GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DİYARBAKIR'IN FETHİNİN 1375'İNCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:93
Tarih:27.05.2014

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; miladi 627 senesi, Hazreti Peygamber (SAV) ve ashabı saldırı hazırlığındaki Mekkelilere karşı Medine'yi müdafaa etmişler ve Hendek Savaşı çileli, meşakkatli, zor bir süreçten sonra kazanılmıştır. En zor anlarında, en ümitsiz zamanında, Cebrail (AS), Efendimiz'in yanına gelmiş ve eline bir balta alarak vurduğu kayaların parçalanması sonucu Efendimiz'e -şu müjdeyi vermiştir- İran, Şam ve Bizans sarayları gösterilmiş ve buraların Müslümanlar tarafından fethedileceği müjdelenmiştir. Allah'ın Resulü, bu sevindirici haberi ashabıyla paylaştı, onlar da mutlu oldular.

Bu olayın üzerinden çok zaman geçmemişti ki Efendimiz'in ashaba verdiği müjdeler, bir bir gerçekleşmeye başladı. Hazreti Ömer'in hilafeti devrinde önce İran fethedildi. Şam da alındıktan sonra sıra Bizans'a gelmişti. İlk hedef, Bizans'ın kalbi, sınır boylarında en önemli kenti, şehr-i Diyarbekir'di. Hazreti Peygamber (SAV)'in Hendek günü verdiği müjdenin üçüncü ayağı, 639'da gerçek oluyordu. Zira aylar süren zorlu bir savaş sonrasında iman gücü galip geliyor, tarihler 27 Mayıs 639'u gösterdiğinde Diyarbekir, kapılarını İslam'a açıyordu.

Şehir alındığında fethimübîne tanıklık eden sahabeler, on iki sene öncesini yani Hendek gününü birbirlerine hatırlatıyor, "Sadaka Resulullah." yani "Allah'ın Resulü doğru söyledi." diyerek Allah'a hamdediyorlardı.

İlkler önemlidir. Diyarbakır'ın fethi, ilk olduğu kadar bazı yönleriyle de tek olma özelliği taşıyor. Bir defa daha, bu fetihle, Diyarbekir, Anadolu'nun İslam'a açılan ilk büyük kapısı oluyordu. Bir fetih ki asrısaadetten sadece yedi sene sonra ve sahabe eliyle gerçek oluyordu. Bir fetih ki ordusunda Halid Bin Velid, Muaz Bin Cebel gibi büyük sahabeler birer nefer olarak duruyor, Medine'de sevinç dalgaları estiriyordu. Hazreti Ömer'e, Hazreti Osman'a, Hazreti Ali'ye, Hazreti Bilal'e, cennetle müjdelenen büyük sahabelere kıvanç vesilesi oluyor. Öyle bir tarih ki 639, kurtuluşun, özgürlüğün, barışın, sevginin ve İslam kapılarının açıldığı gün oluyor.

27 Mayıs 639, Diyarbekir'in Bizans zalimlerinden kurtulduğu gündür. 639, Amid şehrinde, fethe katılan sahabelerin Diyarbekir bölgesinde yeşeren güllerle karşılandığı özgürlük günüdür.

541 sahabenin fethe bizzat katıldığı ve fetihten aylar öncesi Hazreti Süleyman ve 27 şehit sahabenin aynı mekânda defnedildiği topraktır Diyarbekir. İşte bu yüzden "Diyarbekir'e abdestsiz girilmez." sözü vardır. Bunun anlamı, her adımda, Sur ilçesinde sahabelerin ve evliyaların olmasıdır, onlara olan saygı ve hürmettir.

Bu fetihle birlikte, dış surlar içerisinde yaşayan milletler, etnik grup olmaktan çıkmış, ümmet bilinciyle binlerce yıl birlikte ve kardeşçe yaşamışlardır.

Hendek zaferi, Diyarbekir'in zaferidir. Mekke'nin fethi, Diyarbekir'in fethidir. 639, Diyarbekir'in fethi, aslında İstanbul'un fethidir.

Bizler, Viyana'ya kadar dayanan ecdadın torunlarıyız. Bizler, her bir fetihle barışı, kardeşliği, sevgiyi gittiğimiz coğrafyalara hâkim kıldık. Herkesin, inandığı dine saygı gösterdik, dinlerini, dillerini, kültürlerini yaşamasına müsaade ettik. Efendimiz'in Veda Hutbesi'ndeki insan hakları evrensel beyannamesini, fetihlerdeki sevgi ve kucaklayıcı imanla üç kıtaya o tarihlerde yaydık.

Diyarbekir nasıl ki 1375 yıl önce bugün fethedildiyse, şimdi yeniden fethediyoruz. Şimdi kırık kalpleri fethetme zamanı. İşte çözüm süreci bunun için var. Kalpleri ve gönülleri yeniden hep birlikte fethediyoruz. Biz sevgi ikliminin hâkim olduğu, barış ve kardeşlik türkülerinin her kalpte yankı bulduğu bir Türkiye istiyoruz. Biz, Diyarbekir ve Türkiye sevdalısıyız ve bu gönül fethinin 1375'inci yılında herkesi sevginin, kardeşliğin ve hoşgörünün şehri Diyarbekir'imize bekliyor, bugünün anlamına binaen 27 Mayıs askerî darbesini ve buna "ihtilal" diyenleri kınıyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)