GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR (2/2011) (S. SAYISI: 563)
Yasama Yılı:4
Birleşim:75
Tarih:10.04.2014

CHP GRUBU ADINA CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Saygıdeğer milletvekilleri, 563 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Türk polis teşkilatının 169'uncu kuruluş yıl dönümünü yürekten kutluyorum, fedakârca görev yapan bütün polis mensubu arkadaşlarımıza, güvenlik görevlilerine huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Yasa teklifi üzerindeki görüşlerimi açıklamadan önce, salı günü bu çatı altında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan menfur saldırıyı bir kez daha kınıyor, lanetliyor ve birkaç noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum:

İlk olarak, seçimler öncesi basına yansıyan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının "Muhalefet liderlerine saldırı yapılacağı" şeklindeki beyanlarının ne anlama geldiğini burada dikkatinize sunuyorum.

İkinci olarak; Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir güvenlik zafiyeti yaşanmaktadır. Meclis, yolgeçen hanına dönmüştür; hırsızı, sabıkalısı, uyuşturucu bağımlısı dahi elini kolunu sallayarak Meclisin tüm birimlerine girebilmektedir. Ben bir mülki idare amiri olarak İngiliz Parlamentosuna girebilmek için bir buçuk ay sıra bekledim. Türk Parlamentosu bu kadar yolgeçen hanına dönüştürülmemelidir.

Üçüncü olarak; demokrasinin mabedi olan Meclis çatısı altında bir ana muhalefet liderinin korunamamasındaki ihmalin ve aymazlığın soruşturulması için Sayın İçişleri Bakanını göreve davet ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir milletvekili arkadaşımızın ifade ettiği gibi, üçüz yasalardan biri olan, kısa adıyla MİT Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin İçişleri Komisyonunda görüşülmesi sırasında muhalefet milletvekili olarak yaptığımız eleştirilerin -çok az bir kısmı belki dikkate alındı- hiçbiri dikkate alınmadı. Bu teklifin Anayasa Komisyonunda görüşülmesi için yaptığımız konuşmalar dikkate alınmadı, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gerektiğini söylediğimiz de dikkate alınmadı; kısaca bu kanunda da bir kapçak hukuku uygulandı, diğer kanunlarda olduğu gibi.

Millî İstihbarat Teşkilatı bizim gözbebeği bir kuruluşumuzdur. Bu kuruluşumuzun çağdaş bir yapıya kavuşturulması da çok doğaldır. Ancak MİT yasa teklifiyle getirilen değişiklikler, demokrasi açısından, rejim açısından bazı tehlikeler taşımaktadır. Bu teklif, MİT'in görev ve yetki alanını genişletmekte, MİT'i yalnızca istihbarat toplayan bir kurum olmaktan çıkararak doğrudan operasyon yapma yetkisiyle donatmaktadır. MİT'i görev ve yetkileri bakımından değil aynı zamanda personeli bakımından da ağır zırhlarla koruma altına almaktadır. Buna karşılık, MİT'in bürokratik, yargısal, ve siyasal denetimine ilişkin hiçbir düzenleme bu yasada yoktur. Düzenleme, istisnai nitelikte kabul edilecek yetkileri genel niteliğe dönüştürmektedir. MİT'i olağanüstü bir kurum hâline getirecektir ve bu yapıya büründürmektedir. Böyle bir tavrın demokratik istihbarat yapısı yaratmayacağı, despotik bir istihbarat yapısı yaratacağı tartışmasızdır.

Teklifin 1'inci maddesiyle MİT'in görevleri genişletilmektedir. Dış güvenlik, terörle mücadele, millî güvenlik konularında Bakanlar Kurulunca verilen her türlü görevi yapmak yetkisi verilmektedir. Buradaki "her türlü görev" ibaresi muğlaktır ve tehlikeler içermektedir. Yasa teklifi bu şekilde kabul edilir ise iktidar, MİT'i özellikle iç istihbaratta rakipleri aleyhine rahatlıkla kullanabilecektir.

Teklifin 3'üncü maddesi MİT'in yetkilerini sınırsızlaştırmaktadır. Mevcut yasada MİT yetkilerini kullanırken kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişki kurmayla sınırlı idi. Oysa bu özel sektörü de içine alacak şekilde genişletilmekte, bu teklifle kamu yönetimi değil, tüm toplum -dikkatinizi çekiyorum- MİT'in emrine sokulmaktadır. Teklifle getirilen hükümler MİT'i geniş bir koruma kalkanı içine alırken, öte yandan yargı süreci başlamış davalarda her türlü bilgi ve belgeye, hazırlık soruşturmasında erişebilme yetkisi vermektedir. Bu da yargılamanın güvenilirliğini ortadan kaldıracak bir uygulama olacaktır ve yanlıştır.

Teklif, devletin tek merkezde dinleme yapma politikasını da ortadan kaldırmaktadır. TİB bünyesinde yapılan dinlemeler artık bundan sonra MİT'in kuracağı kendi dinleme merkezlerinde, birden çok merkezde yapılabilecektir ve dinlemelerin tümü MİT müsteşarının ya da yardımcısının yazılı emriyle olacak, bazıları yirmi dört saat içinde hâkim kararına dönüştürülebilecek ama -dikkatinizi çekiyorum- önleyici istihbaratta asla ve asla hâkim kararı aranmayacaktır, bu da çok tehlikeli bir gelişmedir. Hâkim kararı aranmayan böyle bir uygulamada kamusal alandaki her türlü özgürlüğün ortadan kaldırılacağı da açıktır.

Teklif, 7'nci maddesiyle MİT'i soruşturulamaz bir yapıya dönüştürmektedir. MİT personelini soruşturma izninin yanı sıra yargılama konularını da kapsayacak bir zırha büründürmektedir. Burada açıkça söylüyorum; milletvekillerinde olmayan bir dokunulmazlık MİT mensuplarına getirilmektedir. MİT'e dokunan yanacaktır.

8'inci madde öyle hükümler getiriyor ki MİT'le ilgili bir haberi yayan, yayımlayan gazete, dergi, sosyal medya ne olursa olsun tümü cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalacak. Sadece ve sadece ben Meclis İçişleri Komisyonunda dile getirdim. "Yahu, burada o kadar çok saymışsınız, bir çaycı kalmış, onu da saysaydınız, onu da cezanın içine koysaydınız." diye konuşmuştum. Böyle şey olamaz arkadaşlar. Bir basın mensubunun yazdığı bir haberle medya patronu dâhil bütün herkesi cezalandıramazsınız. Sanıyorum bu yanlışlıklar düzeltilecek, öyle bir bilgi aldık. Bu da, bu madde de basın yayın özgürlüğüne vurulmuş bir darbe niteliğindedir.

Teklif, tüm gerçek ve tüzel kişileri MİT'in istedikleri bilgileri vermekle yükümlü kılmaktadır. Özel sektörün gizliliği diye bir şey kalmayacaktır. Banka bilgileri dâhil her türlü bilgileri alabilecek, ticari sırlar ortadan kalkacaktır. Yani herkes, bütün sendikalar, odalar, belediyeler, kamu kuruluşları ve vatandaşlar MİT'in emrinde yükümlü birer memur gibi onların bilgilerini de vermekle yükümlü olmaktadır. Dolayısıyla, Başbakan bir demir yumruk yaratmak istemektedir bu teklifle. Bu demir yumruk, bireysel hak ve güvenceleri ortadan kaldıracak ölçüde sınırsız bir düzenlemeye dönüşmektedir. Demokratik bir istihbarat örgütlenmesi yerine despotik bir yapıya yol açacak bu düzenlemeleri yapmak doğru değildir. Demokratik istihbarat hizmeti ancak istihbarat birimlerinin denetim ve gözetimiyle sağlanır. Çağdaş ülkeler bunu adli denetim, parlamenter denetim ve gözetim veya ombudsman denetimi şeklinde değişik uygulamalarla denetim altına almışlardır ama bu yasa teklifinde tek kelimelik bir denetim söz konusu değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MİT Yasası'yla ilgili düzenlemeler denetim mekanizmalarını içermediği için eksiktir ve demokratik değildir. Avrupa Birliği Parlamenterler Meclisi, 1402 sayılı Kararı'nda iç güvenlik hizmetlerinin yeterince denetlenmemesinden dolayı yasal ve anayasal güvenceler sağlanmadığı sürece insan hakları ihlallerinin oluşabileceğini belirtmiş ve bu yetkilerin kötüye kullanılabileceğini, bu nedenle bu tür işlerde mutlaka bir denetim mekanizmasının getirilmesini bütün üye ülkelere tavsiye etmiştir. Demokratik servislere dönüştürmek için, istihbarat servislerini bir baskı aracı olmaktan çıkarmak için, güvenlik politikasının modern bir aracına dönüştürmek için yürütme ve parlamentonun izleme ve denetleme işlevini mutlaka yapması gerekir ama bu denetlemeyi sadece hükûmete bırakmak da muhtemel istismarlara yol açar. İktidar, bu teklifle tek adam sistemini kurumlaştırmak istemektedir; Başbakana sultan, kral yetkisi vermek istemektedir. Bu teklifle amaçlanan mutlak iktidardır ama unutmayın, mutlak iktidar, kontrol edilemeyen iktidar çok tehlikelidir. Dünya siyasal tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Değerli arkadaşlar, yargı kontrol altına alınırken, İnternet yasaklarıyla sosyal medya susturulurken üçüncü ayak olarak MİT Yasası'yla da bir istihbarat devleti olmaya yönelik adımlar atılmaktadır.

Sayın Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay "Bu sakıncalı konuları Genel Kurulda düzelteceğiz." diye dün bir konuşma yapmıştı. İnşallah, bunun düzeltileceğini umuyor; tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)