortaya açıkça koymaktadır.

Değerli arkadaşlarım, kanun hâkimiyetini tesis edemeyen Adalet ve Kalkınma Partisinin evrensel değerlerle barışık bir yargı düzeni getirmesi beklenemez. İstanbul'da, yüzleri kapalı, ellerinde silah, bomba olan insanlar, Okmeydanı'nda ve değişik semtlerde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının mal ve can güvenliğini tehlikeye atıyorlar, Adalet ve Kalkınma Partisi bunu engelleyemiyor, kanunu tesis edemiyor.

Türkiye'nin Diyarbakır ve Bingöl vilayetleri arasındaki yolu onlarca gündür kesiyor, kepçelerle kapatıyor. Terör örgütünün üyeleriyle güvenlik güçlerinin arasında 50 metre mesafe var, Adalet ve Kalkınma Partisi elindeki kanunu uygulayamıyor, emrindeki güvenlik güçlerini, yasaları hiçe sayarak, vatandaşlarımızın canını, malını tehdit eden ve analarını ağlatan, 370 küsur tane çocuğu yuvalarından koparıp, dağa çıkarıp terörist yetiştirme çerçevesi içerisinde faaliyette bulunan PKK terör örgütüne karşı kanunu kullanamıyor, elindeki yasa maddesini değerlendiremiyor, emrindeki güvenlik güçlerini değerlendiremiyor. Böyle acz içerisindeki bir AKP, 17-25 Aralık operasyonlarında kuyruğunu yolsuzluk olarak kapıya sıkıştırdıktan sonra buradan çıkış için çare arıyor. İşte, getirmiş olduğu çare de evrensel değerlere, parlamenter demokratik düzene, Anayasa'ya, Anayasa'nın 142'nci maddesine aykırı, jüristokrasi yaratacak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Devamla) - ...yani hâkim hükümranlığı yaratacak bir düzenlemeyle yüce Meclisin huzurundadır. Madde Anayasa'ya aykırıdır. Yüce heyetin takdirine sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)