GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:70
Tarih:28.02.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 562 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

13'üncü madde dershanelerin kapatılmasını düzenleyen bir maddedir. Şimdi, değerli milletvekilleri, böyle bir maddeye niye ihtiyaç duyuldu? Onun iyi tespit edilmesi lazım. Yani, bu bir ihtiyaçtan mı doğdu, yoksa bir intikam duygusuyla hareket edilerek mi gerçekleşti? Bu tespiti yaptığınızda, bu bir ihtiyaçtan değil; bu bir camiaya karşı intikam duygusundan başka bir şey değildir. Hiç kimseyi bu noktada kandıramazsınız ve ikna edemezsiniz. Eğer bu bir ihtiyaçtan doğmuş olsaydı, iktidara geldiğiniz 2002 yılındaki dershane sayısı 2.122, öğrenci sayısı 606 bin, öğretmen sayısı 19 bin; 2011 sonu itibarıyla 2'ye katlamış, dershane sayısı 4.099'a, öğrenci sayısı 1 milyon 200 bine, öğretmen sayısı ise 50 bine çıkmış.

Eğer bu noktada bir düşünceniz olsaydı, bir ihtiyaca cevap vermiş olsaydınız bu dershanelerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin sayısı bu kadar artmazdı.

Ama siz ne yaptınız? Siz, dün sizle beraber kol kola yürüyen... Bugün şimdi çıkıyorsunuz, bize masal anlatıyorsunuz "Millî iradeye darbe vuran hainlerle, paralel yapıyla ne işiniz var?" diye. Siz değil miydiniz onlarla on-on iki yıldır kol kola gezen? Şimdi yazık günah değil mi?

Ben size buradan sesleniyorum: Devletsiniz. Eğer devlet olmanın gereğini yapacaksanız, "devletim" diyorsanız -MİT'iniz elinizde, emniyetiniz elinizde, HSYK'yı değiştirdiniz yargınız elinizde- bu devlete kim ihanet ediyorsa, kim vatan hainliği içerisindeyse, kim bu millete vatan hainliği yapıyorsa ortaya çıkarın, kulağından tutun ve gereğini yapın ama siz, bir yerde masumiyet karinesinden bahsederken bu yolda hizmet veren binlerce insanı, öğretmeni, öğrenciyi, herkesi hain ilan etmekten geri durmuyorsunuz.

Bu gittiğiniz yol yol değildir değerli arkadaşlar. Devletlerin kararları intikam duygusuyla verilmez. İntikam duygusuyla karar verirseniz bir yere gidemezsiniz. Bu, eğitime vurulan darbe. Dershanelerin kapatılmasıyla siz ne yapıyorsunuz? Çözüm mü yaptığınızı sanıyorsunuz? Siz esas darbeyi, fakruzaruret içerisindeki ailelere vuruyorsunuz, zeki ama imkânsızlıklar içerisinde yarışamayan bu yarışın dışına atacağınız o Anadolu insanlarına, o fakir fukaraya, o garip gurebaya vuruyorsunuz. Buradan hiç kimseyi "paralel devlet", "vatan haini", şu bu diyerek kandıramazsınız, ikna da edemezsiniz. Bu gittiğiniz yol yol değildir.

Ben size buradan soruyorum: Bakın, bugün 28 Şubat. 17'nci yıl dönümünde darbeyi lanetliyoruz ama kendinize bir bakın. O 28 Şubatta neler yapılmıştı bu ülkede? Bu ülkede irtica var diye inançlı birçok insan soruşturmaya tabi olmuştu, bu Mecliste oturan birçok insan bu soruşturmalardan nasibini almıştı. Neydi gerekçeleri? İrtica var diye. Şimdi bir paralelini söylüyorum, paralel yapıyı seviyorsunuz ya, siz de 17 Aralıktaki... Sandınız ki bu ülkede kendinizi sorgulanmaz, her şeyin sahibisiniz; hırsızlık ve yolsuzluğunuz ortaya çıkınca bir paralel yapı oluşturdunuz. Dün 28 Şubat 1997'de askerî darbeyi, postmodern darbeyi yapanlar irtica adı altında inançlı insanları sorgularken, siz de hırsızlık ortaya çıkınca bir paralel devlet var, bir paralel yapı var diye, bugün, paralel yapının üzerine gideceğinize, yanlışı yapanların üzerine gideceğinize tüm inançlı insanları bir çırpıda ne yaptınız? Vatan haini ilan ettiniz. Yani, bunu nereye sığdıracaksınız? Şimdi, burada bu dershaneler konusunu, oradaki öğretmenleri, buradan yararlanan o Anadolu'nun fakir fukara insanlarının hepsini hedef alarak bu işleri çözdüğünüzü mü düşünüyorsunuz? Böyle bir anlayış var mı? Ondan sonra buraya çıkıp da efendim, millî irade, 28 Şubat, askerî darbe, bunları hiç anlatmanıza gerek yok. Bugün devletleri devlet yapan en önemli unsur şudur: Haklı ile haksızı, suçlu ile suçsuzu ayırabilmektir. İki aydır çıkıyorsunuz, burada gazel okuyorsunuz. Bir tane suçluyu ortaya koyabildiniz mi? Ama milyonları suçlu hâline getiriyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Hiç bağırmayın, bunların hesabı mutlaka ve mutlaka sorulacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)