GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ARTAN ŞİDDET OLAYLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELER VE MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU RAPORU
Yasama Yılı:4
Birleşim:94
Tarih:28.05.2014

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesiyle ilgili Komisyon raporu üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Aslında, başından beri burada sabır gösteren tüm arkadaşlarıma da ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, evet, şu anda sağlıkta şiddeti konuşuyoruz. Aslında bu şiddet, hepimizin, muhalefet, iktidar ve tüm milletin, tüm doktor arkadaşlarımızın, toplumun her kesiminin kabul ettiği bir olay. Bunu, sağlıkta şiddeti yapanı baştan kınamak istiyorum. Benden önce konuşan, muhalefet de dâhil olmak üzere tüm arkadaşlarımın konuşmalarına saygı duyduğumu önce ifade ediyorum ama -yapılması gereken- bazı gerçekleri ifade etmemeleriyle ilgili de bir konuşmam olacak, onu da mazur görmelerini özellikle rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, Türkiye sağlıkta bir dönüşüm yaşadı. Aslında her arkadaşım, özellikle muhalefetteki arkadaşlarım, tüm bu olayları, sağlıktaki şiddeti getirip bu sağlıktaki dönüşüme mal etmeye çalıştılar, özellikle performansa mal etmeye çalıştılar, sağlığın diğer şeylerine mal etmeye çalıştılar. Yalnız ben şunu ifade etmek istiyorum: Olabilir, ona da saygı duyuyorum çünkü siyaseten böyle bir şey de yapabilirsiniz, öyle de düşünüyor olabilirsiniz ama bir gerçek var ki bu gerçekleri burada ben bir kez daha ifade etmekten kaçınmayacağım.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, 2002 yılı öncesinde Türkiye'deki sağlık sistemini şöyle bir hatırlayacak olursak hastaneler ayrıydı, her türlü kurumların hastaneleri vardı, üniversite hastaneleri vardı, devlet hastaneleri vardı ve bir tarafı eksik kalan hizmetler söz konusuydu. Hele SSK'lı hastaların SSK hastanelerindeki aldıkları hizmeti şöyle bir gözümüzün önüne getirecek olursak bir doktor günde 200 hastaya bakıyordu.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Şimdi de 500 kişiye bakıyor.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Hatta, karşısına geldiğinde adını sormadan daha "Sizin şikayetiniz ne?" dediğinde, karşıdaki hastanın "Midem ağrıyor." dediğinde direkt 4-5 kalem ilaç yazdığını ve bu ilaç için aldığı reçeteyle de doğru gidip eczanede de sıraya girdiğini, üç dört gün sonra ancak ilaçlarını aldığı gerçeğini hepimizin hatırlamasında fayda görüyorum. Onun yanında, zaten yazılan ilaçların büyük bir kısmını da yine temin edemiyordu, hastalar mağdurdu.

Yine, aynı şekilde, sıralar, hasta kuyrukları ön plandaydı. Çekilecek basit bir röntgen filmi için dahi günlerce sıra verildiği, yapılan tahlil ve tetkiklerin kalemlerinin çok düşük olmasına rağmen yapılamadığı gerçeği hepimiz tarafından biliniyor.

Benden önce konuşan doktor arkadaşlarıma hatırlatmak istiyorum. Onlar da benim gibi eminim ki doktorluk mesleğinden büyük onur duyuyorlardır, ben de her zaman onur duydum ve onur duymaya da devam edeceğim. Ancak, o dönem çalışmalarını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Polikliniğe gelen hastalardan istediğiniz tahlil ve tetkiklerin günler sonra önünüze geldiğini ve onlara yazacağınız doğru dürüst ilacın olmadığını da tekrar hatırlatmakta fayda var. Tüm bunların, bu kaos ortamının içerisinde hastaneler tek çatı altında birleştirildi. Birkaç arkadaşımın bahsettiği gibi, özellikle İdris arkadaşın bahsettiği gibi, genel sağlık sigortası devreye girdi ve artık, geliri olan, geliri olmayan herkese sosyal devlet anlayışının bilinci doğrultusu içerisinde sağlık hizmeti en iyi şekilde verilmeye başlandı.

Hastanelerdeki kalitenin arttığını, poliklinik sayılarının arttığını yine hatırlatmak istiyorum. Üniversite hastaneleri yine hakeza öyle. Hepimiz asistan olduk, hepimiz doktorluk mesleğini alabilmek için gecemizi gündüzümüze kattık, çalıştık. Ama, oradaki çektiğimiz meşakkatleri şöyle bir hatırlatmak lazım. Mesela, ben cerrah olarak cerrahide bir siyah ipliğin dahi olmadığı dönemleri yaşadım arkadaşlar.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bugün de aynı.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Hayır, öyle değil, öyle değil.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bugün de aynı.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Lütfen, sabırla dinleyin, inanın, sabırla dinleyin öyle olmadığını hepiniz de çok iyi biliyorsunuz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O tarihte sağlık müdürüydünüz İsmail Bey.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bugün de aynı, hâlâ iplik bulamıyorlar.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Hele Aytuğ Hocam sen başhekimlik de yaptın, hastanendeki eksiklikleri lütfen hatırla diyorum, başka bir şey demiyorum size.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O tarihte sağlık müdürüymüşsünüz.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Bakın, doğrudur, ben sağlık müdürlüğü de yaptım, hastane başhekimliği de yaptım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - E, sağlık müdürlüğünüz döneminde bir siyah iplik bulunmuyor.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Benim yaptığım her dönemi rahatlıkla araştırabilirsiniz. Büyük bir özveriyle, işte olmayan imkânlar dâhilinde neleri yaptığımızı o zaman daha iyi göreceksiniz, inanın öyle.

Tabii, sağlıktaki şiddeti...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, Kemal Bey'in genel müdürlüğünün hesabını biz veriyoruz ya, sen de sağlık müdürlüğünün hesabını ver, başhekimliğinin hesabını ver.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Bakın, doktor olmak o kadar kolay bir iş değil değerli arkadaşlar, sağlık çalışanı olmak kolay bir olay değil, kolay değil değerli arkadaşlar.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Perişan ettiniz, bir siyah ipliğe muhtaç bıraktınız Kayserili hastayı.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Ona da örnek vereyim. Benden önceki... Biz o dönem çalıştığımızda bir uzman hekimin aldığı rakamı ben hemen size söyleyeyim, çıkarttırdım biraz önce yanlışlık olmasın diye de, 2002'de özellikle bir uzman hekimin aldığı maaş 1.300 lira, 1.300 TL.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Şimdi kaç lira ağabey?

İSMAİL TAMER (Devamla) - Şimdi ek ödemeyle 4.300 lira.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Ek ödemesiz ne kadar alıyor, onu da söyleyin! Ek ödemesiz ne kadar alıyor söyleyin onu da!

İSMAİL TAMER (Devamla) - Bakın, 1.730 lira. Şu anda aldığı maaşı söylüyorum, 2.280 lira maaş, 5.500 lira ek ödeme, 7.780 lira bugün maaş alıyor.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Doğru değil! Doğru değil!

İSMAİL TAMER (Devamla) - Burada bir şey söyleyebilirsiniz, bir şey de haklı olabilirsiniz. O hak nedir biliyor musunuz, o hak nedir?

ALİ ÖZ (Mersin) - Doğru değil, vallahi doğru değil ya! Yapma! Yüzde kaçı alıyor?

İSMAİL TAMER (Devamla) - O da performansın belki de özlük haklarına yansımasıyla ilgili çok açık, net bir şekilde bunu yapmamız lazım.

ALİ ÖZ (Mersin) - Bu rakamları yüksek söylemeyiniz, böyle bir şey yok! Emekli maaşlarını söyle, boş maaşlarını söyle! Yapma ya!

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ya, öyle bir şey yok; o kadar maaş verin, biz de kabul edelim. 7.700 maaş verin, kabul edelim.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, ben sizi rahatlıkla dinledim, lütfen siz de dinleyin.

Hasta haklarıyla ilgili Türkiye'deki gelişmelerden arkadaşlarım bahsettiler. Türkiye'deki sağlığın gelişmesini bebek ölüm hızıyla, anne ölüm hızıyla ifade ettiler. Bugün gelişmiş bir ülkenin, gelişen bir ülkenin bebek ölüm hızını ve anne ölüm hızını bizim seviyemize çektiği yıl otuz sene, en az otuz yıl, biz on yıl içinde bunu başardık.

Değerli kardeşim belirttiler...

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Bebek ölüm hızları sizden önceydi yine.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Lütfen, öyle de söylemeyin.

Benim ihtisas dönemimdeki binde 34'lerdeki bebek ölüm hızı bugün binde 9'lara gelmiştir. Ya, bu güzellikleri söylememek için niye böyle siyasi bir şeye giriyorsunuz, ben de anlamıyorum onu.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hocam, siz ihtisas yaparken Kadıköy'de faytonla geziyorlardı, onunla bugünü karşılaştırın.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Anne ölüm hızı da aynı, yüz binde 64'ten bugün yüz binde 16'lara inmiş. Ambulans helikopterler ortaya çıkmış. Ve yine ben size ifade edeyim: Yoğun bakım oranları, erişkinlerde -bugün için söylüyorum- 26.043 yoğun bakım yatağı söz konusu, o zamanlar 6 binler civarındaydı bu rakam. 17 bini erişkin ve çocuk, 9 bini de yenidoğan olmak üzere.

Değerli Aytuğ Hocam siz daha iyi değerlendirirsiniz çünkü bir çocuk profesörüsünüz, yenidoğan yoğun bakımlarının hangi noktadan nereye geldiğini ben sizin takdirinize bırakıyorum.

Değerli arkadaşlar, tabii ki tüm bunlar içerisinde yapmamız gereken, sağlıktaki şiddeti konuşmamız lazım. Görüyorum ki ve inanıyorum ki sağlıktaki şiddeti birlik, beraberlik içerisinde, bu güzellik içerisinde çözebileceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. O açıdan, hepimizin aynı şekilde, düşünme özgürlüğüyle birlikte birleştirirsek çok daha iyi bir yola geleceğimiz kanısındayım. İstediğiniz şekilde geçmiş dönemdeki sağlık hizmetleri ile şimdiki arasındaki farkı siz ifade etmeseniz de saygıdeğer halkımın hepsi ifade ediyor, biliyor zaten.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Değerli Milletvekilim, siz kürsüdeyken bir şey öğrenmek istiyorum.

İSMAİL TAMER (Devamla) - Yüzde 39'lardan yüzde 76'lara çıkan hasta memnuniyet oranını hepimiz söyledik, ben de ifade edeceğim. O açıdan değerli arkadaşlar...

ALİ ÖZ (Mersin) - Bir de sağlık çalışanlarının memnuniyet anketini yapalım İsmail Ağabey.

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Bir şey öğrenmek istiyorum: Bir şiddeti... Sayın Vekilim...

İSMAİL TAMER (Devamla) - Bakın, biz burada şiddeti konuşuyoruz, şiddet yapmayalım lütfen, saygılı olalım. Öyle değil mi, şiddet yapmayalım?

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Hayır, hayır, şiddet yapmıyorum, öğrenmek istiyorum. Biz şiddeti performansa, sisteme dayandırdık, siz neye dayandırdınız, merak ediyorum?

İSMAİL TAMER (Devamla) - Bakın, hepinize saygı duyduğumu ifade ettim, hepinizin fikirlerine saygı duyduğumu söyledim. Lütfen dinleyelim, zaten süremiz de bitmek üzere. Ama akşamın bu saatinde şunu ifade edebilirim ki: Sağlıktaki şiddeti birlikte çözebileceğimizi, hepinizin katkılarıyla çözebileceğimizi ifade ediyorum.

Hepinize, tüm sağlık çalışanlarımıza, başta doktorlarımız olmak üzere, hemşirelerimize, sağlık memurlarımıza, yardımcı sağlık personelimize...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Eczacılara...

İSMAİL TAMER (Devamla) - ...eczacılara, diş hekimlerine, tüm herkese saygı ve sevgilerimi iletiyorum ve herkese iyi akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)