| Konu: | SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ARTAN ŞİDDET OLAYLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELER VE MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU RAPORU |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 28.05.2014 |
MUSTAFA BALOĞLU (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarının araştırılması ve gerekli önlemlerin belirlenmesiyle ilgili kurulan Komisyon raporu hakkında söz aldım. Heyeti saygıyla selamlıyorum.
Günümüz dünyasında sıkça karşımıza çıkan "iş yerinde şiddet" küresel bir sorun hâline gelmiş fakat problemin gerçek boyutu henüz netlik kazanamamıştır. Bunun yanında, iş yeri şiddetinin kişi, kurum ve toplum açısından büyük bedelleri olduğu aşikârdır. Günümüzde şiddet vakasıyla hemen hemen her iş yerinde karşılaşılıyor olmasına rağmen, özellikle bazı sektörlerde şiddet olaylarının daha sık yaşandığı görülmektedir. Bu sektörlerin en başında sağlık sektörü gelmektedir. Dünya genelindeki araştırmalara bakıldığında, tüm iş yeri şiddeti vakalarının neredeyse dörtte 1'inden fazlasını sağlık sektörü vakaları oluşturmaktadır.
Ülkemizde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasının nedenlerinin üzerinde düşünüp çözüm üretmek son derece önem arz etmektedir. Şiddet vakaları daha tehlikeli boyutlara ulaşmadan da bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi öncelikle şiddetin analizi yapılmalı ve sonrasında da gereken önlemlerin alınması yolunda adımlar ivedilikle atılmalıdır.
Diğer ülke örneklerinden de anlaşıldığı üzere, problem ulusal değil globaldir. Tüm dünyada sağlık alanında şiddet vakaları yaşanmakta ve önlemler üzerinde tartışmalar yapılmaktadır çünkü biliyoruz ki genel anlamıyla şiddet olgusu günümüz toplumlarının temel sorun alanlarından birini oluşturmaktadır. Aslında bulgular, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de aynıdır. Yapılan bazı çalışmalarda şiddetin, diğer iş yerlerine göre en çok sağlık alanında ortaya çıktığı, sağlık alanındaki iş yeri şiddetinin diğer sektörlerdeki şiddetten farklılıklar gösterdiği ifade edilmiştir. Bir başka çalışmada, sağlık kurumlarında çalışmanın diğer iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden 16 kat daha riskli olduğu belirtilmiştir. Sorunun global olması şiddetin önlenmesi konusunda çalışmalar yapmış ve başarılı sonuçlar elde etmiş ülkeleri örnek almak açısından önemlidir. Bu bakımdan, ülke örnekleri üzerine daha çok eğilmeli ve araştırmalar genişletilmelidir.
Yapılan çalışmalarda "ülkemizde sağlıkta şiddet" denildiği zaman üzerinde durulması gereken en önemli konu iletişimdir. Hasta ile hekim ve sağlık çalışanları arasındaki kötü iletişim şiddetin nedenleri arasında en üst sırada yer almaktadır. Bunun yanında hastalık psikolojisi, sağlık çalışanlarının ilgisizliği, uzun bekleme süreleri, sağlık çalışanlarının aşırı iş yoğunluğu ve diğer konular sırayla şiddetin kaynağını oluşturmaktadır. Burada önemli olan nokta sağlık kurumlarında gözlenen şiddetin toplumdan bağımsız değerlendirilmemesi gereğidir çünkü şiddet, toplumdaki bir profilin yansımasıdır. İşte bu amaçla, Meclisimizde tüm grubu bulunan partilerimizin ortak iradesiyle bir Meclis araştırması komisyonu kurulmuş ve Komisyonumuz çok yoğun ve verimli bir çalışma sonucunda, 17 üyesinin imzasıyla raporunu Meclis Başkanlığımıza sunmuştur.
Komisyonumuz dört aylık çalışma süresince 24 resmî toplantı yapmış ve araştırma konusunda bilgi sahibi olmak için ilgili kamu kurum ve kuruluşları, akademisyenler, ilgili sivil toplum kuruluşları ve şiddet mağduru sağlık çalışanlarıyla görüşmüş, bilgi ve önerilerine başvurmuştur. Ayrıca, yerinde dört ayrı ziyaret gerçekleştirilmiştir.
Komisyon çalışmaları sırasında ve sonunda öneri ve taleplerimiz Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlara iletilmiştir.
Şiddet insanlık tarihi kadar eski bir olgudur ve birçok bireysel ve toplumsal ögeyle birlikte irdelenmesi gerekmektedir. Sağlık kurumlarında şiddet hasta, hasta yakınları ya da herhangi bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan tehdit davranışı, sözel tehdit, ekonomik istismar, fiziksel saldırı ve cinsel saldırı olarak tanımlanmaktadır.
Sağlık çalışanlarına iletişim ve gerginlik azaltma tekniklerinin verildiği bir eğitim programının oluşturulması şiddeti uygulayanlara ceza ve yaptırımların artırılması kadar önemlidir çünkü bu şekilde sağlık çalışanı şiddet olaylarının yönetimini öğrenecek, olay gerçekleşmeden sonlandırma imkânı bulabilecektir.
Bunun yanında, sağlık personelinin maruz kaldığı her bir şiddet olayının raporlanması ve belgelenmesini sağlamak gerekmektedir. Bakanlığımız, mevzuat çalışmaları kapsamında Sağlık Çalışanlarına Karşı Hasta ve Hasta Yakınları Tarafından Uygulanan Şiddet Olaylarını Önlemek Konusunda Çalışan Güvenliğinin Sağlanması Genelgesi'ni 14/5/2012 tarihinde yayımlamıştır. Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca yapılacak hukuki yardıma ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yine aynı tarihte Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. Tüm sağlık çalışanları yapılan bu mevzuat çalışmaları doğrultusunda, şiddete maruz kaldığı durumlarda Bakanlığımız tarafından gerekli destek ve hukuki yardımı alabilmektedir.
Tüm sağlık kurumlarında başhekim yardımcısının doğrudan takip edeceği, çalışan güvenliği birimleri kurulmuştur. Bağlı birimlerdeki çalışan hakları ve güvenliğine ilişkin iş ve işlemleri yürütmek üzere halk sağlığı müdürlükleri ve il sağlık müdürlüklerinde bir müdür yardımcısının doğrudan takip edeceği Beyaz Kod Koordinatörlükleri kurulmuştur. Şiddet olaylarının hukuki aşamalarının takip edilmesi amacıyla her ilde Beyaz Kod İl Koordinatörleri görevlendirilmiştir. Bakanlık bünyesinde Beyaz Kod birimi kurulmuş ve tüm sağlık çalışanlarının anında ulaşabilmeleri için yirmi dört saat hizmet veren "Alo 113" telefon hattı tahsis edilmiştir.
Sağlık kurum ve kuruluşlarındaki güvenlik görevlisi sayıları arttırılmış, gerçek zamanlı takip kamera sistemlerinin kurulması sağlanmış ve kamera sayıları arttırılmıştır. Sağlık çalışanlarına, çalışan güvenliği ve Beyaz Kod uygulamaları anlatılmış, iletişim, öfke kontrolü, zor insanla başa çıkma konularında eğitimler verilmiştir. Yine, hasta ve çalışan güvenliği sempozyumları düzenlenmiştir.
Sağlık çalışanlarına şiddetin azalmasına yönelik toplumsal farkındalık çalışmaları kapsamında "Sevgi En İyi İlaçtır" temalı kampanya düzenlenmiş, Emeğe Saygı Şiddete Sıfır Tolerans Sempozyumu, hasta ve çalışan güvenliği sempozyumları gerçekleştirilmiştir.
Yine "Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır." Eklenen bu maddeyle, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına alınmıştır. Buna göre, hâkim, sağlık personeline karşı kasten yaralama suçunun işlendiği kanaatine varır ise tutuklama kararı verebilecektir. Ayrıca, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel de bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Türk Ceza Kanunu'nun uygulanmasında kamu görevlisi sayılmaktadır.
Komisyonumuz raporuna göre, şiddet nedeni olarak şiddeti uygulayanlar bakımından, doktora önyargı, özellikle sağlık hizmeti sunucularına karşı olumsuz önyargılar; acil hasta kavramının açık olarak belirlenmemesi; yüksek beklenti; akıl hastalığı ve madde bağımlılığı öne çıkmaktadır.
Mağdurlar bakımından ise, Sağlık Bilgi İletişim Merkezi hakkında yeterli bilgilendirme yapılmadığından amaç dışı başvuruların yapılması, olumsuz fiziki ortam koşulları; uzun, yorucu çalışma süreleri, hizmet sunumunda çalışan personelin nicelik olarak yetersizliği, geç karar veren yargı sistemine genel güvensizlik, sağlık hizmetine özgü önleyici ve caydırıcı mevzuatın eksikliği olarak görülmektedir.
Raporda, medyada sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti teşvik eden haberlerin ve şiddeti içeren yapımların varlığı, sağlık çalışanları konusunda olumsuz haberlerin ilgi görmesi nedeniyle sürekli alana ilişkin olumsuz haber yapılması şiddeti tetikleyen ve artıran bir unsurdur. Bunun önlenmesi için ise başta sağlık alanında medyada yer alacak haberler için izleme ve denetim sistemi kurulması olmak üzere, kamu spotları yapılması, dizi filmler ve sinema filmlerinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet sahnelerinin kullanılmaması gibi önlemler getirilmelidir.
Rapora göre, olaylarda şiddete maruz kalanların yüzde 56'sı kadın, saldırganların çoğu hasta yakını ve erkek. Alkol, madde bağımlıları ve psikiyatrik bozuklukları olanlar daha çok şiddete başvurdu. Şiddet uygulayanlar daha çok 30 yaş altı, eğitimsiz ve işsiz kişiler.
Çözüme yönelik ise, kamu-özel sektör ayrımı yapılmadan tüm sağlık kurumlarında standart bir şiddet yönetimi politikası oluşturulması, çalışana yönelik şiddetin önlenmesi için her türlü idari ve hukuki tedbirin alınması, sağlık çalışanının dengesiz dağılımı ve sayısal yetersizliğinin giderilmesi, performans uygulamasının çalışma barışı ve ekip anlayışını bozduğu yönündeki eleştiriler doğrultusunda bu konuda yeni düzenlemeye gidilmesi, SABİM'i tanıtan bilgi ve farkındalık artırıcı çalışmalar yapılması, çalışanlar hakkında yapılan şikâyetleri etkili bir ön değerlendirmeye almak, toplumun ve hastanın beklenti düzeyini artıracak yanlış bilgilendirmeler yapılmaması gibi önlemler sayılabilir.
Toplumdaki genel şiddeti azaltmaya yönelik politikalar oluşturulması, silaha erişimin zorlaştırılması, sağlık haberciliğinin uzmanlaşmış kişilerce yapılmasının temini, suç oranı ve madde kullanımı yüksek olan bölgelerin belirlenmesi ve bu bölgelerde sağlık kurumlarında ve gezici sağlık hizmetlerinde daha etkin güvenlik önlemlerinin alınması tedbir olarak öngörülmüştür.
Komisyon raporumuzun bu toplumsal yaramıza şifa olması için bir araç olacağına inancımla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)