| Konu: | TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 03.06.2014 |
CHP GRUBU ADINA HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3'üncü maddede Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Şimdi nereden başlayayım, on dakika mı, beş dakika mı kullanayım diye hesap ediyorum ama on dakika da yetmeyecek, öyle düşünüyorum çünkü hem Kocaeli'nin çevreyle ilgili çok fazla problemi olduğu için... Her ne kadar Başbakan Kocaeli'ni Türkiye'ye örnek kent gösterse de kararmış, kahverengiye dönüşmüş Körfez deniziyle ve balıkların yaşamadığı bir denizle meşhur Kocaeli. Şimdi, dağlarımız ve dağlarımızda bulunan kestane, ıhlamur ve yine çevrede bulunan kiraz ağaçlarının kurumasıyla gündeme gelmiş bir Kocaeli'nden bahsetmek istiyorum. Ama bu konuya geçmeden evvel de biraz evvelki konuşmamda bir amonyak tankından bahsetmiştim, zamanın kısıtlı olması nedeniyle bu amonyak tankını çok anlatamadım.
Yine, sizin milletvekillerinizden bir arkadaşım, kentte verdiği demeçte "Haydar Akar mı bu kentte yaşıyor yoksa biz mi bu kentte yaşıyoruz?" diye bir soru sormuş yerel gazetelerde. Çok merak ediyorum, o arkadaşım Erzurum'dan gelip Kocaeli'ne yerleşti ama hâlâ kafası Erzurum'da kalmış, Kocaeli'yle ilgili çok fazla bir şey de gündeme getirmiyor, sadece Kocaeli'nde bize muhalefet ediyor, Kocaeli'nin problemlerini dile getirip, Kocaeli'nin problemlerini çözmek için gayret göstermek yerine Kocaeli'nde bize muhalefet etmeye çalışıyor.
Şimdi, arkadaşlar, yine örnek vermiştim, 17 Ağustos 1999 depreminde en çok vatandaşımızın öldüğü bölge Körfez bölgesiydi. Körfez bölgesi de gerçekten bomba üzerinde olan bir bölge; işte, TÜPRAŞ'ın tankları, diğer tesislerin tankları ve bu arada gübre fabrikasının, İGSAŞ'ın amonyak tanklarının bolca olduğu, yerleşimle iç içe geçmiş, nüfusu yüz binlere yaklaşan bir ilçeden bahsediyoruz. Biraz evvel yine örneğini verdim, orada bir fabrika var ve gübre üretiminde amonyak kullanıyor. 300 metreküplük bir amonyak kendisine yetiyor. Bu fabrika acaba yeni tesisler mi kuruyor, yeni yatırımlar mı yapıyor, yeni istihdam sahaları mı yaratıyor diye bakıyoruz; böyle bir şey de yapmıyor ama 37.200 metreküplük bir tank izni için ÇED raporu alıyor; ÇED olumlu değerlendirme raporu veriliyor.
Sayın Bakan, bu rapor verilirken Kocaeli Valiliğinden görüş sormuşsunuz, demişsiniz ki Kocaeli Valiliğine: "Böyle bir talep var Körfez bölgesindeki GÜBRETAŞ fabrikasından, bu talebi nasıl değerlendiriyorsunuz?" Kocaeli Valiliğinden bir vali yardımcısı cevap vermiş size "O bölge çok yoğun konut alanının olduğu, yerleşim alanının olduğu, yine E5 Karayolu'na 50 metre, otoyola 350 metre, bugün hızlı tren güzergâhının -ki banliyö güzergâhı aynı zamanda, güzergâh değişmedi- olduğu bölge. Bu nedenle de amonyak tanklarınızın..." Amonyak tankına gaz olarak girilip orada likitleştirme işlemi, sıvılaştırma işlemi yapılıyor. Bu arada transferde ve bu işlem sırasında oluşabilecek bir gaz kaçağının insanlara çok büyük boyutlarda zarar vereceği -1'e 850 oranında genleşme katsayısına sahip bir gazdan bahsediyoruz- söylenmiş ve depremde o bölgedeki insanlar bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştır, alarm verilmiştir Valilik tarafından bölgeye girilmemesi konusunda. TÜPRAŞ yangınıyla beraber, gaz sızıntısına karşı bölgeye girilmemesine karar verilmiş ve insanlar hayatlarını kaybetmişlerdir kurtarma çalışmaları yapılamadığı için. Şimdi, bu kadar tehlikeli bir tank, 300 metreküplük bir tanka karşılık 37.200 metreküplük bir tank kuruluyor, gerçekten bir bomba. Şimdi, birinci vali yardımcısı diyor ki size: "Mümkün değil, burada bu tankın kurulmasının çevreye çok büyük bir zararı olur. Allah korusun, bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda Körfez ilçesini toptan öldürürüz." Bu kadar açık söylemiyor belki ama olumsuz diyor sizin için. Sonra, üç ay sonra Çevre Bakanlığı bir görüş sormamış, bir başka vali yardımcısı diyor ki: "Efendim, gerekli tedbirler alınırsa o tank yapılabilir." Şimdi, düşünüyorum, gerekli tedbir nedir? Ya o yerleşim alanlarını boşaltacaksınız, ya kara yollarını oradan kaldıracaksınız, ya demir yollarını oradan kaldıracaksınız, gerekli tedbir budur. Ama gerekli tedbir yok. Buna rağmen siz bir de halka da sormamışsınız. Bu üç ay sonra gelen yazıdan on beş gün sonra ÇED olumlu raporu vermişsiniz, "Bu tankı yapabilirsiniz." demişsiniz.
Şimdi merak ediyorum, siz hangi görüşe, hangi dayanağa, hangi kritere istinaden bu görüşü verdiniz, niye verdiniz? Bu tanka gerçekten Kocaeli'nin veya Türkiye'deki endüstrinin ihtiyacı mı var, yoksa bu fabrika İran'da amonyak üreten bir tesis satın almış da bu tesiste üretilen amonyağı Türkiye'ye transfer edecek ve Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde ticari faaliyetlerde mi bulunacak, bunun için mi vermiştiniz? Bunu gerçekten merak ediyorum. Mutlaka Türkiye'nin bu tesislere ihtiyacı var ama bu tesisleri yaparken, Soma'da karşılaştığımız olayla karşılaşmamak için, 17 Ağustos depreminde Kocaeli'nde yaşadığımız gibi bir olayla karşılaşmamak için tekrar, ne yapmamız lazım? Bunun çevreden uzak yerlerde inşasına izin vermemiz lazım. Ama ne yapıyoruz? Kentin göbeğinde buna izin veriyoruz.
Derhâl bu konunun araştırılıp tekrar bir gözden geçirilmesini sizden rica ediyorum. Gerçekten, Soma gibi sonradan ah vah etmeyelim. Biz deprem kuşağında yaşayan, deprem bölgesinde yaşayan, deprem bölgesinde olan bir kentiz. Allah korusun, yarın böyle büyük bir felaketle karşılaştığımızda binlerce insan ölür, yüzlerce Soma'yla karşı karşıya kalırız. Onun için sizden ricam -biraz sonra depremle ilgili bilgileri de vereceğim- o konunun tekrar gözden geçirilmesi.
Şimdi, gerçekten, arkadaşlar, Kocaeli mağdur edilen bir kent. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra 3.756 bina hasarlı olarak duruyor hâlâ. Çok önemli bu...
Bana beş dakika işareti yapma! Gerçi sizi bu konular ilgilendirmiyor.
9.971 konut şu anda orta hasarlı ve bu konutların tümünde kiracılar oturuyor arkadaşlar. Belki birkaçında ev sahibi oturuyor olabilir. Tümünde kiracılar oturuyor ve yüzde 70'ine yakın da öğrenciler oturuyor, başka kentlerden gelmiş, sizin çocuklarınız, sizin evlatlarınız bu kentte, bu orta hasarlı binalarda oturuyor. Biz Kocaeli Milletvekiliyle beraber her yıl da Gölcük'te anmaya çıktığımızda, depremle ilgili anma töreninde yaptığımız konuşmada tedbirlerin alınacağını, en kısa zamanda bu orta hasarlı binaların yıkılacağını, kentsel dönüşüm çerçevesinde, çıkan kanunlar çerçevesinde bunların yerine getirileceğini söylüyoruz ama Kocaeli'ne bir çivi çakmıyorsunuz. Yazıktır, günahtır. Kocaeli bunu hak etmiyor. Yarın öbür gün bir felaketle karşılaştığımızda çok daha büyük ölümlere neden olabilir. Sadece Kocaeli mi?
Bakın, resmî kayıtlara göre 17.480 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı, 500 kişi de sakat kaldı ama Kocaeli'nde kentsel dönüşüm projesi nereye uygulanıyor, biliyor musunuz Sayın Bakan? Boş arazilere. Askeriyeden, askerlerden almış olduğunuz arazilerde kentsel dönüşüm projesi uyguluyorsunuz, bir de fuar alanında kentsel dönüşüm projesi uygulanıyor. Orada yanan bir AVM vardı, Van Milletvekilinin kardeşinin AVM'si. Orada kentsel dönüşüm uygulayarak 10 bin metrekare daha fazla bir inşaat yapmasına izin verildi ve onu resmîleştirdiler. Kentsel dönüşümü Kocaeli Belediyesi böyle uyguluyor. Yine buna da yazıktır, günahtır diyorum, buna da bir bakın diyorum.
Onun için ben burada Kocaeli için bağırdığımda sizin milletvekiliniz kente gidip "Haydar Akar Kocaeli'nde yaşamıyor galiba." diyor.
Haydar Akar yirmi dört saatini Kocaeli'nde geçiriyor. Haydar Akar yaz tatillerinde başka bir memlekete gitmiyor. Haydar Akar yaz tatilini de Kocaeli'nde geçiriyor. Kocaeli'nin problemlerini elimden geldiğince buraya getirmeye çalışıyorum. Niye getirmeye çalışıyorum? Gerçekten Kocaeli örnek gösterilecek bir kent değil çünkü Türkiye'nin değil, Avrupa'nın en borçlu büyükşehir belediyesine de sahibiz. Diyecekler ki, "Yuvacık Barajı'ndan" diyecekler...
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Doğrudur, doğru, doğru, CHP'den kalma.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Değil, değil. Palavrayı bırak! Çıkacaksın buraya, aslanlar gibi konuşacaksın. İkide bir oradan "CHP'den" demeyeceksin.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - CHP'den kalma, doğru.
HAYDAR AKAR (Devamla) - 5,4 trilyonu bize ait, bize, aslanlar gibi bize ait; 13,8 katrilyonla Avrupa rekoru sizde. Ne yaptın çiçek böcekten başka? Hiç konuşmayacaksın.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Dünyanın en borçlu belediyesi ve CHP'den kalma.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, dünyanın en borçlu belediyesi sayenizde oldu. Çiçek böcekten başka, sabah kahvaltılarından başka bir iş yapmıyorsunuz Körfez'de, Körfez'de yapmıyorsunuz.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - 30 Martta niye oy verdiler ya?
HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, niye oy verdiklerini ben açıklarım biraz sonra, biraz daha zamanım olsa, oradan işaret etmezse üç beş dakika kaldı diye, onları da açıklarım.
Kocaeli ihmal ediliyor. Kocaeli 70'inci, 80'inci sırada devlet yatırımı alıyor. Sizden rica ediyorum: Beni eleştireceğinize bu problemleri buraya taşıyorum diye, bu problemlerin çözümüne katkı sunun, ben de size teşekkür edeyim Kocaeli'nde, diyeyim ki bu arkadaşlarım Kocaeli'nin eğitim problemine katkı sunmuşlardır. Bakın, Fikri Işık Komisyon Başkanı olduğunda ilk defa Kocaeli'ne bin öğretmen atanmıştır. Her yıl bir Bayburt kadar büyüyen Kocaeli'nde yeni dersliklere, yeni öğretmenlere ihtiyaç vardır. Biz bunu da söyleyebilecek kadar yürekli insanlarız ama yapmadığınız işleri burada algı yaratıp da "Yapıyorum." diye söylemenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Yapılanları göreceksin.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.