GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:83
Tarih:30.04.2014

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 564 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Tabii, tüm dünyada -özellikle son dönemde- tarım politikalarının yeniden gözden geçirilerek üreticilerin desteklenmesi yönünde yeni kararların alındığı bir dönemde maalesef ülkemizde tarım politikalarına son on yılda, on iki yılda en azından ciddi anlamda bir düzenleme getirilmemiş olması üzücüdür. Bugün görüşmekte olduğumuz bu tasarıyla belli bir sorunun çözülmesi amaçlanmakla beraber, tarımın asıl sorunları içerisinde yer alan önemli sorunlara maalesef hiç çözüm getirilmemesi ve onlarla ilgili bir düzenlemenin yüce Meclise gelmemiş olması, gerçekten, ülke tarımı adına büyük bir talihsizliktir.

Değerli milletvekilleri, benden önceki milletvekillerinin de ifade ettiği gibi, bugün Türk tarımında tarımsal dış ticaret açığı her geçen gün artmaktadır. Diğer taraftan, özellikle girdi fiyatlarında yüksek artışlar nedeniyle tarımda kârlılık düşmüş, verimlilik düşmüştür. Bundan dolayı, artık tarımsal faaliyette bulunan vatandaşlarımızın sayısı da giderek azalmaktadır.

Şimdi, bir tarafta sektör ciddi anlamda daralırken diğer yandan bu sektörden açığa çıkan istihdam sorununu maalesef bugüne kadar ciddi anlamda ele alamadık ve bir çözüm getiremedik. Diğer taraftan, tarımsal arazilerden ekilmeyen tarım arazilerinin miktarı da giderek büyümektedir. Bu, hem tarımdaki verimliliğin azalması, kârlılığın düşmesinin bir sonucu hem de modern tarım tekniklerinin uygulanacağı ve bu amaçla kullanılacak tarımsal alet ve makinelerin, traktör kullanımının, maalesef, uygun olmadığı arazi büyüklüklerine dayandırılabilir. Diğer taraftan, her ne kadar Tarım Kanunu'nda "Tarıma yapılan destekler gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'inden az olmayacak." şeklinde hüküm yer almasına rağmen, ne yazık ki bu kanun çıktığından bu yana bu sınırın yarısına denk gelen bir destek miktarıyla Türk tarımı ayakta tutulmaya çalışılmaktadır.

Bir taraftan hububat taban fiyatları veya bazı ürünlerde taban fiyatı açıklaması yapılıyor ama diğer taraftan Toprak Mahsulleri Ofisinin şubeleri birçok ilde açılmayınca yine bizim çiftçimiz maalesef daha düşük fiyatla, mecburen, bir anlamda kısa sürede de borçlarını kapatmak amacıyla ürününü tüccara vermek zorunda kalıyor.

Sayın Bakan, bir taraftan taban fiyatı açıklaması yapan Hükûmetiniz, diğer taraftan, bu fiyata bile satılamayan ürün satışlarını seyrediyorsa buna söylenecek çok fazla bir şeyin olmadığını düşünüyorum. Gerçekten, bugün, Türk tarımında bu sorun da son derece büyümüş ve ciddi anlamda sıkıntı yaşanır hâle gelmiştir.

Diğer taraftan, tasarının ekinde yer alan -ek (1) Sayılı Liste'de- yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri incelendiğinde, iller ve ilçeler nezdinde -genel olarak söylüyorum- sulu arazide 50 ile 100 dekar, kuru arazide 120 ile 200 dekar arasında değişen büyüklüklerde, bu tarımsal arazi büyüklükleri listelenmiştir. Ancak, baktığınız zaman, örneğin, Kütahya'nın Pazarlar ilçesindeki kuru tarım arazisi 200 dekar, aynı şekilde, Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde de 200 dekar; bir tarafta taban, düz arazi, bir tarafta dağlık arazi. Bu sınıflamanın doğru bir bilimsel tabana dayanmadığını düşünüyorum.

Diğer taraftan, dikili arazilere yani meyveliklere de baktığınız zaman, Türkiye'nin her tarafında 10 dekar, yine, örtü altı arazide 3 dekar olarak belirlenmiş. Bunların havza bazlı, meyve ve sebze grubuna göre, yeniden değerlendirilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Aksi takdirde, ülkenin aynı ilinde farklı ilçelerde ciddi anlamda rakam farklılıkları da göze çarpmakta fakat havzalar nezdinde bu değerlendirme yapılırsa daha anlamlı bir sonuç üretilir düşüncesindeyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle tasarının hayırlı olmasını diliyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)