| Konu: | BALIKESİR'DE SON ZAMANLARDA YOĞUN OLARAK YAŞANAN SU KİRLİLİĞİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 17.04.2014 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye'nin çok önemli gündemi arasında Balıkesir'de yaşanan su ve çevre kirliliğinin yarattığı acil sorunlarla ilgili söz almak durumunda kaldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Balıkesir genelinde su kirliliği ve beraberinde çevre kirliliği büyük endişe yaratmaktadır. Öyle ki, eşsiz coğrafyası ve zenginliğiyle Türkiye'nin tarım ve hayvancılığının başkenti olan, turizm, mitoloji, sosyal, kültürel, jeolojik ve ekolojik birçok zenginlik ve çeşitlilik barındıran ilimiz Balıkesir, bugün su kirliliğiyle büyük bir alarm veriyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2012 yılı İl Çevre Sorunları Envanteri'nde Balıkesir'in su kirliliği birinci öncelikli sorun olarak tespit edilmiştir. Hava kirliliği ikinci ve üçüncü sorun olarak da atık kirliliği gelmektedir. Kanalizasyon şebekesi, evsel nitelikli ve sanayi atık sularının arıtılmaması ya da yetersiz arıtılması, foseptik atıklar, kimyasal gübre kullanımı, su kirliliğinin nedenleri olarak tespit edilmiştir. Bu kirlilik nedenleri Manyas, Gönen, Bandırma, Susurluk, Erdek ve Marmara'da yoğun olarak görülmektedir.
Sayın milletvekilleri, su kirliliği, Türkiye'yi doyuran, tarım ve hayvancılığın başkenti Balıkesir'in en önemli iki ilçesi Gönen ve Manyas'ta artık yaşamı tehdit eder noktaya gelmiştir. Öyle ki devletin resmî verileri, AKP Hükûmetinin ilgili bakanlıklarının verileri bu tehdidi açıkça ortaya koymaktadır. Gönen Çayı, Gönen ilçesinden sonra, organik madde, azot ve çözünmüş oksijen parametreleri açısından kirli ya da çok kirli su sınıfında yer almaktadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığının verdiği bilgilere göre, Gönen Çayı evsel ve endüstriyel atık su kaynaklarının etkisi altında bulunmaktadır. Bu yoğun kirlilik, çevreyi ve halk sağlığını ciddi derecede tehdit eder duruma gelmiştir. Türkiye'nin marka olmuş baldo pirincini, Gönen etini yetiştiren köylerimiz, köylülerimiz için bu durum dayanılmaz bir noktaya gelmiştir. Öyle ki Ulukır'da, Hasanbey'de, Gündoğan'da, Sarıköy'de, Tuzakçı'da, Bostancı'da, Gebeçınar'da, Havutça'da ve Misakça'da, bu köylerde bu kirlilik, insanlarımızın sağlığını ve yaşamını açıkça tehdit eder durumdadır.
Değerli milletvekilleri, Marmara Denizi'ne dökülen Gönen Çayı'nın geçtiği Misakça Köyü yakınlarında 14 Şubatta toplu balık ölümleriyle ilgili bir soru önergesi verdim. Bununla ilgili Orman ve Su İşleri Bakanlığı yaptığı değerlendirmede, vatandaşlarımızın bununla ilgili bir şikâyeti olmadığını, şikâyete maruz bir durum olmadığını ve incelenemediğini söylüyor; oysa ben bu kürsüde, bir milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde bunu defalarca ifade ettim ve buradan bir kez daha ifade ediyorum: Bakın orada toplu balık ölümlerinden sonra sıra insanların ölümlerine gelmiştir Sayın Bakan. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Siz, ilgili basını ihbar olarak kabul etmiyorsunuz, ben buradan ihbar ediyorum: Türk Ceza Kanunu 181 ve 182'ye göre Gönen'de, Manyas'ta kasten çevreyi kirletme suçu işlenmektedir. Eğer siz hâlâ bunları ihbar olarak kabul etmiyorsanız, yazılı bir dilekçe arıyorsanız, sizin o zaman o Bakanlık koltuğunda ne iş yaptığınızı Türkiye merak ediyor.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bakın geçen hafta sonunda Manyas'ta Manyas Belediye Başkanımızı ziyaret ettim. Ziyaret esnasında Manyas'a bağlı Koçoğlu Köyü'nden bir muhtar arkadaşımız geldi. Bir pet şişenin içerisinde su getirdi. Suyun rengi, bizim Meclisteki koltukların renginde. Dehşete düştüm ve "Muhtar, ne oluyor bu su?" dedim. "Bu suyu kullanıyor çocuklar." dedi. "Ee, kardeşim bunun içinde ne var?" İnanın değerli arkadaşlarım, sevgili milletvekilleri, suyun rengi korkunç derecede ve dedim ki: "Bu suyu içen adam nasıl içiyor?" Aynen bir fanta suyu, fantayı kabul edin, böyle bir su.
Bakın, Balıkesir, Güney Marmara'nın en ciddi yaşam alanlarından bir tanesi. Manyas Kuş Cenneti, A sınıfı diplomaya sahip. Kuş türleri yok oluyor, sularımız kirleniyor. Şimdi, Sayın Bakana defalarca bunları burada ifade ediyoruz. Ya insanların toplu ölümlerini mi bekleyeceğiz? Balıklar toplu ölüyor, kaplumbağalar toplu ölüyor; Erdek Körfezi'nde durum bu, Manyas Kuş Cenneti'nde durum bu. Ee, o zaman şikâyet dilekçesi bekleyecekse Sayın Bakan bunları incelemek için, vallahi bizim bölgede insanlar artık Bursa Tıp Fakültesine, otobüs otobüs kanser araştırması yapmaya gidiyor.
O nedenle Türkiye'nin gündemi çok yoğun, biliyoruz ama insanlarımızın yaşamı, gıda güvenliği Türkiye'nin ve dünyanın en önemli sorunları arasındadır. Bugün gıda güvenliğinin en önemli temelini suyun temizliği teşkil etmektedir. O bakımdan Kızılderili atasözünde söylendiği gibi: "Son balık öldüğünde, son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde beyaz adam, paranın karın doyurmayacağını görecektir." diyor ve hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)