| Konu: | HDP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLİ IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN TARAFINDAN, 5/7/1993 TARİHLİ MGK'YE SUNULAN RAPORLARLA BİRLİKTE O GÜN ALINAN KARARLARI DA KAPSAYAN, BU TARİHTEN SONRA GERÇEKLEŞTİRİLEN VE BİR DÖNEMİN KAYBINA NEDEN OLAN TÜM OLAYLARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 13/12/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 3 HAZİRAN 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 03.06.2014 |
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
HDP grup önerisiyle, 5 Temmuz 1993 tarihli Millî Güvenlik Kuruluna sunulduğu iddia edilen raporla birlikte o gün alınan kararları da kapsayan ve bu tarihten sonra gerçekleştirilen faili meçhul olayların ve sorumlularının araştırılması için verilen araştırma önergesinin bugünkü Genel Kurul gündemine alınması talep edilmektedir.
Ülkemizde özellikle 1990'lı yılların başından 2000'li yıllara kadar geçen dönem, faili meçhul cinayetlerin ve terör olaylarının zirveye çıktığı yıllar olarak tarihimize geçmiştir. Özellikle yakın tarihimize baktığımızda 1993 yılı faili meçhul cinayetler yılı olarak hafızalarımıza kazınmıştır. 1993 yılının öncesinde ve sonrasında aydınlarımız, gazetecilerimiz, bilim adamlarımız faili meçhul cinayetler neticesinde, maalesef, hayatlarını kaybetmişlerdir. Suikastlar, ihmaller, ölümler ardı ardına gelmiştir. Sonraki süreçte de Susurluk olayı ve ardından 28 Şubat postmodern darbesine götüren süreç ve otuz yıllık bir terör gerçeğiyle ülkemiz karşı karşıya kalmıştır. Terör, faili meçhuller, demokrasi eksikliği ekonomimize de yansımış, bir taraftan cinayetler devam ederken diğer taraftan da hazinenin kasası boşaltılmaya, bankalar batırılmaya devam etmiş, bunun faturası da milletimize çıkarılmıştır. Ülkeyi yöneten koalisyon partileri, ortalama ikişer yıl dönüşümlü olarak iktidarı paylaşmışlar, ne teröre ne faili meçhullere ne de demokrasiye çare olabilmişlerdir. Ülkemiz hem demokraside hem de ekonomide kan kaybetmiştir.
İşte 90'lı yılların karanlık tablosundan kurtulmak isteyen milletimiz, 2000'li yılların başında bir karar vermiş ve yeni bir dönemin kapılarını aralamıştır. Toplumda kaos ve güvensizlik ortamı oluşturmak isteyenlerin ve demokrasi karşıtı hedeflerini gerçekleştirmek isteyen kirli odakların en önemli silahı olan faili meçhuller AK PARTİ iktidarıyla birlikte son bulmuştur. Son on iki yılda Türkiye'de faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmaya çalışıldığına, çetelerin, mafyanın, karanlık odakların üzerine kararlılıkla gidildiğine, hiçbir şeyin üzerinin örtülmesine izin verilmediğine şahit oluyoruz.
Türkiye çok önemli bir süreçten geçmektedir değerli milletvekilleri. 2002 yılından itibaren kararlı bir şekilde uygulanan demokratikleşme adımlarının bir devamı olarak daha güçlü, demokratik, özgür ve huzurlu bir Türkiye için "çözüm süreci" olarak adlandırılan süreç başlatılmış. 2009 yılında başlatılan "Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi"nin devamı niteliğinde olan çözüm sürecinin nihai hedefi terörün tamamen sonlandırılmasıdır. Çözüm süreci sayesinde ülkemizin özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri on yıllardır özledikleri normalleşme görüntülerine kavuşmaya başlamışlardır. Bu bölgelerde gidilemeyen yerlere gidilir, çıkılamayan yerlere çıkılır olmuştur. Eskiden güvenlik nedeniyle kapalı olan alanlarda artık piknik yapılmaktadır. Bölgede ekonomi ve turizm canlanmaya, olağan manzaralar görülmeye başlanmıştır.
Çözüm sürecine çok geniş toplumsal kesimlerden ciddi bir destek verildiği ve toplumda sürece ilişkin olumlu bir beklentinin hâkim olduğu gözlenmektedir. Esasen, giderek artan kamuoyu desteği, bu sürecin başarıya ulaşmasının en önemli teminatıdır.
Son günlerde çözüm sürecini baltalamaya dönük girişimleri üzülerek görmekteyiz. Bir buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden, bölge halkını huzura kavuşturan bu süreç içerisinde, özellikle son günlerde terör örgütünün çocuk kaçırma, asker ve kamu görevlilerini kaçırma, yol kesme, kamu ve özel araçları yakma girişimlerinin olduğunu görüyoruz. Bu durum, bölgede yaşayan vatandaşlarımızı tedirgin etmektedir. Çocukları kaçırılan anneler, Diyarbakır'da günlerdir eylem yapmaktadır. Annelerin eylem yapmalarına, seslerini duyurmak istemelerine bile tahammül edemeyen bir siyasi anlayışı bölge halkı ibretle izlemektedir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, çocukları kaçırılan anneleri çeşitli bahanelerle eylem yaptıkları yerden kaldırmak istemesine maalesef Gezi sürecinde şiddet kullanan vandallara sahip çıkan siyasilerin bu konuda sessiz kaldıklarını da milletimiz ibretle izlemektedir.
Araştırma önergesinde bahsedilen -1993 yılında meydana gelen- olayların aydınlatılması şüphesiz önemlidir. Bu hususta geçmişte de Mecliste araştırma komisyonları kurulmuştur. Ülkemizin son otuz yılına damgasını vuran karanlık olayların AK PARTİ iktidarında bir bir ele alındığı hepimizin malumudur. Güneydoğuda yaşanan faili meçhul olaylar, bu olaylarla ilgili açılan soruşturma ve kovuşturmalar, Şemdinli davası gibi önemli kovuşturmaların yeniden ele alınması, faili meçhullerle ilgili başlatılan soruşturma ve devam eden davalar, kazılar, karanlıkta kalmış onlarca olay yargının önüne bu dönemde çıkarılmıştır. Ancak, şu anda önümüzde bekleyen en önemli sorun, çözüm süreci devam ederken Diyarbakır'da ağlayan annelerin feryadına kulak vermektir.
HDP grup önerisiyle faili meçhul olayların sorumlularının bulunması için bir araştırma komisyonu kurulması istenmektedir. Geçmişte yaşanan bu karanlık olayların arkasındaki gerçek aslında artık herkes tarafından bilinmektedir. Bu gerçeğin araştırılması için "Darbe Komisyonu" dediğimiz ve görevini başarıyla sonuçlandırarak raporuyla önemli bir kaynak oluşturan Meclis araştırma komisyonu ülkemizde demokrasiye müdahale eden girişim ve süreçleri tüm boyutlarıyla araştırmış ve alınması gereken önlemlerle ilgili olarak çok önemli bir rapor oluşturmuştur. Ortaya çıkan kaynak gerçekten geleceğimize ışık tutan bir kaynaktır. Yine, faili meçhul cinayetlerin en önemli amacı toplumsal barışı bozarak ülkede kaos oluşturmaktır, teröre ve antidemokratik müdahalelere zemin hazırlamaktır.
Son olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde toplumsal barış yollarının araştırılması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu da tam bu amaca yöneliktir. Bu Komisyon da faili meçhul olayların arka planının araştırılmasında tıpkı Darbe Komisyonunda olduğu gibi toplumsal barışı bozmaya yönelik faaliyetlerin araştırılmasında çok önemli rol oynayacaktır. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da bazı faili meçhul olaylarla ilgili olarak yapmış olduğu araştırmalar neticesinde cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunmuştur. Bu nedenle, bu komisyonların işlevsiz olduğu yönündeki eleştirilere katılmak mümkün değildir.
Aynı mahiyette ve benzer durumda, aynı amaca yönelik komisyonların kurulmuş bulunması ve raporlarını da Meclis Genel Kuruluna sunmuş olmaları nedeniyle HDP grup önerisine katılmadığımı belirtiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)