| Konu: | BİNGÖL MİLLETVEKİLİ İDRİS BALUKEN'İN SATAŞMA NEDENİYLE YAPTIĞI KONUŞMASINDAKİ BAZI İFADELERİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 08.05.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, 2014'ün güneşiyle 1930'ların çamaşırını kurutmak mümkün değil. Yani 2014'ün bakış açısıyla 1930'ların ve o dönem çıkmış isyanların bakış açısı birbirinden farklıdır. O dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden genç bir devlet yaratan Halâskâran Zabitan ruhu Osmanlının nasıl çöktüğünü, nasıl çökertildiğini biliyor, canlı şahit. Makedonya'da nasıl isyanların olduğunu, bunu hangi ülkelerin desteklediğini biliyor. Sırbistan'da, Karadağ'da, Macaristan'da, Bulgaristan'da, Romanya'da, Yunanistan'da kimlerin kimleri tahrik ederek isyan çıkardığını ve oraların evladıfatihanın kanı dökülerek elden çıktığını biliyor. Kuzey Afrika'da Osmanlı topraklarının nasıl elden çıkarıldığını o dönemin Halâskâran Zabitan gücü biliyor. Arap Yarımadası'nda nasıl isyanlar çıkarıldığını biliyor ve en sonunda evli evine köylü köyüne gitmiş, Anadolu'da bir avuç evladıfatihan toplanmış ve bir Kuvayımilliye ruhu yaratmış.
(Mikrofon elektronik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Altay, sisteme girmişsiniz. Sataşmadan mı söz istiyorsunuz, yerinizden mi?
FARUK BAL (Konya) - Bunu yaratanlar da "Halâskâran Zabitan" dediğimiz, Osmanlının askerî bürokrasisidir. Kurulmuş olan bu cumhuriyetin Irak sınırı çizilirken, Suriye sınırı çizilirken, Kerkük-Musul petrolleri gündeme getirildiğinde, Hatay meselesi gündeme getirildiğinde nasıl Osmanlıyı çökerten dış güçler harekete geçmişse Türkiye'nin güneydoğusunda da böyle isyanları tahrik, teşvik ettikleri bir gerçek. Böyle bir durumda, hayatını kaybetmiş olan insan eğer devlete karşı, kurulmuş olan genç Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir isyan hâlindeyse zaten bunun sonucuna katlanacaktır. İsyanın karşılığı çatışmadır, çatışmada da her iki taraftan da insanlar hayatlarını kaybetmiştir. Ama Sayın Halaçoğlu'nun ifade ettiği gibi...
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bal.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Bakış açısı çok yanlış, sakat bir bakış açısı.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - "İyi olmuş." diyorsunuz yani, öyle mi?
FARUK BAL (Konya) - Bu ne terbiyesizlik Sayın Başkanım, buradan bana "'İyi olmuş.' diyorsun." diye laf atıyor!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Öyle "terbiyesizlik" falan demeyin canım, ne demek o? Siz meşrulaştırıyorsunuz.
FARUK BAL (Konya) - Ben iyi olmuş demiyorum. Bir isyan varsa bu isyanın içerisinde...
BAŞKAN - Şimdi, bakın, en az dört dakikadır konuşuyorsunuz siz.
FARUK BAL (Konya) - ...devlete karşı silahlı olarak mücadele etmiş olan kişinin isyan şartları içerisinde karşılaşacağı muamele bellidir.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sizin yaptığınız terbiyesizlik!
FARUK BAL (Konya) - Devletin askeri de ölmüştür, öbür taraftan da...
BAŞKAN - Sayın Altay...
MURAT BOZLAK (Adana) - Kurtuluş Savaşı'ndan önce de, Osmanlının son döneminden önce de Türklere sahip çıkan tek halk Kürt halkı olmuştur. Hiçbir zaman için arkadan vurmamıştır. Başkaldıranların hepsi kendi bağımsızlıklarını almışlardır.
FARUK BAL (Konya) - Asıl benim anlatmak istediğim husus şu...
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Faruk Bal.
FARUK BAL (Konya) - Hayır efendim, bitmedi sözüm, bir saniye... Bakın...
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkanım, süre...
BAŞKAN - Bakın, siz kendi aranızda konuşuyorsunuz. Ben size söz verdim konuşmak için.
FARUK BAL (Konya) - Bir cümlemi tamamlayayım.
BAŞKAN - Tam dört dakikadır konuşuyorsunuz.
MURAT BOZLAK (Adana) - Ama doğrusunu söylesin.
FARUK BAL (Konya) - Bir cümlemi tamamlayayım.
BAŞKAN - O zaman tamamlayın lütfen. Ben çok zor durumda kalıyorum, onun için.
FARUK BAL (Konya) - Yanlış anlıyorlar efendim. Bir cümlemi tamamlayayım, tamamlamazsam yanlış anlaşılacak.
BAŞKAN - Buyurun.
FARUK BAL (Konya) - Sayın Halaçoğlu'nun ifade ettiği gibi, 1930'un şartları içerisinde, böyle bir refleksle, istenmeyen hadiseler de meydana gelmiş olabilir. Bunların tahkik yeri burası değildir, Meclis değildir; bunları tahkik edecek olan, bu işi bilimsel olarak inceleyecek olan, tarihî arşivleri inceleyecek olan tabiidir ki üniversitelerdir ve bilim adamlarıdır. Burada, biz, insanların beklenmedik veya arzu edilmedik bir şekilde ölmüş olmasından mutlu olan bir kitle değiliz parti olarak; aksine, bunlar için de üzüntü duyan bir camiayız.