GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:71
Tarih:01.03.2014

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 559 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesini görüşüyoruz.

Önergemizle, toplantı yer ve güzergâhının, milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi parti temsilcileriyle sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin ve belediye yetkililerinin salt çoğunluğuyla belirlenme yetkisinin verilmesi, vali ve kaymakamların tek belirleyici olmaktan çıkarılmasının uygun olacağını değerlendiriyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu yasayla birkaç olumlu adım atılıyor. Bunlardan birisi, yüzde 3 oy alan partilere yardım yapılması. Grubumuzun yaklaşımı, yüzde 1'e kadar düşürülse daha iyi olur şeklinde. Nefret suçlarıyla ilgili birtakım düzenlemeler var, keşke uyulsa. Kapalı yer toplantılarının 23.00'ten 24.00'e kadar uzatılması da olumlu. Ancak, kanunun adına aldanmamak lazım, çok sakıncalı maddeler var. Cilalı Taş Devri misali, kanun tasarısının adını cilalayınca millet temel hak ve hürriyetlerinin geliştirildiğini zannedecek. Bu tasarıyla demokratik haklar gelişiyor mu yoksa geriliyor mu?

Gençleri yıldırma, özellikle üniversite öğrencilerinin hayatlarını karartma maddeleri var. 12'nci maddede, 5237 sayılı Yasa'nın 112'nci maddesindeki cezayı bir yıldan üç yıla yerine iki yıldan beş yıla çıkarıyoruz; 13'üncü maddede de, bir yıldan üç yıla olan ceza hükümlerini iki yıldan beş yıla çıkaracağız. Gençler toplantı yapamayacak, gösteri yapamayacak; silahsız, saldırısız olarak her yerde toplantı ve gösteri yapma hakkını kullanamayacaklar. Böylece, iki yılı aşan cezalar nedeniyle bir tutuklanma nedeni yaratılacak; at içeriye, unut içeride. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yeni davalar açılacak, Türkiye yine birinciliğini koruyacak.

Sayın milletvekilleri, Ergenekon'da, Balyoz'da sahte deliller, oynanmış CD'ler, yalancı gizli tanıklarla mağdur edilmek istenen sanıkları tahliye eden hâkimler bulundukları kürsülerden tahliye edilmişlerdi. Şimdilerde, yolsuzluğa, rüşvete bulaşanları tahliye edecek hâkimler, savcılar, HSYK Başkanı Sayın Bakanın buyruğuyla bulunur, baş tacı edilir oldu.

Bir eğitim bakanının ifadesiyle "Şu okullar olmasa ne güzel olurdu." dendiği misal, son dönem hükûmetler de "Demokrasinin kırıntıları olmasa ne iyi olur." diye düşünüyor. Meclis kürsüsü dokunulmaz olmaktan çıktı, gerçekler dile getirildiğinde gocunanlar çoğaldı.

Değerli arkadaşlar, demokrasi varsa şeffaflık vardır. Kısıklı'daki paralar nasıl sıfırlandı? Dolarlar nerelere götürüldü? Eritilemeyen avrolar Şehrizar Konakları'ndan villalar alınmasında kullanıldı mı? Hesap verebilirlik... Hangi icraatın hesabı verilebildi? Verimlilik... Ankara kafesi kaça mal oldu?

Bir de Sayın Hükûmet Başkanından bir çirkinliğin sonucunu sormak lazım. Kabataş meydanında bir kadın bebeğiyle saldırıya uğramıştı. Güpegündüz, bellerinin üstü çıplak, elleri eldivenli magandalar bir kadını taciz etmişlerdi ancak hâlâ failleri bulunamadı.

Aynı şekilde, Ali İsmail Korkmaz gösteri hakkını kullanırken, canını kurtarma peşindeyken öldürüldü, MOBESE'ler karartıldı. Vali iftira çalmaya kalkıştı, sonra da "Ben güvenliği sağlayamıyorum." diye mahkemenin yeri değiştirildi. Emaneti ehline ne zaman vereceksiniz? Emaneti ehline vermeyenlerden bu millet emaneti alır.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)