GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, 30/3/2014 TARİHİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN MAHALLÎ İDARELER GENEL SEÇİMLERİNDEKİ GEREK SANDIK KURULLARININ GEREKSE SEÇİM KURULLARININ İŞ VE İŞLEMLERİNDEN KAYNAKLANAN USULSÜZLÜKLER İLE MEVZUAT KAYNAKLI DÜZENSİZLİKLERLE İLGİLİ OLARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 30/4/2014 TARİHİNDE VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 4 HAZİRAN 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:97
Tarih:04.06.2014

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 30 Mart 2014 tarihinde yapılmış olan mahallî idareler seçimlerinde yaşanan aksaklıklar ve usulsüzlüklerin tespiti ve çözümleriyle ilgili araştırma komisyonu kurulması teklifimiz hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İptal seçimlerinin de yapılmasıyla beraber, tüm yurt genelinde zorlu geçen bir seçim sürecini atlatmış bulunmaktayız. Ama, üzülerek ifade etmeliyim ki yapılan seçimler cumhuriyet tarihimizin en şaibeli, tartışmalı ve itirazların en fazla olduğu bir seçim olmuştur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen sorunların asgariye indirilmesi noktasında yoğun çaba sarf eden başta Yüksek Seçim Kurulu Sayın Başkan ve üyeleri olmak üzere, bu süreçte önemli emekleri bulunan ve görevlerini layıkıyla yerine getirmeye çalışan Seçim Kurulu hâkimlerine, seçim müdürleri ve personeline teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Bilinmelidir ki gerek seçim öncesi iş ve işlemlerde gerek seçim günü ve sonrası itiraz süreçlerinde bazı ilçe seçim kurulları tarafından alınan yanlış kararlarla seçimlerin kaderi aksi yöne doğru yönlendirilmiştir. Seçmen listelerinin oluşturulma aşamasında yaşanan sorunlar Yalova gibi yerlerde seçimlerin iptal edilmesine neden olmuştur. Seçmen listeleri oluşturulurken ilçe seçim kurulu hâkimleri bulunulan yerdeki sulh hukuk hâkimlerinden kısıtlı kişilerin listelerini istemişlerdir ancak ne yazık ki sulh hukuk hâkimleri tarafından bu listeler duyarlı ve dikkatli biçimde hazırlanmadığı için oy kullanma yeterliliğini haiz olmayan birçok kişi seçmen listelerinde yer almış, oy kullanmış ve seçimlerin kaderine etki etmiştir. Bu durumu iyi kullanan iktidar partisi, seçimleri az oy farkıyla kaybettiği yerlerde emrine amade olan bu yapı sistemini kullanarak kısıtlı kişileri tespit etmiş ve itirazlarla seçimlerin iptali cihetine gitmiştir. Bu anlamda, takdir edilmelidir ki UYAP sistemine ulaşma hakkı ve yetkisi bulunmayan partimiz ve diğer muhalefet partileri bu şartlarda eşit yarış imkânını kaybetmiştir.

Şimdi sorulması gereken soru şudur: Oluşturdukları eksik listelerle seçimin sonuçlarına doğrudan etki eden sulh hukuk mahkemesi hâkimleri, seçimlerin iptali nedeniyle oluşan trilyonlarca zararı, hak mahrumiyetini ve demokrasinin işleyişini sekteye uğratmaları sebebiyle sorumlu tutulacaklar mıdır? Bunun hesabını kim, nasıl verecektir? Bu vebal elbette ki iktidar partisinin omuzlarındadır.

İktidar partisinin omuzlarında halledilmesi gereken daha birçok iş vardır. Mesela, illerden aldığımız birtakım bilgilerde muhtarlıkta kaydı olmayan ancak YSK'nın seçmen listesinde var olan ve oy kullanan seçmenlerden bahsedilmekte; muhtarlıkta kayıtlı gözüken ancak o adreste ikamet etmeyen seçmenlerden bahsedilmekte; muhtarlık adresinde gözüken ancak olmayan binalarda veya boş arsalarda adres gösterilen ve oy kullanan seçmenlerden bahsedilmektedir.

Seçmen listelerinin oluşumu açısından bir diğer husus: On binlerce seçmenimiz seçmen kayıtları dondurulduğu için sandığa gidememişlerdir. Uygulamada, seçmen listeleriyle ilgili bir itiraz vaki olduğunda ilçe seçim kurullarınca kolluk araştırması yaptırılmaktadır ancak kolluk güçleri tarafından bu araştırma sağlıklı yapılmadığından, sorgu esnasında evinde bulunmayan birçok kişi hakkında "oturmuyor" tutanağı tanzim edilmiş ve bu kişiler seçim kurulları tarafından seçmen listesinden çıkartılmışlardır.

Önceki seçimlerde yapılan uygulamaya göre, kişilerin adresinde oturmadığı tespit edildiğinde, sistem tarafından kayıtları eski adreslerine gönderiliyor ve bu seçmenler yine de eski adreslerindeki sandıklarda oy kullanabiliyordu. Yüksek Seçim Kurulu kararıyla bu seçimlerde yapılan kayıt dondurma uygulaması on binlerce seçmenin demokratik hakkı olan seçme hakkını kullanamamasına yol açmıştır.

Değerli milletvekilleri, bir diğer husus: Seçim döneminde, propaganda sürecinde aday olan mevcut belediye başkanları açık kanun hükümleri ve Yüksek Seçim Kurulunun genelgelerine rağmen, tüm reklam alanlarını sınırsızca kullanmışlardır. Normal şartlar altında kura çekilmek suretiyle partiler arasında eşit olarak paylaştırılması gereken reklam alanları, haksız ve adaletsiz biçimde mevcut belediye başkanlarının emrine sunulmuştur. Bu durum, eşit bir şekilde yapılması gereken propaganda sürecini başından sonuna kadar menfi bir şekilde etkilemiştir.

İktidar partisi bu süreçte devlet imkânlarını sonuna kadar kullanmıştır. Seçim bölgelerine giden bazı sayın bakanlar, başta seçim hâkimleri olmak üzere seçim çalışanları üzerinde baskı oluşturmaya çalışmışlardır. Propaganda sürecini denetlemeyle görevli mülki idare amirleri haksız propagandayı görmezlikten gelmişler, açık kanun hükümleri bulunmasına rağmen, kendilerine yönelen itirazları Yüksek Seçim Kuruluna görüş sorma bahanesiyle sürekli ertelemişler, zaman geçmesini sağlamışlardır. Seçim sonrasında, AKP'nin başarısız olduğu illerdeki valileri değiştirmesi bu anlamda oldukça manidardır.

Seçimlerin bitimiyle birlikte kıyımlar da başladı. Bu çerçevede hareket eden iktidar partisine yandaşlık yapmayan ya da oy vermediği kanaatine varılan birtakım memurlarımız sürgün edilmeye başlanmıştır. Erzurum'un İspir ilçesinden bir memuru, Hasan Ceylan isminde bir memuru alıp da Kars'ın Çıldır'ına verdiğin vakit ya da Bursa'nın Keles ilçesinde MHP belediye başkan adayının yakınlarının seçim sonrası belediyedeki işlerine son vermek suretiyle demokrasiye hangi katkıda bulunacağınızı zannediyorsunuz? Bu davranışınızla memleketin huzuruna, birliğine katkıda bulunma iddiasında bulunabilir misiniz? Seçim sonunda görevden aldığınız valiler Hükûmetin valisi değil de devletin valisi olduğu için mi görevden alındı? Böyle bir anlayışın bu memlekete ne kazandıracağını düşünmekte zorlanıyoruz.

Bir ilimizin herhangi bir beldesinde -ismini vermiyorum- seçim var, sayın vali oy devşirmek üzere beldeye gidiyor. Vatandaş kravatlı, takım elbiseli görünce diyor ki: "Bey, siz iktidar partisinin il başkanı mısınız?" "Hayır kardeşim, valiyim." "Kusura bakma, bugüne kadar hiç vali görmedik de onun için soruyorum." diyor. Maalesef, valilerimiz böyle acziyet içerisine düşmüşlerdir.

Seçim gününde, on binlerce seçmen, hatalı bir biçimde muhtarlık pusulalarını belediye başkanlığına ait zarflara koymuşlardır. Tabii, burada esas hatalı olan, yeterli biçimde eğitime tabi tutulmayan ve seçmenleri uyarmayan sandık kurullarıdır.

30 Mart tarihinde yapılan seçimlerde büyükşehir belediye başkanlığı için kullanılan 1 milyon 527 bin 252 oy geçersiz sayılmıştır. Bu sayı belediye başkanlığı seçimleri için 1 milyon 840 bin 140'tır. Bu rakamlar geçersiz oy sayılarının oldukça fazla olduğunu göstermektedir. Bu oylardan binlercesi, oy pusulası ve zarfına mühür vurulmadığı için geçersiz sayılmıştır. Sandık kurulu başkanlarının yeterli eğitimden geçirilmemesi nedeniyle on binlerce seçmenin iradesi geçersiz sayılmıştır.

Oyların sayımı, dökümü esnasında birçok oyun farklı partilere geçtiğini veya hatalı biçimde geçersiz sayıldığını üzülerek tespit etmiş bulunmaktayız.

Sandık kurulu sonuç tutanaklarında doldurulması gereken alanların fazlalığı ve karmaşıklığı, Türkiye genelinde oluşturulan tutanakların neredeyse yüzde 80'inin hatalı biçimde tutulmasına yol açmıştır.

Oy tasnif işlemleri sona erdikten sonra kilolarca ağırlıktaki oy torbalarının sandık kurulu başkanlarının sırtlarında ilçe seçim kurullarına götürülüşünü ve orada, saatlerce, torba teslimi için bu vaziyette sıra beklediklerini üzülerek gördük. Ülkemizin artık, bu çağ dışı görüntüden kurtulması gerekmektedir. Bu torbaların, oluşturulacak teslim heyetleri tarafından teslim alınarak topluca ilçe seçim kurullarına götürülmesi elbette ki daha yerinde olacaktır.

Bu seçimlerde, sandık başlarında birçok usulsüzlüğün yaşandığına şahit olduk. Seçmeni yönlendiren, hatta tehdit eden sandık kurulu başkanlarından tutun oy verme kabinine ikişer, üçer kişi giren seçmenlerden ve hatta sandık başında yaşanan kavgalara kadar birçok şeyi gördük. Yaşanan bunca usulsüzlüğe rağmen, iddiaları ispat noktasında sıkıntılar yaşandığı için bu konuların üzerine gidilmedi. Bu konuda, partimiz olarak her sandık başına, oy verme kabini hariç, diğer yerleri görecek şekilde kamera sistemi kurulmasını teklif ediyoruz. Maliyet anlamında belli bir yük getirebilir ancak ülkemizde seçimlerin şeffaf ve dürüst bir ortamda geçmesi de her şeyden önemlidir.

Değerli milletvekilleri, önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri bulunmaktadır. Bu seçimler de ilk defa yapılacak olması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu konuda hazırlanan Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, üzülerek görmekteyiz ki aceleyle geçirilmiş olduğundan önemli eksiklikler içermektedir. Bu seçimlerin ilk defa yapılacak olmasının yanı sıra, yurt dışında yaşayan yaklaşık 2 milyon 750 bin vatandaşımız da ilk defa bu seçimlerde bulundukları yerlerde oy kullanacaklardır. Yurt dışında oy verme işlemlerinin bitmesini müteakip oy pusulaları sayım yapılmadan Ankara'ya ulaştırılacak ve sayım işlemleri Türkiye'de oy verme işlemlerinin sona ermesiyle beraber başlayacaktır. Yurt dışında yaşayan seçmenlerimizin önemli kısmı seçimlerde ilk defa oy kullanacak ve bu anlamda yeterli şekilde bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Bu nokta da oldukça eksiklerimizin olduğunu ifade ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)