| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; BASTIRILARAK DAĞITILAN 561 SIRA SAYILI KANUN TEKLİFİ'NİN KIRK SEKİZ SAAT GEÇMEDEN GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMININ 3'ÜNCÜ SIRASINA ALINMASINA VE DİĞER İŞLERİN SIRASININ BUNA GÖRE TESELSÜL ETTİRİLMESİNE; 561 SIRA SAYILI KANUN TEKLİFİ'NİN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 21.02.2014 |
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; demin bir arkadaşımız "Biz insan odaklı bir partiyiz." dedi. Milletvekilleri insan değil mi?
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Ne alaka?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Evet "Ne alaka?"sını anlatacağım.
Dün gece kaçta gittik? Dört buçuk. Evvelsi gün gece, geçen hafta, evvelsi hafta?
Bir de siz bilmiyorsunuz; burada, örneğin Plan ve Bütçe Komisyonunun bir kanunu geçerken yukarıda Komisyon topluyorlar. Bu kadar insan odaklı bir parti insanları bu kadar ezer mi? Milletvekilinin onuru, şerefi, haysiyeti yok mu?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Vatan için Meclis çalış...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Efendim?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Millet için çalışıyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Allah Allah, Allah Allah! Vatanıma milletime kurban olayım ama biz de bir insanız, biz de bir insanız. Onun için...
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sizin de çabalarınız oluyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bir dakika, laf atmayın, dinleyin! Laf atmayın, dinleyin!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Kutu konuşmuyor, kasa konuşmuyor, insan konuşuyor, dinleyin!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - İnsan konuşuyor. Ben de insanım.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, hatibe niye müdahale ediyorsunuz? Lütfen!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ben de insanım.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Müdahale etmiyorum "Sizin de çabalarınız oluyor." diyorum. Bana bakarak konuşmasın o zaman, Genel Kurula baksın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ben evvelsi gün Komisyondan saat üçte çıktım, dün dört buçukta çıktım, bu sabah geldim. Dün bana karşı oy yazısını yazdırıp bu kadar insanın iki ayağını bir pabuca koymaya gerek yok. Karşı oy yazısı ve arkadaşlarımla beraber bu sabah da önerge hazırlamaya geldim.
Şimdi, biz insan değil miyiz? Bir: Önce insan olmayı, insan olduğumuzu bir kere hatırlamanızı rica ediyorum. Biz de insanız. İnsan olarak haykırıyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - İnsan olmayanlar insanın hâlinden anlamaz ağabey.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - İki: Sayın Bakanım, devlet devamlılık ister. Birisi söz verdiği zaman devlet sözüne inanırım ben. İller Bankası daha önce "Gel şu kadar verelim, parça parça verelim on beş yirmi günde bir." bir sürü belediyeye... Biz inanmak zorundayız o söz veren insanlara. Doğru mu Sayın Bakanım? "Parça parça verelim, al, 3 milyon şimdi verelim, 5 milyon bir ay sonra verelim." Öldü! 17 Aralık oldu, çam devrildi, İller Bankasında herkes altüst oldu.
Beyefendi, ben belediyeyim, başlamış işlerimi bitirmek zorundayım. Bana söz verdiniz, devlet sözüne inanmayacağım da kime inanacağım? Söz verdiklerinizi niçin yapmıyorsunuz Sayın Bakanım? Size eğer söz verilmedi... Beyefendi, devlet devamlılık ister, "Ben değilim" demeyin. Sizden önce, Banka yönetimi orada, sizden önceki Sayın Bakan orada. Sorun, "Biz söz verdik mi, vermedik mi?" Yani bu belediyeleri zor duruma düşürmek, hakikaten, size zevk veriyor mu Sayın Bakanım, zevk alıyor musunuz? Eğer "Söz verdik, vermiyoruz." diyorsanız, o başka bir şey. 17 Aralık, 17 Ocak, 17 Şubat, daha hiçbir şey yok.
Arkadaşlar, devlet devamlılık ister. Sözünüzü yerine getirin. Eğer getirmiyoruz diyorsanız bunu da mertçe, dürüstçe söyleyin. Siz söz verdiniz. Zatıalinize söylemiyorum, Banka yönetimi orada, Bakanlık orada.
İki, İller Bankası Bakanlığınıza bağlı değildir, özerk bir kurumdur. Özerk bir kurumu da bu kadar siyasi baskı altına almak da hiçbir şeye yakışmaz. Orası bir banka. Ama siz engel oluyorsunuz, zatıalinizi kastetmiyorum. Ha, iki aylık sürede de zatıaliniz bunları verdirmiyorsunuz.
Bir başka konu: Bir yasa geliyor, biraz sonra başlayacağız. Dikkatinizi çekmek istiyorum. O yasanın 23 ve 24'üncü maddesine bir bakın: Şehir hastaneleri.
Değerli arkadaşlar, bu ülkede kim bir çivi çakıyorsa önünde saygıyla eğiliyorum, şükran duyuyorum, hele bir hastaneyse. Ancak birkaç rakam söyleyeceğim. Vicdanlarınıza sesleniyorum, vicdanlarınıza: 17 hastane devlete 17 milyara mal oluyor yani aşağı yukarı her bir hastane 500 bin dolar, 500 bin dolar her bir hastane. 17 hastane 17 milyar Türk lirası. 500 bin dolar, dikkatinizi çekiyorum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Milyon dolar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - 500 milyon dolar her bir hastane. On yılda bu hastanelere devlet 17 milyar para ödeyecek. İki: Bunlar ihale edilirken -vicdanlarınıza sesleniyorum- Kayseri'deki hastanenin metrekaresi kaç paraya ihale edildi? Zannediyorum ki 1.400 TL. Ama bir başka şehirdeki bir hastanenin metrekaresinin 3 bin TL'ye ihale edilmesine ne dersiniz? 17 hastanede 1.500 TL'yle 3 bin TL arasında bir fiyat farkı olur mu?
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Olabilir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Nasıl olur efendim? Arsa... Metrekare fiyatı belli, betonu belli, demiri belli, her şeyi. Nasıl olabilir efendim, nasıl olabilir? Aynı standart, her şey aynı. Nasıl olabilir ya? Biri 1.400 lira, biri 3 bin lira ya! Olur mu böyle bir şey arkadaşlar!
İki: Şimdi, bu kanunda burada iki maddeyle bir şey yapmaya çalışıyorlar. Dikkatinizi çekiyorum, vicdanlarınıza sesleniyorum: Sözleşmesi imzalanmış bu hastanelerle ilgili bakanın sözleşmeyi değiştirmesi, tüm şartları yeniden değiştirmeye bakana yetki veriyor. Arkadaşlar, maç başlamış, başlayan bir maçta... Eğer böyle olacağını bilsem, sayın bakanın sonradan alacağı bir yetkiyle birtakım şeyleri değiştireceğini bilsem ben de bu ihaleye girerdim.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sen ihaleyi alamazdın.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Anayasa Mahkemesi sizi reddetmiş, bilgin olsun. Bu arada bu son dakika haberi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Neyse, neyi reddederse etsin. Yani biz neye reddedildiğimizi Mehmet Bey, biliriz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ağabey, sana sadece katkı olsun diye söyledim. Son dakika...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Neyi?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - HSYK'yla ilgili.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ha, onu bilemiyorum, neyi reddettiğini bilemiyorum, ben HSYK'yla ilgili konuşmuyorum. Ben burada şunu konuşuyorum Mehmet Bey: Biraz sonra gelecek, Sağlık Bakanlığı metrekaresini 1.400 liraya da ihale etmiş... Mehmet Bey, dikkatinizi çekerim, 1.400 lira, 3 bin lira, demiri belli, çimentosu belli, her şeyi belli.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bizde yolsuzluk olmaz, rahat ol.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Allah Allah!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Mevlüt ağabey, rahat ol.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen Genel Kurula hitap edin.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Bu ne ya! Ya, günahtan kork Mehmet ağabey, "Yolsuzluk olmaz." deme ya.
BAŞKAN - Sayın Metiner, lütfen...
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ne var konuşuyoruz, sohbet ediyoruz.
BAŞKAN - Usul bu değil ki ama.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - O memnun, ben memnun.
BAŞKAN - Bu, usul değil, hayır. Genel Kurul memnun değil.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ben bu 2 maddeyle ilgili dikkatinizi çekeceğim. Yine, anlaşma imzalanmış, her şey bitmiş. Beylerin bir de cebine üst hakkı koyuyorsunuz, etraftaki hazine arazileri için diyorsunuz ki: "Al, buraya tesis yaptır, sana üst hakkını da veriyoruz."
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hastanenin olduğunu yerle ilgili?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Evet, hastanenin olduğu yerle ilgili söylüyorum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Üst kullanım hakkı?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Evet, üst kullanım hakkı. O da yandan çarklı, yandan. Süreyya Bey, bilir misin yandan çarkı? Yandan çarkı bilir misiniz? Yandan çarklı o da.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Biz bilmiyoruz efendim.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bilenlere sor ağabey.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Peki, Ben dikkatlerinize sunuyorum, vicdanlarınıza sesleniyorum.
1.400 lira, 3 bin lira; kimi hastaneleri 1.400 liraya ihale etmiş... Sadece vicdanlarına sesleniyorum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hastanenin içinde ne var, ne yok, nasıl bir durumda?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Her şey aynı standarttır.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Proje nedir?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Tabii, tabii, tabii, siz çok iyi biliyorsunuz Süreyya Sadi Bilgiç Bey, onun için sizin bilginize inanırım.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Allah razı olsun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Sağ olun, sağ olun. Siz Bilgiç'siniz ya!
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sağ olun, sağ olun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Eğer çok iyi bildiğinizi bildiğim hâlde masaya vurmamanızı da...
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen Genel Kurula hitap edin.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Masaya vurmamanızı da garipsiyorum.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Garipsiyorum... Garipsiyorum... Masaya vuracaksın. Sizin kişiliğiniz masaya vurur! Siz, haksızlığı ve hukuksuzluğu sevmezsiniz ama ne hikmetse masaya vurmuyorsunuz. Sizi engelleyen nedir acaba?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Vurdum, vurdum, ses geldi Sayın Aslanoğlu, sıkıntı yok!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ben dikkatlerinize sundum, vicdanlarınıza sundum. Herhâlde yarın sabah yedide, sekizde çıkacağız. Bunu da şimdiden söylüyorum.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ne güzel!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Ne güzel, çalışalım, değil mi efendim? Tabii tabii...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kendinizi ona göre ayarlayın!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Hanımefendi, tabii, biz de mutlu oluruz. Onun için, sabah çorbamızı içer, gider yatarız. Bunun için, sabahın çok seherinde gelecek bu maddeler. Bugünden dikkatinizi çekmek istedim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)