GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563)
Yasama Yılı:4
Birleşim:77
Tarih:16.04.2014

DEMİR ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

MİT Yasası'nın 8'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Buna dair düşüncelerimi paylaşacağım.

Öncelikle yasama faaliyeti, toplumun birikmiş temel, tarihsel, siyasal, sosyal, ekonomik, demokratik sorunlarını çözmek için olmalıdır. Yasama faaliyetini bu asli alandan koparıp birilerini, bir kesimi kollama, koruma, güvence altına almaya dair bir faaliyete indirgediğimizde burası bir hukuk devleti olmaktan çıkmış olur. Her şeyi bireye, kişiye, merkeze bağlayarak merkezîleştirmeye çalışmak beyhude bir çabanın sonucu olsa gerek ki bundan da medet umuyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Büyükşehir Yasası'na, MİT Yasası'ndan bir bütün olarak her türlü iş ve işlemlerin otoriterizmi de aşan bir boyutta millî şefe, tek adamlığa indirgendiği, bağlandığı sistemin adı demokrasi değildir, bu demokratik cumhuriyet değildir. Hele hele şaibelerle dolu doksan yıllık cumhuriyet tarihinin açıklığa kavuşturulması artık zaruret ve zorunluluk hâline gelmiş olan 1 Mayıs 1977, 6-7 Eylül, Maraş, Sivas, Gazi, Roboski gibi karanlıkta kalmış ve bizatihi bu operasyonların olmasında pay sahibi, bizatihi operasyonun karar vericileri, yürütücüleri pozisyonunda bulunan bir kurumu Meclis denetiminden, yasama faaliyetinden ve yargı denetiminden azade kılmak mevcut, var olan hukuksuzluğu onaylamaktır, hukuksuzluğa yol açmaktır. Bunun adı demokrasi değil, yapmak istediğimiz işin adı da demokratik hukuk devletinin faaliyeti değildir. Olması gerekenin tersi iş ve işlemde ısrar etmek bizim mesaimizi de, halkımızın umutlarını da, beklentilerini de karartmaktır, yazıktır.

25 milyon yoksulumuzun olduğu bir ülkede insanlar hâlâ çöplükte ekmek arayışı, karın tokluğu arayışı içerisinde ise onların umutlarını beslemek, büyütmek, ihtiyaçlarını meşru zeminde karşılamak varken 12 Haziran 2011'den bu yana üç yılını bulacak bu faaliyetin içerisinde bulunan bir kişi olarak her gün kanunun şurasıyla burasıyla uğraşmak artık bizleri bıktırdı, usandırdı. Biz özgürlük istiyoruz, biz onurlu bir barış, onurlu bir gelecek istiyoruz. Özgürlüğün de, onurlu barışın ve geleceğin de güvencesini yasama faaliyetini yürüten bu Meclis tesis etmek, onu hâl yoluna koymak durumundadır. Demokratik çözüm sürecini belirsizliklere havale ederek MİT Müsteşarı üzerinden götürmeye çalışmanın çok da etkili, verimli, sonuç alıcı bir noktaya gelmediği gerçeğinden hareketle yasama faaliyetinde bulunan Meclis MİT'e dokunulmaz yetkiler vererek işin içinden çıkamaz. Her şeyden önce, barış, onurlu insanın olmazsa olmazı, ekmeği, suyu, havası kadar gerçektir; bunu da yasama faaliyeti olarak biz, nitelikli bir müzakerenin olabilmesinin koşullarının yasalarını oluşturmakla mükellefiz. Bu yasalar yerine dokunulmaz bir MİT'i, MİT üzerinden de bir kısım siyasal operasyonlara, ulusal ve uluslararası, bölgesel operasyonlara koşuşturacağımız ve koşullandıracağımız MİT'le kendi geleceğimizi tehlikeye, riske sokmuş oluruz. Bilerek olmasa da niyetimizden bağımsız kendi bacağımıza, ayağımıza kurşunu sıkmış oluruz. Biz istihbarattan, biz gizli örgütlerden, gladyolardan, derin devletlerden, devletten ve paralel yapılardan çok çeken bir ülke halkı olarak artık umudu özgürlüklerde, barışta, onurlu bir gelecekte görmeliyiz. Bizim gizli kapaklı operasyonel faaliyetlere ihtiyacımız yok, her şeyin şeffaf, açık, hesap verebilir demokratik yönetimlerden geçtiğini ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)