GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN GELİŞTİRİLMESİ AMACIYLA ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:71
Tarih:01.03.2014

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özgürlük ve adaleti ortadan kaldıran, demokraside reform yapma iddiası taşıyan kanun tasarısı üzerine şahsım adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizde, muhalif gördüğü her kesime, şu an bile, Ankara'da Kızılay'da, İstanbul'da "Hırsız var." diyen eylemcilere karşı acımasızca saldıran, yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet belgeleriyle varlığını yitirmiş bir yürütmenin, Meclisi yasa değil, yama yapma organına dönüştürdüğü bir gündemle yaşıyoruz. Gezi'de özgürlük ve adalet arayışı içindeki gençlerimize şiddette sınır tanımayanların sırtını sıvazlayan, hesap vermekten kaçan, her sözüyle toplumumuzun farklı gruplarına, kimliklerine açıkça ayrımcılık uygulayan bir partinin paraları sıfırlamakla meşgul genel başkanının utanç verici sözlerine meydanlarda devam ettiği bir dönemde sözüm ona demokratikleşme paketini tartışıyoruz. Demokrasi ve özgürlükten özenle uzak duran AKP'nin seçim yatırımına dönük paketini görüşüyoruz.

Sayın milletvekilleri, demokratik ve adil bir ülkede hesap veren bir devletle yaşama ilkesinden her geçen gün uzaklaşırken, tutuklu öğrenci, gazeteci, bilim insanı ve asker sayısında dünyada başa güreşiyoruz. Uzun tutukluluk süresiyle adil yargılanma hakkı açıkça çiğnenenler bir tarafa, eski bakan çocukları ve Reza Zarrab toplumun beklediği adaleti çiğneyip geçmekte, Tayyip Erdoğan ise kendi adaletinin yerini bulmasına sevinmektedir.

Çok açık bir gerçek var ortada: Bu yasa tasarısı geçtiğimiz aylarda açıkladığımız 17 maddelik demokrasi paketinden çok uzaktır. Seçim barajını düşürmeyen, yüzde 5'e çekemeyen hiçbir paket demokrasiden ve ifade özgürlüğünden bahsedemez. Kutularla anılan bir hükûmet, süslü paketlerle demokrasiye ve adalete yanaşamaz. Biz yüzde 1 oy almış bir partiye hazine yardımı yapılsın dedik, önerdik ama AKP sıraları hazine yardımını yüzde 3 oy alan partiyle sınırlı tutmuş, marjinal diyerek yaftaladığı toplum güçlerine sırtını dönmeye devam etmiş, millet iradesinden çoktan vazgeçmiştir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde farklı din, mezhep ve görüşleri üzerinde açıkça ayrımcılığa uğrayan yurttaşlarımız kamu hizmetlerinden adil ve eşit faydalanma, devlette görev alma ve yükselme olanaklarını özellikle bu Hükûmet döneminde daha fazla kaybetmiştir. Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda nefret suçu içeren sözleri, Gezi'de yaşamını yitiren gençlerimizin arkasından konuştukları, bu Hükûmetin özgürlüğe ve demokrasiye karşı duruşunu açıkça ortaya koymuştur. Alevilerin inanç ve taleplerini büyük ölçüde görmezden gelen, Diyanetten eşit hizmet vermekten kaçınan Hükûmet, Alevi köylerinin en tabii hakları olan yol, su ve köprü taleplerine bile sırtını dönmektedir. Bu tutum yaşadığımız hizmet ve inanç adaletsizliğinin açık kanıtı, Alevilerle güya akıllarınca dalga geçmenin somut örneğidir. Sırf Hükûmete yakın bir inanç ya da mezhepten olmadığı için, farklı bir etnik kimliğe ait olduğu için yok sayılan, kamu görevlerinden dışlanan, kamu hizmetlerinden uzak tutulan, isimleri etiketlenen, evleri işaretlenen birçok inanç grubunu ve etnik kimliği düşündüğümüzde, bu paketten, bu Hükûmetin demokrasi paketinden beklemek kuru bir hayalcilik olur.

Sayın milletvekilleri, yaşımıza, cinsiyetimize, etnik kimliğimize, mezheplerimize, rengimize, dilimize, dinimize, çocuk sayımıza, ne giyip ne giymeyeceğimize, yaşam tercihlerimize, boyumuza posumuza, hatta hatta medeni durumlarımıza dahi dil uzatan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmaları ortadayken bu Hükûmetten ne demokrasi ne de adalet beklenir. Direnen gençlerine "ateist" ve "terörist" diyerek dil uzatan Hükûmetin uygulamaları ortadayken, adalet ve özgürlük tümüyle rafa kalkmışken demokratikleşme paketi adı altında çıkacak yasaların hiçbir anlamı olmayacaktır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)