GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:70
Tarih:28.02.2014

VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ben de 27'nci maddede vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz aldım.

Şimdi, ülkede önemli gelişmeler oluyor, Sayın Ünal bazı değerlendirmelerde bulundu ama gerçekten, gelişmeleri anlamakta zorluk çekiyoruz. Şundan emin olun: Hem Türkiye'nin hem Cumhuriyet Halk Partisinin, Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında siyaset yapanların siyasi deneyimi, birikimi, demokrasi birikimi Türkiye'nin selameti açısından sıkıntı yaratmaz yani Türkiye bir Ukrayna olmaz, kimsenin endişesi olmasın. Ama, siz de takdir edin ki bakın, 17 Aralıktan bu yana çok önemli gelişmeler oldu. Bu süreci tanımlayabilen varsa, açık, net anlatabilen varsa gelsin buradan anlatsın. Ben anlamadım, ya ben geri zekâlıyım, anlama zorluğu yaşıyorum ya siz anlatmıyorsunuz, anlatmaktan imtina ediyorsunuz, sıkıntılar yaşıyorsunuz. Bunun içerisinde Sayın Başbakan da var.

Bakın, şimdi, olay bakanlarla başladı. Burası demokratik bir ülke, burası kimsenin babasının çiftliği değil yani sandığa gideceğiz, Sayın Ünal da söyledi, her dört yılda, beş yılda seçime gideceğiz. Sandıktan kim çıktı? "Efendim, millî irade tecelli etti, çoğunluk bizdedir, biz her şeyi yaparız, bütün yasaları çıkartırız. Tartışmaya da gerek, Sayın Başbakan istemiştir, yasa gelir Meclise, tartışmaya gerek yok, bizim dediğimiz dediktir, dediğimiz doğrudur." Böyle bir anlayış olamaz.

Şimdi, iş bakanlarla başladı, bugün bakan çocukları, bu işin başındaki Reza Zarrab serbest bırakıldı. Buyurun, Sayın Başbakanın açıklamaları: "Bir kısım paralel yargı, maalesef çok haksız, mesnedi olmayan adımlar attılar. Hak yerini buldu. Bu bir yargı sürecidir. Başbakan olarak müdahale imkânımız söz konusu değil ama mevcut gelişme inşallah birçok şeyin önünün açılacağını gösteriyor."

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu gelişmeler doğrudur, doğru değildir, ortaya çıkan tapeler montajdır, kurgudur, gerçektir; her iki durum üzüntülüdür. Bakın, ben, o tapeleri dinlediğim zaman inanın kanım dondu, Başbakan adına üzüldüm. "Eğer bunlar gerçekse ülkeme yazık." dedim. Bu ülkenin doksan yıllık demokrasi birikimi var, nice fırtınalar gördü, nice badireler atlattı, nice boranlar gördü, darbeler, demokrasi deneyimleri, ekonomik krizler, birçok badireler atlattık. Yazık oldu, bu birikimlerimize yazık oldu. Oysaki biz, demokratik bir yapı, demokratik bir devlet, şeffaf, denetlenebilir bir devlet özlüyorduk, bir hükûmet özlüyorduk. Şimdi tablo böyleyse yazık bize.

Sayın Başbakan "Bunlar montaj" diyor, "Bu paralel yapının provokasyonudur." diyor, "Bunların kurgusudur." diyor. Sayın Başbakanın Başdanışmanı "Millî silahlı kuvvetlere, millî orduya kumpas yapılmıştır." dedi. Bunu biz söylemedik.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Neredeler onlar, neredeler?

VAHAP SEÇER (Devamla) - Bugün biz söylemedik, biz yıllar önce söyledik, yıllardır söylüyorduk ama bugün sizler söylüyorsunuz. Bu benim ikinci üzüntü kaynağım. Bakın, siz, milletin emanet ettiği devleti kimlere teslim etmişsiniz, oysa biz sizi on bir yıldır bu ülkede iktidar olarak zannediyorduk, iktidar olarak biliyorduk, oysa iktidar başkalarıymış.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Yirmi yıldır...

VAHAP SEÇER (Devamla) - Şimdi bakın, bunun siyasi sorumlusu Hükûmetin başındaki Sayın Başbakandır. Sayın Başbakan o paralel yapıdan tir tir titriyor. Diyor ki: "Kardeşim bana kumpas kuruluyor. Benim telefonlarım dinleniyor. Cemaatin savcıları, yargıçları mizansenlerle, uydurma birtakım davalarla bizleri mahkûm ediyor." Bunu Sayın Başbakan söylüyor. O zaman benim güvencem kim? Yargı yok. Yargı kimlerin elinde? Yargı bağımsız değil, yargı tarafsız değil, yargı birilerinin tahakkümünde. O zaman, ben, bir sade vatandaş olarak kime güveneceğim, kime sırtımı dayayacağım? Hiç kusura bakmayın, devlet sistemi çökmüştür. Siyasi bir kriz yaşanıyor. Yürütme, yargı, yasama, kusura bakmayın, ne yiv kalmış ne set kalmış. Devlet sistemi yalama olmuştur.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)