| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 28.02.2014 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 562 sıra sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 19'uncu maddesi hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada dershanelerin kapatılmasıyla ilgili önümüze sunduğunuz tasarıyı görüşüyoruz. Eğitim politikalarınız birinci sınıf olur bunu tartışırız, anlarım ama eğitim sistemimiz ne yazık ki yerlerde sürünüyor. Daha doğrusu, ülkemizde bir eğitim sistemi var mı, bilmiyorum. Her şeyi geçtim, on yılda tam 5 kez Millî Eğitim Bakanı değişti. Gelen bakanların hepsi sistemi değiştirmeye yönelik bazı adımlar attı. Daha iki yıl önce 4+4+4 ve 5,5 yaş uygulaması başlatıldı, bir yıl sonra geri adım atıldı. Şimdi soruyorum size: Öğrenciler deneme tahtası mı? Yazık değil miydi o 5,5 yaşındaki ana kuzularına.
Geçenlerde bir araştırma yapıldı, Türkiye'deki okullarda öğrencilerin yüzde 50'si sigara, yüzde 32'si alkol ve yüzde 9'unun uyuşturucu kullandığı ortaya çıktı. Ben bu tablodan esef duyuyorum. Dershaneleri kapatmakla uğraşacağınıza "Bu oranları aşağı nasıl çekeriz?" diye düşünün, bunlarla ilgili proje ve programlar geliştirin. Akıllı tahtalarla, tablet bilgisayar dağıtmakla iyi nesil yetişmiyor.
Değerli milletvekilleri, yılda 2 milyondan fazla öğrenci dershanelerde sınava hazırlanarak üniversite hayali kuruyor, ortaöğretimdeki sınavları hiç söylemiyorum bile. Hükûmetin dershaneleri kapatmak istemesinin, cemaate "Ben senden daha güçlüyüm." mesajı vermek ve intikam almaktan öte bir amacı yoktur.
Halk eğitim merkezlerinde kurs verileceği konuşuluyor. Madem, dershanelere ihtiyaç yok, niye oralarda kurs vermeyi düşünüyorsunuz peki? Dershaneleri kapatacaksınız, bunları özel okula dönüştüreceksiniz. Bunu hangi mantıkla yapıyorsunuz? Tamamen abesle iştigal bir durum. Özel okulların sadece yüzde 40'ının dolu olduğu bir dönemde kim çocuğunu daha fazla para vererek oralara gönderecek, hele ki dershanelerin sadece yüzde 5'i okula elverişliyken? Bu yaptığınıza kendiniz inanıyor musunuz? Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren, dahası, milletin kaderiyle alakalı bir meselede yol yakınken gelin yanlıştan dönün. Sırf bir inat uğruna, cemaate "Ben güçlüyüm." demek adına böyle bir yanlışa imza atmayın. Bu ülkede sadece cemaatin dershaneleri yok. Dershaneler kapanacak, korsan dershaneler açılacak. Dershaneler merdiven altına inecek, denetlemek zorlaşacak. Özel ders verenlerde, alanlarda patlama yaşanacak. Özel ders fiyatları dudak uçuklatacak. Sisteminiz ne olursa olsun, öğrenciler arasında rekabet olduğu sürece ne dershanelerin kapanmasını sağlayabilirsiniz ne de özel ders alma isteğini engelleyebilirsiniz.
Siz dershaneleri kapatırken yeni nezarethaneler açıyorsunuz. Bazı kamu kurumlarının nezarethaneye çevrileceği söyleniyor. Eğer bu doğruysa yeni büyük bir operasyon kapıda demektir. Ben buradan Başbakana ve Hükûmet üyelerine sormak istiyorum: Mevcut nezarethaneler yetmiyor mu? Anlaşılan o ki canınızı çok yakan birilerine kapsamlı bir operasyon yapacaksınız. Korku imparatorluğunuzun atacağı yeni adım bu mu? Adım adım dikta devletine doğru bu ülkeyi sürüklediğinizin farkında mısınız? İstediğiniz operasyonu yapın, asla ve kata yolsuzlukların üstünü örtemeyeceksiniz. Ses kayıtlarını, tapeleri imha ederek, yok ederek atadığınız mahkemelerin kararıyla aklandığınızı sansanız da mahkemeikübrada ve milletin vicdanında aklanamayacaksınız, mahkûm olacaksınız.
Son büyük operasyonda, asrın rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda, 17 Aralıktaki operasyonda tutuklanan Rıza Sarraf ve bakan çocuklarının serbest bırakıldığı bugün belirlendi ve medyaya düştü. Şimdi, burada siz "Adil yargılama var." diyorsanız mesele yok. Ama bütün kamuoyu ve vicdanlar şunu biliyor ki... Mahkemelere yapılan müdahaleler, soruşturmayı yürüten savcılar, operasyonu yapan polisler alındıktan sonra ve oraya Hükûmet tarafından atanan savcıların ve mahkemenin kararıyla yapılan aklamanın millet vicdanında ne kadar karşılık bulacağını takdirlerinize bırakıyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)