GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:67
Tarih:25.02.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 561 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 22'nci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Mahir Bey, hep bu "yetmez ama evet"lerden çekiyoruz. Yani 2/B yine vatandaşın sorununu çözmeyecek.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Yani sizinle bunu konuşmuştuk hatırlıyorsanız.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Evet, bunu konuştuk, bunu söylüyorum ama yetmiyor yani yetmiyor, sıkıntı orada.

Şimdi, bu saatte 2/B'yle ilgili ne söylersek söyleyelim; 2/B yasası 2012'de 19 Nisanda geldiğinde bu kürsüden belki onlarca konuşma yaptım, o zaman da biz ne söylediysek, cemaat ne derse desin, imam bildiğini okur anlayışıyla "Biz doğruyu biliyoruz, yapıyoruz; bizim yaptığımız doğru." dediniz üç ay sonra bir daha geldiniz. Yine "Yanlış yapıyorsunuz." dedik, "Yok, doğru yapıyoruz; bu, son, 2013'ün Şubat ayı son." dedi Maliye Bakanı, dört ay geçmeden bir daha geldi, bir daha geldi, şimdi bir daha geldi. Yani burada haklı olduğumuzu filan söylemek istemiyorum ama burada bu olaya sadece para olarak baktınız. Yani Maliye Bakanı...

Şimdi, bu, Torosların hiçbir köylüsünün problemini çözmüyor. Maliye Bakanı oradan gelecek paralara baktı, buradan kaç milyar dolar para gelir, bu parayla ben ne yaparım, cari açığı mı kapatırım, bütçe açığını mı kapatırım, buna baktı, Toroslardaki köyün derdinden anlamıyor ki.

Bizim Orman Bakanı da sağ olsun "İşi üzerimden atayım." dedi, Maliye Bakanlığına devretti, iş Maliye Bakanının üzerine kaldı. Peki, şimdi problemi çözdünüz mü? Çözemediniz. Bu aldığınız paralar da doğru yere gitse ona da amenna diyeceğiz. Ama bakıyoruz ki bu alınan paralar da, o orman köylüsünden, o fakir köylüden, gariban köylüden esirgediğimiz haklar da bakanların çocuklarının dolaplarında çıkıyor, öbürünün bilmem kasasında çıkıyor, öbür tarafta milyar dolarlardan bahsediliyor, bilmem kimin evinde milyar dolarlar. Şimdi, yazık değil mi, günah değil mi ya? Binlerce... Bakın, burada 817 bin hak sahibinden 408 bin kişiye satış yapılmış şu ana kadar, aradan geçmiş neredeyse iki yıl. Burada bir yanlışlık da ne oldu? Burada dendi ki: "2013 Şubat ayı son tarih." Gariban adam... Burada iki tane gariban kesim vardı. Bir tanesi, yüz yıldır, yüz elli yıldır, babadan kalma, o orman köylüsü vardı, gariban orman köylüsü, bir onların alma şansı yoktu; bir de İstanbul'a göç edenler vardı -işte, biraz önce Sayın Hamzaçebi'nin de söylediği gibi, Ümraniye'de, Beykoz'da, Şile'de- hızlı nüfus artışıyla beraber "İstanbul'un dağı taşı altın." demiş, gelmiş. Zaten, bu yerleri bir gecekondu arazi mafyasından almış. Yani, kendiliğinden gelip de ormanını falan filan açmamış ha, gecekondu mafyasından almış. Ondan sonra da tekrar devlet olarak bunları alacak. Getirdiniz "Şubat ayında son." dediniz, bu gariban orman köylüsüyle İstanbul'daki gariban vatandaş bunları alamayacak olunca, bu sefer İstanbul'da kim devreye girdi? Yeniden bir mafya devreye girdi, arazi mafyası devreye girdi, bu emlak simsarları devreye girdi, dedi ki: "Bakın, bu yerleri, şubat ayında, mart ayında tarih son, aldınız aldınız, alamadınız, elinizden komple gidecek." "Biz buraları toplayalım." diye İstanbul'da birileri topladı. Orman köylerinde de birçok vatandaş alamadı, orada da değerli yerleri birileri topladı. Olan, gene fakir fukaraya, garip gurebaya oldu. Hani diyorsunuz ya... Fakir fukaranın, garip gurebanın edebiyatını yaptınız ama fakir fukara, garip gurebaya hep sırtınızı döndünüz. Onlara 100 lira, 200 lira, 300 lira maaş bağlayarak, bir torba kömür vererek veya makarna vererek bu işi halledeceğiniz sandınız. Onların garibanlığı devam ediyor, onların fakirliği devam ediyor ama sizin yandaşlarınız, maşallah, malı almışlar, götürüyorlar, milyon dolarları topluyorlar, gidiyorlar. Yani böyle bir ortamda, şimdi, neyi çözdünüz siz? 2/B'yle çözülen hiçbir şey yok, paraları yok. Ya, bunların zaten hakkı. Hakkı olanı vermekten imtina ediyorsunuz. Buralarda bas bas bağırdık, "Şu 31, 32'nci madde kapsamına girenlere bunları ya yüzde 10-15 rayiç bedelde ya da ücretsiz verelim. Ormanı koruyan bunlar, sıkıntıyı çeken bunlar, orada yokluk içerisinde yaşayan bunlar." dedik. Ne oldu? Yok, gene bunlara yok.

Diğer taraftan, o orman köylerinden İstanbul'a gelip arazi mafyasının eline düşen gariban kesim de orada. Gelin, bunların sıkıntısını da çözelim dedik. Şimdi, bu 2/B'den kim yararlandı, biliyor musunuz? Bu rantçılar var ya, rantçılar; bu, koyları moyları kapatıp çeviren rantçı kesim bu işten faydalandı. Onlar yerleri aldılar ama esas hak eden garibanların birçoğunun problemi gene çözülmedi, yine çözülmeyecek. Yani, yaptığınız kanun çok bir işe yaramadı.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)