| Konu: | 10-16 MAYIS ENGELLİLER HAFTASI'NA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 13.05.2014 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Dünya Engelliler Haftası dolayısıyla söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünyada her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında Engelliler Haftası olarak çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu vesileyle tüm engelli kardeşlerimizi kutluyorum. Bir insanın engelli olması onun diğer insanlar gibi yaşaması, çalışması ve de başarılı olması için bir sorun teşkil etmemelidir. Önemli olan, engellilerin eğitim imkânlarının hazırlanması suretiyle kendi toplumlarıyla kaynaştırılması, onların yaşamını kolaylaştıracak altyapı düzenlemelerinin yapılması ve nihayet istihdam şartlarının yaratılarak ekonomiye etkin bir şekilde katılmalarının sağlanmasıdır. Dünyanın pek çok ülkesinde bu konular engelliler için artık sorun olmaktan çıkmıştır ama maalesef ülkemizde engelli kardeşlerimiz her gün bu sorunları yaşamaktadır, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı da buna dâhildir. Bu sorunlar sadece yasal düzenlemelerle çözülememektedir. Sayın bakanlarımız başta olmak üzere tüm sorumluların engelli vatandaşlarımızın karşısına çıkarılan bürokratik engelleri çözmesi, sorunları kolaylaştıracak düzenlemeleri yapması ve yapılan düzenlemelere harfiyen uyulmasını takibi ve denetimi de gereklidir.
Şimdi bu çatı altında tüm değerli milletvekillerimize sesleniyorum, engelli kardeşlerimizin sorunlarından bahsetmek istiyorum. 2013 tarihinde çıkarılan Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik'in 15'inci maddesinde "Raporu düzenleyen sağlık kuruluşu tarafından işverenin bulunduğu yerdeki defterdarlığa bu rapor gönderilir." deniyor ve "Bu rapor son, kesin rapordur." deniyor. Ancak Maliye Bakanlığına ve merkez sağlık kuruluna bütün raporlar gönderilmekte, mahallinde verilen oranlar düşürülmekte ve birçok mağduriyetler yaşanmaktadır.
İkinci olarak: Engelli çocuklarımızın, eğitimlerinin sağlandığı, kapısından merdivenine kadar tüm altyapılarının kendilerine göre düzenlendiği engelli okullarının kapatılıp "kaynaştırmalı eğitim" adı altında güvensiz ortamlara yönlendirilmeye çalışıldığını, bunun da engelli çocuğu olan aileler tarafından endişeyle karşılandığını hatırlatmak istiyorum.
2005 yılında yüce Mecliste oy birliğiyle çıkarılan bir yasayla 2012 yılına kadar bütün engeller ortadan kaldırılacaktı. Aradan yedi yıl geçti, engelsiz bir Türkiye yaratılmak isteniyordu yani her yer Eskişehir gibi olacaktı ancak kanunun bitmesine üç gün kala bu yasa değiştirildi; yasanın uygulanması 2015'e, engellilere göre araç düzenlemesi de 2018'e ertelendi.
Engelli bireylerin aldığı muhtaçlık aylığı da -ya da bakım aylığı- engelli bireyin ve ailesinin onurlu bir yaşam sürdürmesini sağlamaktan çok uzaktır. 2013'te yaptığınız bir kanuni düzenlemeyle aile içi kişi başı gelir sınırı üzerinden yüz binlerce engelli ve ailesinin aylıklarını, genel sağlık sigortasından yararlanma haklarını keserek onları mağdur ettiniz.
İş Yasası'na göre çalıştırılması gereken engellilerin çalıştırılma oranı Türkiye'de çok düşüktür, 100 bin civarındadır. Oysa sadece kamuda çalışacak 120 bin kişi, iş bekleyen 1 milyon 800 bin engellimiz bulunmaktadır.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; engelli vatandaşlarımızın önemli birkaç talebini huzurlarınızda dile getirmek istiyorum: Yatılı ve evde bakım hizmeti alan engelli vatandaşlarımızın 2022 sayılı Yasa'ya göre aldıkları muhtaçlık aylığının kesilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Özel eğitim okullarının birinci kademesinin kapatılmasını öngören Özel Eğitim Okulları Yönetmeliği geri çekilmelidir. Ağır derecedeki engellilerin istihdam ve rehabilite edildiği korumalı iş yeri uygulamaları daha etkin hâle getirilmelidir. Ulusal işaret dili sözcüğü bütün uzmanların ve engelli örgütlerin katılımıyla yeniden düzenlenmelidir. Sosyal yardım aylığı amaçlı, "Aydan aya gel maaşını al." türünden istihdam politikasından vazgeçilmelidir. Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nin eki olan ve hak ihlallerinin başvuru mekanizmalarını düzenleyen ek protokol mutlaka bu Mecliste onaylanmalıdır. Engellilerin karar alma süreçlerine etkin şekilde katılmaları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, belediye meclisi gibi kurumlarda temsili sağlanmalıdır. Son olarak, ülke genelinde sözleşmeli geçici işçi statüsündeki 6 bin civarındaki engelli vatandaşımızın kadroya geçişleri sağlanmalı, Engelli Haftası dolayısıyla onlara bir müjde verilmelidir.
Engelsiz bir Türkiye dileğiyle tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)