| Konu: | EKONOMİ ESKİ BAKANI MEHMET ZAFER ÇAĞLAYAN, İÇİŞLERİ ESKİ BAKANI MUAMMER GÜLER, AVRUPA BİRLİĞİ ESKİ BAKANI EGEMEN BAĞIŞ VE ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK ESKİ BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR HAKKINDA MECLİS SORUŞTURMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN (9/8) ÖN GÖRÜŞMESİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 05.05.2014 |
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan (9/8) esas sayılı Meclis Soruşturması Önergesi'yle ilgili olarak İç Tüzük'ün 108'inci maddesi gereğince söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, Meclis soruşturması önergesinde yer alan iddialar hakkında sizlere bilgi sunmadan önce şu hususu öncelikle belirtmek istiyorum.: Özellikle de değerli milletvekilleri, konuşmamı iki bölüme ayırdım, diğer önerge sırasında da kalan bölümleri arz edeceğim sizlere.
Değerli arkadaşlarım, bu soruşturma, başlangıcından operasyon aşamasına gelinceye kadar, hatta operasyon sırasında birçok hukuksuzluk, yetki aşımı, ilgili kanun hükümlerine açıkça aykırılık ve özellikle de usul hükümleriyle bağdaşmayan yanlışlıkları içermektedir. Hukuki olmaktan ziyade siyasi düşüncelerin ve kişisel kanaatlerin etken olduğu, maddi delillerden çok ön yargılı yorumlara dayalı ve itibarsızlaştırmaya yönelik bir soruşturmadır. Esasen bu soruşturma, adli nitelik taşımaktan öte önceden kurgulanan bir senaryonun sahneye konulmasından ibarettir ve amacı da şahsım ve Hükûmetimiz hakkında olumsuz bir algı yaratmaktır.
Değerli arkadaşlarım, operasyondan önce bütün gizlilik kuralları çiğnenerek bizzat görevliler tarafından bazı basın ve televizyon kuruluşlarına önceden servisler yapılmış, görüntü ve iletişim kayıtlarında yer alan bazı kelimeler ve cümleler dijital ortamda kesilerek başka yerlere eklenmiş, hukukiliğine ve olayla ilgili olup olmadığına bakılmaksızın tüm dosya bilgileri sızdırılarak evrensel nitelikteki masumiyet karinesi yok sayılmıştır.
Değerli arkadaşlarım, aslında bu operasyon gizli değil, yetkili ve görevli makamlardan gizlenmiş bir psikolojik harekât, itibarsızlaştırma ve hedefi belli bir algı operasyonudur. Oysa Ceza Kanunu'nun 153'üncü maddesine göre gizlilik ve kısıtlılık kararı bulunan ve müdafilerin dahi inceleme yetkileri olmayan dosya ayrıntılarının kasıtlı şekilde saptırılması suretiyle kamuoyuna yansıtılmış olması, soruşturmanın önceden hedeflenmiş amaçlar için kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Soruşturmanın belli bir süre beklenerek yapılmış olması da manidardır.
Değerli arkadaşlarım, şunu özellikle dikkatinize sunmak istiyorum: Konusu, tarafları, mahiyetleri ve suç tarihleri birbirinden tamamen farklı olan ve aralarında fiilî ve hukuki irtibat bulunmayan başka soruşturmalarla birleştirilerek aynı tarihte müşterek bir operasyon icra ediliyor, bu suretle de kamuoyu algısı oluşturuluyor. Haberleşme özgürlüğü, soruşturmanın gizliliği, masumiyet karinesi yok sayılmış, basına bilgi sızdırılarak yargı görevlilerinin de etkilenmesi amaçlanmıştır.
Değerli arkadaşlarım, kanuna açıkça aykırı bir biçimde aylarca yürütülen ve bakanların -altını çizerek söylüyorum- şüpheli olarak addedildikleri, bakın, bakanların şüpheli olarak addedildikleri bu soruşturmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının bilgisi yoktur. Bakın, gizli olduğu için yayımlanmayan Emniyet Genel Müdürlüğü Operasyon Yönetmeliği'ne de burada uyulmamıştır. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Evet, evet, uyulmamıştır değerli arkadaşlarım.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, vazgeçilmez nitelikteki savunma hakkı ve daha geniş anlamda da adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. Daha ilgincini söylüyorum size değerli arkadaşlarım, bu her milletvekili arkadaşım için söz konusu olabilir: Oğlumun ve diğer şüphelilerin... (CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Müsaade buyurun. İfadesi dahi alınmadan Mali Şube Müdürü, görevden ayrılanlar, 18 Aralık tarihinde yani soruşturmadan, gözaltından bir gün sonra tam 309 sayfalık "fezleke" niteliğindeki bir dosya hazırlanıyor, yeni gelen görevlilere imzalatılmak isteniyor, imzalamadıkları zaman da götürülüp 18 tarihi itibarıyla savcılığa teslim ediliyor.
Değerli arkadaşlarım, bu raporda -ki bu rapor fezlekeye esas teşkil eden rapordur- hukuka aykırı ve derhâl imhası gereken delillere yer veren -ve gene altını çiziyorum- suçüstü yapma olanağı varken yapmayan adli kolluğun, sadece maddi olgu ve durum tespitiyle yetinmek yerine, bu raporda bakan olarak şahsıma ve Hükûmetimize kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturacak tanımlarda bulundukları görülüyor.
Değerli arkadaşlarım, bu görevliler kendilerini cumhuriyet savcısı, hâkim ve hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi soruşturma komisyonu yerine koyarak, dosyada yer alan içeriği kuşkulu, somut olay ve olgularla örtüşmeyen beyan ve bulguları kendilerine göre yorumlayarak kesin bir biçimde suç nitelemesi yapmışlardır. Bu nitelemeyi ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi soruşturma komisyonu yapabilir ve yüce Genel Kurulun kararıyla bu kesinleşir. Evet, bu da ön yargıyla yapıldığının açık bir örneğidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi soruşturma komisyonunun yetkisi kapsamındaki bu işlemlerin adli kollukça yapılmış olması açık bir yolsuzluktur.
Değerli arkadaşlarım, şimdi size bu notlarımdan da özet olarak sunmak istiyorum: Bu soruşturmanın hukukiliği konusunda, bakınız, Adli Kolluk Yönetmeliği'nin 5'inci ve 6'ncı maddesi. 5'inci maddesi diyor ki: "Adli kolluğun öncelikli görevi suçun işlenmesini önlemektir." Niçin suçüstü yapılmamıştır? 6'ncı maddesi, delillerin hukuka uygun olarak toplanmasını öngörmektedir; bu da yapılmamıştır.
Değerli arkadaşlarım, 17 Aralıkta oğlumla yaptığım iddia edilen telefon görüşmesi, bakın, müfettişlerin tespitinde de ortaya... (CHP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Rıza Sarraf...
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Bir müsaade buyurun, istirham ediyorum bir müsaade buyurun.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Neden savunmasına izin verilmiyor Sayın Başkan?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Cumhuriyet savcısının bize verdiği resmî yazı var değerli arkadaşlarım, cumhuriyet savcısının bize verdiği resmî yazı var dinlenen telefonlarla ilgili.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Savcıyı niye değiştirdiniz?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Maalesef benim konuşma yaptığım telefon ile o sırada avukatın, arama sırasında bulunan avukatın telefonları bu konuşmada yok. Değerli arkadaşlarım, bu çok hazin bir şeydir. Bırakın onu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısıyla kendi cep telefonumdan ve Sayın Çolakkadı'nın cep telefonundan yaptığım konuşma dahi basına sızdırılmıştır. Bir bakanın ve bir cumhuriyet başsavcısının telefonunu kim hangi yetkiyle dinleyebilir ve hangi yetkiyle bunu basına sızdırabilir? Bu hazin bir olaydır.
Değerli arkadaşlarım, sizden istirham ediyorum...
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - İçeriği doğru mu yanlış mı?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Ha, ne güzel söylediniz. Bunu söyleyen arkadaşım eğer bir hukukçuysa ona bir kez daha teessüf ederim. "Ben hukuken elde edilmiş olup olmadığına bakmaksızın bunun içeriğine bakarım, bana ne." demek, hukuku katletmektir, kanunsuz ve gayrimeşru dinlemelere meşruiyet kazandırmaktır.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Bilelim ya, içeriği doğru mu yanlış mı?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Ona da geleceğim müsaade buyurun.
Öncelikle ceza hukukunda usulün esasa takaddüm ettiğini de lütfen unutmayalım. (CHP sıralarından gürültüler)
Şimdi, değerli arkadaşlar...
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - İçeriği doğru mu yanlış mı, onu söyle.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Müsaade buyurun, bir müsaade buyurun. Bakın, siz İdare Amirisiniz, istirham ediyorum. O zaman, buyurun, evet, komisyona gelin, orada bunları tekrar geniş olarak sorun. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şu MİT'ten Başbakanlığa giden raporu bir söylesenize.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Müsaade buyurun.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135'inci ve 140'ıncı maddelerinde hangi delillerin toplanacağı belli, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - İçeriği doğru mu değil mi?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlarım, bir önemli husus daha: Bu soruşturmada bir bakan şüpheli olarak addedilmiş ve hakkında sekiz buçuk ay soruşturma yapılmıştır. Bir bakan şüpheli olarak addedilemez, bir bakan hakkında cumhuriyet savcısı soruşturma yapmaya yetkili değildir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı da bunu öngörür; Anayasa'nın 83'üncü maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün maddeleri bunu açıkça öngörmektedir.
Şimdi, değerli arkadaşlarım...
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Özel soruşturma, özel, özel...
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Geliyorum ona da.
Şimdi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135'inci ve 138'inci maddeleri... Aleyhine tanıklık yapılamayacak kişiler arasındaki görüşmelerin derhâl imha edileceğini; özel soruşturmaya tabi olan kişiler hakkında, 3'üncü kişilerle yapılan konuşmaların tesadüfi delil dahi kabul edilemeyeceğine dair Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Başkanlar Kurulunun kararları var.
Değerli arkadaşlarım, burada Adalet Bakanlığında üst düzey görevde bulunmuş arkadaşlarım var. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 100 ve 100/1 sayılı genelgelerinde bakanlarla ilgili soruşturma usulleri açıkça belirlenmiş. Bakın, burada, özellikle bu hükümlere uyulmamıştır yani makul şüpheyi öğrenen cumhuriyet savcısı derhâl dosyayı ayıracak, cumhuriyet başsavcısına bilgi verecek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderecek... Daha ilgincini söylüyorum: 3628 sayılı Kanun'un 8,17 ve 19'uncu maddeleri, değerli arkadaşlarım, "Özel soruşturmaya tabi olan kişiler hakkındaki hükümler saklıdır." diyor. Hukukçu arkadaşlarım burada. Peki, savcı ne yapacak burada? Makul şüpheyi öğrendiği zaman, bir: Dosyayı ayıracak. İki: Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirecek.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Para aldın mı, almadın mı?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Geleceğim oraya, geleceğim.
Artı, 19'uncu madde "Amirine bilgi verecek." diyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ne kadar para aldınız?
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakanın amiri kimdir? Bakanın amiri Başbakandır. Niçin bilgi vermemiştir?
Bir cumhuriyet savcısının bunu bilmemesi mümkün müdür? Müsaadenizle geleceğim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakan, paraya gel!
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Şimdi, değerli kardeşlerim, soruşturma iddia konusu işlerin, nüfuz suistimali suçunun, suçluyu kayırma, soruşturma gizliliği ihlal suçlarının kanuni unsurları yoktur. Biraz sonraki konuşmamda bunları tek tek sizlere kanuni tedbirlerle açıklayacağım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Para aldın mı, almadın mı onu anlat!
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Sayın Tanal, sen hukukçusun bari sen bunu söyleme.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, evet, buradan açıkça ifade ediyorum: Benim veremeyeceğim hiçbir hesap yoktur, komisyon kurulacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUAMMER GÜLER (Devamla) - O komisyon...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ali İsmail Korkmaz'ın kanı elinde, Berkin Elvan'ın kanı elinde, Gezi şehitlerinin kanı elinde! Elin kanlı Sayın Bakan!
BAŞKAN - Sayın Ağbaba, lütfen! (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Bu beyanınızdan dolayı sizi kınıyorum. Benim veremeyeceğim hesap yoktur. Bunu ispatlarsan ben de milletvekilliğinden ispat edeceğim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Elin kanlı!
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Sen de bunu ispatlayabilirsen... Lütfen, ispat et!
Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, diğer konuşmamda da kalanları tamamlamak istiyorum.
BAŞKAN - Tamam.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.