| Konu: | TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 30.04.2014 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 564 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda değişiklik yapan tasarının birinci bölümünün 5'inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
Tasarı ile tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Grubumuzun da daha önce de ifade ettiği gibi, özünde desteklediğimiz bir öneri. Mirasçıların kendi aralarında anlaşması ya da bu mirasçıların ortak olarak kalması durumunda limitet şirket kurma, eğer satılacaksa da ehil mirasçıdan başlayarak, silsile yoluyla teklif edilerek arazilerin bölünmemesi amaçlanıyor. Arazilerin bölünmesinin 10 dönümde 150 liralık bir zarara yol açtığını ilgili bakanlık bürokrasisi çeşitli raporlarında açıklamış durumda. Ayrıca, 10 dönümde 100 lira ulaşımdan, 80 lira da makinesiz tarım yapıldığı için, toplam 330 liralık bir zarardan bahsediliyor ve 24 milyar hektarlık arazi düşünüldüğünde de yıllık 8 milyar bir kayıptan bahsediliyor. Eğer durum böyle ise Tarım Bakanlığına şunu sormak gerekiyor: "On iki yıldır toplam 96 milyar liralık bir zararı niçin göze aldınız ve buraya kadar getirdiniz, bu kadar önemli bir değişikliği yapmadınız?" Ayrıca, "Arazilerin bölünmemesi verimlilik açısından önemli ama verimlilik açısından daha yapılacak birçok iş var, onları niye yapmıyorsunuz?" diye de 2'nci bir soru var.
Peki, toprak bölünüyor, miras yoluyla toprak bir sefer bölünüyor ama -ben Manisa'da ve ağırlıklı olarak tarımla uğraşılan bir kentin milletvekili olarak biliyorum ki aslında her sene topraklar bölünüyor. Her geçen gün biraz daha yoksullaşan, biraz daha ekonomisi güce giden çiftçiler borcunu ödeyebilmek için, kredi borçlarını kapatılabilmek için, çocuklarının eğitim giderlerini karşılayabilmek için veya evladına düğün yapacak, evlendirecek bu masrafları karşılamak için ya da ani bir sağlık sorunuyla baş edebilmek için parça parça her sene toprak satıyorlar zaten. Örneğin Manisa'nın Hacıaliler'inde, Çobanisa'sında 50 dönüm yeri olan 45'e, 40'a, 35'e düşerken her sene 5'er dönüm, 5'er dönüm borcunu kapatmak için veya diğer söylediğim sebeplerden toprağını satıyor. O zaman buna engel olmak da çok önemli bir şey. Bunu nasıl yapacağız? Çiftçiyi destekleyerek yapacağız.
Çiftçinin çok ciddi sorunları var özellikle son on yıldaki tarım politikaları yüzünden. Tütün: AKP milletvekilleri zaman zaman Manisa'da övünüyorlar. Bunu Sayın Bakan izleyemiyor ama herhâlde örneğin Akhisar'ın Süleymanlı beldesinden İbrahim amca izliyor. Akhisar'dan bir milletvekili diyor ki: "Biz, dönemimizde çiftçiyi tütün derdinden kurtardık." Bu, ciddi bir sıkıntı. Oysa onlar biliyorlar ki eski hesapla tütünün şimdi fiyatının, işte onu satın alan TEKEL'in rakıyla denk gelen fiyatından hesaplıyorlar, 60 lira olması lazım, 2 kilo et alıyordu, en az 50 lira olması gerekir diye biliyorlar.
Pamuk bitti, Çukurova'yla birlikte dünyanın göz bebeği pamuğumuz bitti. Zeytinde 2005-2013 arasında giderler yüzde 100 ile yüzde 250 arasında arttı ama on yıl önceki fiyatlardan zeytin satılıyor. Herkes darıya sığındı, darı üretimi yapıyor, mısır üretimi yapıyor; toprağı yoran bir üretim. Tek tek sayabilirim ama zaman dar, 415 liraya mal ettiği mısırı 560 liraya şanslı olanlar sattı, neminden bahane bulunanlar maliyetine bile mısırı veremez duruma geldiler.
"Üzüm" dediğimizde, Sayın Eker geçen sene geldi, Manisa'ya davet ettik, Sarıgöl'ün Çanakçı'sı, Alaşehir'in Subaşı'sında dondan sonra toplantılar yaptı, söz verdi, "Zarar karşılanacak, devlet arkanızda, sigortalı sigortasız diye bakmayacağız, hepinizi... Ağlamayın anneciğim." dedi, fotoğrafları yayınlandı basında. Anneler ağlamaya devam ediyor. TARSİM'i olmayana bir kuruş para ödemediler. Ben gittim Subaşı'ya, Sayın Eker bir daha Subaşı'ya gelebilir mi, bir daha Sarıgöl'e gelebilir mi, o bir merak konusu. Bir gelsin bakalım da ne diyor o teyze bir görsün.
Kuru üzümde 5 liralık fiyat, İran'dan gelen kaçak üzüm yüzünden 2,5 lira oldu. Tamamında Manisa'daki AKP siyasetçilerinin birinci dereceden sorumluluğu var.
Yaş üzüm: Rusya'yla bozulan ilişkilerden dolayı ciddi şekilde -yüzde 80'ini Rusya'ya satıyorduk- fiyat kaybetti, zor durumdayız. Şimdi geldiğimiz noktada, daha geçen günlerde Karaoğlanlı, Bozköy, İğdecik ve Çobanisa'daki doludan dolayı büyük bir felaket var. TARSİM oraları 2011'de korumamıştı. Kimse TARSİM yaptırmamış. Şimdi diyorlar ki: "Borcu olanın borcunu öteleriz." Borcu olmayan bu seneyi nasıl geçirecek? Mutlaka faizsiz krediyle desteklenmesi gerekir.
Buna da dikkat çekiyor, Sayın Bakanın şahsında tüm Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)