GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:97
Tarih:04.06.2014

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve bazı arkadaşlarımızın verdiği teklifler üzerinde şahsım adına söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tarih 25 Aralık 2013, yani 17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla İstanbul'da yapılan soruşturmadan sonra Başbakanın Başdanışmanı Sayın Yalçın Akdoğan "Kendi ülkesinin millî ordusuna, millî istihbaratına, millî bankasına, milletin gönlünde yer eden sivil iktidara kumpas kuranların..." diyor. Yani özel yetkili mahkemelerce yapılan yargılamaların bir kumpas sonucu olduğunu Başbakanın Başdanışmanı söylüyor.

5 Ocak 2014 günü Sayın Başbakan, Ergenekon, Balyoz ve bunlarla ilgili kanaatlerini ifade ettikten sonra "Biz bununla ilgili, bu konu zaten, yeniden yargılama konusuna olumlu bakıyoruz. Bu konuyla ilgili arkadaşlarım çalışmalarını yapıyorlar ve bu çalışmalar bitmek üzere." Altını çiziyorum arkadaşlar, 5 Ocak 2014 Pazar günü Sayın Başbakan yeniden yargılamalarla ilgili çalışmaların bitmek üzere olduğunu söylüyor. "Ben tekrar Adalet Bakanıma da kendi yanında söyledim, kendileriyle irtibatta olacaklar, bunları değerlendirecekler ve konuşacaklar. Yeniden yargılama noktasında bizim açımızdan herhangi bir sıkıntı yoktur." diyor. Sanıyorum, bu, Barolar Birliği Başkanıyla yaptığı görüşmeden sonraki açıklaması.

Arkadaşlar, 8 Ocak 2014 günü Sayın Hüseyin Çelik, AKP Sözcüsü "Bana da, Sayın Başbakana da özellikle daha alt rütbedeki bazı insanlara gelen mektuplar var. Bu davalarda yargılanan insanların uzaktan yakından, diyelim ki, Balyoz eylem planıyla mağdur edildiklerini anlatıyorlar, birçok şey söylüyorlar. Peki, kulağımızı tıkamamız gereken bir mesele midir? Tabii ki değildir. Bu insanlar Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundular. Birileri onunla ilgili delil üretmişse bu zaten insan haklarına kasttır." diyor.

Yine, Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ 16 Ocak günü Adalet Komisyonunda yaptığı konuşmada -hani bundan önceki yargı paketi vardı ya, ben unuttum artık sayısını bu paketlerin; paketlerin biri çıkmadan öbürü gidiyor, öbürü gelmeden başkası gidiyor- bakın arkadaşlar, aynen ne diyor: TCK, CMK, TMK ile ilgili yeni paket hazırladıklarını ve en kısa sürede kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi. Dinlemelerle ilgili de kişinin güvenliğini yargıya karşı en üst düzeyde koruyan düzenleme yapılacağını söyledi.

Şimdi, Sayın Bakanımızın bu laflarından sonra, benim "Bu sözler lafta kalacak, lafta kalır iktidarın bu sözleri." demem üzerine, muhalefetin bu sözlerin lafta kalacağının eleştirisi üzerine Bozdağ "Lafta kalmayacak, somut adımlar atacağız." dedi. Yani yeniden yargılamayla ilgili olay bu. Orada da diyor Sayın Bakan Balyoz ve Ergenekon sanıklarının yeniden yargılanmasına sıcak baktıklarını. Aslında burada sadece Balyoz ve Ergenekon sanıklarını değil, kim giriyorsa onu düşünmek lazım.

Şimdi, arkadaşlar, ocaktan uzaklaşıyoruz... Yani ocak ayını, şu nedenle bunu söyledim ben: 17 Aralık ve 25 Aralıktaki soruşturmaların iktidarı kıskaca almaya yönelik soruşturmalar olduğunu hepimiz biliyoruz ve orada Sayın Başbakanın, Hükûmetin, kamuoyunu da kendi yanına çekebilmek adına, o yapılan soruşturmaların aslında Hükûmete yönelik soruşturmalar olduğu, hukuki dayanaktan yoksun soruşturmalar olduğu konusunda kamuoyu oluşturmak için yeniden yargılamayı kamuoyunun gündemine getirdikleri yönündeki benim intibam doğrulanmış oluyor. Çünkü Sayın Bakan oradan uzaklaştıktan sonra, önce 12 Mayısta yeniden yargılamayla ilgili olarak ilave bir kriter konulması hususunda çalıştıklarını söylüyor -burada çok anlatmış, "Yeniden yargılama konusu çok tartışılıyor." diye- sonunda, değerli arkadaşlarım, geldik Sayın Bakanın söz verdiği bu pakette, görüşülürken Komisyonda Sayın Bakanımız diyor ki: "Efendim, Başbakan talimat verdi, biz yeniden yargılama için bir formül bulamadık." Oraya geldik arkadaşlar, "Bir formül bulamadık." diyor.

Komisyonda da bu, ceza hukukunun, Ceza Kanunu'nun ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun mimarlarından birisi olan Sayın Adem Sözüer -Profesör Doktor Adem Sözüer, benim de kendisini çok sevdiğim ve bilgisine saygı duyduğum bir hoca- "Türkiye'de son üç dört yıldır bazı davalarda adil yargılanma hakkı, soruşturmanın gizliliği ihlal edilerek ve kişiler hep damgalanarak çeşitli davalar açıldı, soruşturmalar yapıldı. Bunlarla ilgili bazı mahkûmiyet kararları var. Şayet Anayasa Mahkemesi çözmezse, makul biçimde yargılanmanın yenilenmesine benzer yöntemler gündeme gelmelidir." diyor.

Değerli arkadaşlarım, gele gele geldi bu. Şimdi -demin söyledim- Sayın Bakanımız ne demişti daha önce? "TCK, CMK ve TMK'yla ilgili düzenlemeler getireceğiz." dedi. Başka ne dedi? "Kişilerin dinlenmeleriyle ilgili kişi güvenliğini sağlayıcı düzenlemeler getireceğiz." dedi. Adalet Komisyonunda da "Bu HSYK Yasası'ndan sonra yeniden yargılamayla ilgili düzenleme getireceğiz:" dedi. Başbakan ocak ayının 5'inde bitmek üzere olduğunu söylemişti, "Bitmek üzeredir." demişti. Nasıl oluyor da ocak ayında bitmek üzere olan bir konu mayıs ayında formül bulunamaz hâle geliyor?

Değerli arkadaşlarım, bakın, Ceza Kanunu bugüne kadar tam 18 kez değiştirilmiş, 108 maddesi değişmiş. Bazı yıllar aynı yıl içerisinde 3 kez yapılan değişiklikler var. Örneğin 2013 yılında tam 3 kez değişmiş, 2014 yılında 2 kez değişmiş. Yine, Ceza Muhakemesi Kanunu çıktığı günden bugüne 14 kez değişmiş, 91 maddesi değişmiş, gene bazı yıllarda 2 kez değişmiş.

Şimdi, bu Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu AKP ve CHP'nin Mecliste olduğu 22'nci Dönemde çıktı. Bazı maddelerine Cumhuriyet Halk Partisinin itiraz etmesine karşın bir bütün olarak çıktı ama şimdi, Ceza Kanunu'nun sistematiği bozuluyor. Yani siz, iktidar olarak, AKP iktidarı olarak, konjonktüre bağlı olarak kendi ihtiyaçlarınızı karşılamak için Ceza Kanunu'nda ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda değişiklikler yapıyorsunuz. Yani "Parlamentoda yapılması gereken bir iş varsa yaparız." diyorsunuz ve kendinize yönelik tehlikeleri bertaraf etmek için Parlamentoda yapılması gereken bir olay olduğunu buluyorsunuz, yapıyorsunuz ama gerçekten hukuk dışı katliamları önlemek için buna hiç başvurmuyorsunuz. Sayın Bakanımız diyor ki: "Biz formül bulamadık." Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir kanun teklifi verdik, aslında birden fazla kanun teklifi verdik. Benim verdiğim kanun teklifinde 6352 sayılı Yasa'nın geçici 2'nci maddesinin dördüncü fıkrasının yürürlükte olduğu zaman kovuşturması yapılan, kesinleşen, kesinleşmemekle birlikte temyiz aşamasında olan kararların görev ve yetki yönünden hukuka aykırı olduğu nedenle yeniden yargılanmasını öngören bir kanun teklifi var Sayın Bakanım. "Formül bulamadık." demişsiniz de ben size formül veriyorum Sayın Bakan ama siz orada konuşuyorsunuz. Bizim kanun tekliflerimizi Sayın Komisyon Başkanından isteseniz benim verdiğim kanun teklifinde formülü görürsünüz. O verdiğim kanun teklifi sadece benim tarafımdan hazırlanmadı, Türkiye'nin önemli ceza hukukçuları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Benim de Hocam olan Köksal Bayraktar, Feridun Yenisey, Özer Özbek tarafından da denetlendi ve görüldü. O nedenle formül de bellidir arkadaşlar. Önemli olan siyasi iradenin niyetidir.

Ben isterdim ve dilerdim ki burada gerçekten Ceza Kanunu'nun, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun antidemokratik hükümleri değiştirilsin. Terörle Mücadele Kanunu'nda gerçekten değişiklikler yapılsın. Aslında ben, Terörle Mücadele Kanunu'nun tümden kaldırılmasından yana olan bir insanım. 2007'den beri bunu söylüyorum ama maalesef bu 104 maddenin içerisinde bunlar yok arkadaşlar. Maddeler üzerinde geldiğimizde hepsini ayrı ayrı tartışacağız, konuşacağız.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)