| Konu: | MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 27.02.2014 |
HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5'inci madde üzerinde söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, görmüyorsunuz, duymuyorsunuz, hissetmez vaziyettesiniz. Saat 19.00; bu kürsü halkın kürsüsü, halk iradesinin teşekkül ettiği kürsüden ise vatandaşla saat 19.00'da bağımızı kesiyorsunuz. Gerçekten içinize siniyor mu bu uygulama? Biraz evvel Sayın Bülent Arınç burada otururken bunu kendisine sormak isterdim.
Yalçın Akdoğan, baş baş başdanışman diyor ki: "Bizim Parlamentoyu saat 19.00'dan sonra konuşturmama nedenimiz Cumhuriyet Halk Partisinin veya milletvekillerinin, muhalefet milletvekillerinin halkla buluşmasını engellemek." Eğer bu kadar açık bu söyleniyor ise görmeniz, duymanız, hissetmeniz gerekli değil mi?
Şimdi, dershanelerle ilgili bir yasa getiriyorsunuz. Sayın Başbakan Erdoğan diyor ki dershanelerin kapatılması konusunda kararlı olduklarını belirterek: "İktidara geldiğimizde Hüseyin Çelik'e 'Hemen bir çalışma yap.' dedim, olmadı. Aynı şeyi Nimet Hanım'a, Ömer Bey'e de söyledim; artık Nabi Bey döneminde bu çalışmalar sonlanacak." Tahmin ediyorum Nabi Bey'i, Millî Eğitim Bakanını, bakır harflerle tarihe yazacak.
Değerli arkadaşlarım, 300 bin öğretmen şu an görev bekliyor, 165 bin öğretmen atama bekliyor. Çıkardığınız yasayla 5'inci maddede, kadrolaşmayı daha iyi yapabilmenin koşullarını yaratabilmek için sözlü sınavları getiriyorsunuz, böylesine kötü bir tasarıyı buradan geçirmeye çalışıyorsunuz.
Bunlar olabilir, bunları tartışırız ama Türkiye'nin şu an bundan daha önemli... Seçimlere gider iken yerel yönetimlerden konuşulması, yerel yönetim projelerinin öne çıkması için Tayyip Erdoğan'la Bilal Erdoğan arasında geçen konuşmaya veya iddiaya yasama tarafından el koyulması yani yasamanın bu konuyla ilgili fikir üretmesi gerekli olduğuna biz muhalefet olarak inanıyoruz. Eğer gerçekten samimiyseniz, sadece Sanayi Bakanı Işık'ın söylediği gibi -"Ben kaseti izledim, kasette montaj olduğunu hissettim."- eğer hissetmekle bu sorunları çözecek isek bu sorunun çözülmediğini görürüz.
Muhalefetin çözüm üretmediğini söylüyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisinin çözüm önerisi var: Bu Meclis, hemen, acilen, Mecliste bulunan, grubu bulunan siyasi partilerden bu ses kaydıyla ilgili tecrübesi olan, bilgisi olan arkadaşlardan bir komisyon kursun ve bu komisyon İngiltere'ye, Japonya'ya, Amerika'ya, Fransa'ya, Almanya'ya, nerede Türkiye'deki gibi resmî bir kurum, TÜBİTAK var ise oraya gitsin bu arkadaşlarımızın hepsi, bu ses kaydının montaj mı, yoksa gerçek mi olduğunu öğrensin. Hatta bir ilk daha başaralım, bir ilki daha başaralım, bu heyet gelsin buraya, montajsa ortak açıklama yapsın ama gerçekse, ki gerçek olduğunu biliyorsunuz... Eğer bu kaset, bu ses bandı gerçek olmasa idi Başbakan ortalığı ayağa kaldırırdı. Şu an gelip de TÜBİTAK'tan alacağınız bir belge de işe yaramaz, sakın oraya sığınmayın.
AHMET YENİ (Samsun) - Oradan bir şey çıkmaz, uğraşmayın.
HASAN ÖREN (Devamla) - Orada görev yapan 5 arkadaşı görevden alacaksınız, yenilerini oraya atayacaksınız. Oradan sizin yalanlarınızı tescil ettirmeye gider iseniz Türkiye'yi rahatlatamazsınız.
AHMET YENİ (Samsun) - Bir şey çıkmaz size oradan.
HASAN ÖREN (Devamla) - Çözüm öneresi basittir. Bir hafta içerisinde... Bu, AKP'yi kurtarma veya AKP'yi batırma projesi değildir, bu, Türkiye'yi kurtarma projesidir. Türkiye sıkıntıdadır. Türkiye'deki iş adamı, Türkiye'deki bürokrasi, Türkiye'deki çiftçi, Türkiye'deki emekli şu an Tayyip Erdoğan'la Bilal Erdoğan arasında geçen konuşmadan emeğin ve alın terinin çalındığını, gasbedildiğini söylüyor. Bu izlenimi, bu algıyı vermek mecburiyetinde değiliz.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)