| Konu: | TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 01.03.2014 |
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısı, aslında temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi amacıyla çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı. Bu kanun tasarısındaki maddelere baktığımızda, temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesine ilişkin çok ciddi düzenlemeleri ben şahsen göremedim yani aslında, bu da yine siyasal iktidarın herhâlde belirli bir ihtiyacını karşılamak üzere getirilmiş bir kanun tasarısı gibi geliyor bana. Bu, aslında, Başbakanın "Demokrasi araçtır, tramvaydır; belirli bir durağa gelince inilmesi gerekir." lafının bence gerçekleşmiş hâli. Artık son durak burası gibi geliyor bana. Sayın Başbakan demokrasiden yeteri kadar faydalanmış, şimdi demokrasiyi ayaklar altına alıyor ve bunu da yaparken "demokratikleşme" adı altında yapıyor.
Zaten, Georgi Dimitrov'un "Faşizme Karşı Birleşik Cephe" kitabını okuduğumuzda, orada, faşizmin bir ülkede kurumsallaşırken nasıl geldiğini, kitleleri nasıl etkilediğini, her faşist uygulamayı "demokrasi" adı altında topluma sunduğunu, kitlelere gerçekten propagandası ve ajitasyonunda bir yalana başvurduğunu ve her şeyden önce de, bu iktidar olduktan sonra demokrasiyi ayaklar altına aldığını bize göstermiştir. Aslında, tabii, şunu söylemek lazım: Bizim bildiğimiz burjuva demokrasisi, sermayenin kendi arasındaki sömürü özgürlüğünü ifade eder. Sermayenin tekelleştiği emperyalist dönemde burjuva demokrasisinden bile bahsetmek doğru değildir. İşte orada, sermayenin belirli kesiminin diğer kesimleri tasfiye ettiği faşist yönetim biçimleri akla gelir. Faşizmde demokrasi yok mudur? Tabii ki vardır. Faşizmde, sermayenin diğer kliklerini tasfiye eden ve egemen güç olan klik açısından demokrasi vardır, halk yığınları açısından demokrasi olmadığı gibi, sermayenin o tasfiye edilen kesimleri açısından da demokrasi yoktur. Bu, bir aldatmacadır aslında. Ama, burada herhâlde bizim istediğimiz, insanların, kişisel temel hak ve hürriyetlerini kullanırken, mevcut egemen güçlerin baskısıyla, silahıyla, onların -ne bileyim- şu gelişen TOMA'larıyla, Akrepleriyle karşılaşmamasıdır.
Burada, sözüm ona, gecenin bu saatinde demokratikleşmeden bahsediyoruz ama hukuk devletinde olmaması gereken, mahkemelerin verdiği kararlarla ve Sayın Başbakan tarafından da söylenilen "Bir sürü günahsız insan var o cezaevlerinde yatmakta." dediği hâlde, insanlar çoluğundan çocuğundan ayrı bir şekilde ve gerçekten oluşturulan komplolarla içerideler. Biz burada demokratikleşmekten bahsediyoruz, Anayasa'yla güvence altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerin birincisi olan, hukuk devletinin en önemli unsuru olan sokak gösterisi dediğimiz toplantı ve gösteri yapan insanların üzerine polis panzerleri tazyikli sular, biber gazları sıkmaktadır. Ben 1974-1980 arası üniversitede okuyan bir insanım. O günün koşullarına baktığımda, bugünün koşullarına baktığımda, vallahi de, billahi de bugün yüz bin kat faşizm vardır ülkede. Bu yönetimin adı artık demokrasi falan değildir, kim kimi kandırıyor, bugün ülkede resmen faşizm vardır. Faşizm, illa ki de silahla, panzerle, darbeyle gelmez, ihtilalle gelmez. Faşizm, buz gibi seçimle de gelir. Almanya'da da böyle gelmiştir, İtalya'da da böyle gelmiştir; demokrasiyi kullanmışlardır ama ondan sonra faşist yönetimi kurmuşlardır, oturmuşlardır, gitmek bilmemişlerdir.
Değerli milletvekilleri, bu, görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının demokrasiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Toplantı ve gösteri yürüyüşlerini böylesine katı kurallara, faşist yönetim biçimine bağlayan bir yasa tasarısının demokrasiyle uzaktan yakından alakası olamaz. Bu, yürütmenin halk kitleleri üzerinde daha fazla baskı uygulamasına yol açan bir tasarıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)