GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:71
Tarih:01.03.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunun başlığı, temel hak ve hürriyetlerin genişletilmesine ilişkin bir demokratikleşme paketi. Şimdi, temel hak ve hürriyetler dediğimiz zaman toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı çekirdek haklardandır, anayasa hukukçuları bunu bilir. Bu çekirdek hak kullanılırken devlet olarak diyorsunuz ki: "Ben hepinizi kayda alıyorum, çekiyorum, filme alıyorum." Bunu niye yapıyorsunuz? Devlet olarak, ortaya çıkabilecek birtakım suçların faillerini filan tespit etmek için ama demokratikleşen bir ülkede, demokratikleşme iddiasında olan bir kanunla karşımıza gelirseniz, devlet tarafından inin, bir de sivil toplum örgütü tarafına bakın. Eğer hakikaten demokratikleşiyor iseniz, bu takdirde, yapmış olduğunuz işlemlerin karşı tarafa da bir nüshasını vermek ve onların da kendilerine göre çekidüzen verme, içlerinde varsa provokatörler, varsa kanun dışı faaliyetler, bunları ayıklayıp, çıkarıp ortaya koymaları ve kendilerini buna göre kanuna uygun hâle getirmelerine... Önerge bu amaçla verildi.

Şimdi, bu amaçla verilmiş olan bir önergeyi reddetmek ile demokratikleşme arasında bir bağ kurabiliyor musunuz? Kuramıyorsunuz, demek ki bu, demokratikleşme değil, bu, demokratikleşmiş gibi görünerek insanları aldatmak, uyutmaktır. O zaman, biz biraz önceki maddeden kalan tarih dersimize geçeceğiz.

Değerli arkadaşlarım, "Etrâkıbiidrak" dediğimiz kavram... Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertirken bir viraj dönüldü; o viraj, 1856 Paris Anlaşması'dır. Paris Anlaşması'yla Osmanlı millet bütünlüğünün bozulması için içerisine gerekli birtakım malzemeler konuldu ve Osmanlı İmparatorluğu'na "Bir anayasa yap." denildi. İşte, o Anayasa'nın mimarlarından... Sayın Seyfettin Yılmaz'ın ifade ettiği konu, bizim bugün gündemimizde olan konudur. O da Osmanlı milletini meydana getiren milliyetlerin kendi dilleriyle konuşabilmelerine ilişkin bir öneri. Ulu Hakan Sultan Abdülhamit Han bunu fark etti ve reddetti ama Meclisin ilk toplantısında yine ana dille konuşma mevzusu gündeme geldi. O zamanın Meclis Başkanı "Osmanlı tebaasından olan herkes lisan-ı Türkçeyi bilmek mecburiyetindedir." dedi, reddetti fakat bu, çok geç fark edilen bir çareydi çünkü o "Etrâkıbiidrak" dediğimiz kavram, imparatorluğun bütün hücrelerine yansımıştı ve devlet "Türklük" ve "İslamiyet" dediğimiz kavramlardan uzaklaşarak farklı bir noktaya sürüklenmişti.

O sürüklenişin tabii sonucu şu olmuştur: Değerli arkadaşlarım, 1876 Osmanlı Anayasası'nın yapıldığı tarihte Osmanlı İmparatorluğu'nun hudutlarında Kuzey Afrika'daki devletler vardı, Arap Yarımadası vardı, Basra Körfezi Osmanlı körfeziydi, Kırım ve Kafkaslarda Osmanlının geniş bir toprağı vardı ve Balkanlar, bugün, Kosova'ya kadar Osmanlınındı. 1879'dan tarihi 1920 yılına taşıyın ve Osmanlının düştüğü hâle bakın. Osmanlının payitahtı İstanbul işgal edilmişti. Kimler işgal etmişti? İngiliz, Fransız ve İtalyanlar. Kimdi bunlar? Osmanlıya "Sen böyle bir anayasa yap." diyen ve "Etrâkıbiidrak" dediğimiz o hastalığı Osmanlının hücrelerine kadar yansıtabilen üç tane Avrupa devleti. Osmanlının Kuzey Afrika'daki toprakları işgal edilmişti. Kim bunu yapan? Aynen, Paris Anlaşması'nda imzası bulunan İngilizler ve İtalyanlar. Arap Yarımadası işgal edilmişti. Kimdi bunlar? Paris Anlaşması'nda Osmanlıya dayatmada bulunan İngilizler, Fransızlar. Bunun yanı sıra Balkanlarda milliyetler çatışması ortaya çıktı ve bunları komitalar hâline dönüştüren, Osmanlıya karşı ayaklandıran devletlerin arkasında bir tarafta Avrupa devleti dediğimiz İngiliz, Fransız, İtalyanlar, diğer tarafta ise Slav ve Ortodoks nüfuzunu kendilerine siyaset alanı olarak kullanan Çarlık Rusyası. Dolayısıyla burada fakir kalan, burada öksüz kalan bir "Türklük" kavramı vardı; evli evine, köylü köyüne gitti, Türk kitlesi de Anadolu'ya sıkıştı, "Kuvayımilliye" denilen bir güçle, bağımsızlık mücadelesi yapabilmek için. Şimdi, Osmanlının millet bütünlüğünü bozanlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Devamla) - ...bugün Türk millet bütünlüğünü bozmak istiyorlar. Derse devam edeceğiz. (MHP sıralarından alkışlar)