GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:65
Tarih:20.02.2014

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, 14'üncü madde üzerindeki önergemizle ilgili olarak söz aldım. Öncelikle saygılarımla selamlıyorum sizleri.

14'üncü madde, 128, 135 ve 140'ıncı maddeler bir bütün. Yani bu suçlarla ilgili olarak, katalogda belirtilen suçlarla ilgili olarak işte, dinleme yapılabilecek suçlar, mal varlığına tedbir konabilecek suçlar, teknik araçla izleme yapılabilecek suçlar, bunlar bir bütün, birbirleriyle bağlantılı olan maddeler.

Burada da benzer bir düzenleme yapılıyor. Ne yapılıyor? Bunun içerisindeki bu suç işlemek için örgüt kurma suçunu dışarı çıkarıyorsunuz. Zaten dışarı çıkarınca sorunlar da çıkmış. İşte, önergeler getirdiniz. Bu suçu kapsam dışına aldığınızda -şimdi, bakıyorum, bunda da herhâlde veriliyor- bu nitelikli hırsızlık ve yağma suçunu "Ya, nasıl takip edeceğiz? Nasıl dinleyeceğiz?" Çünkü, kapsam dışına alınınca mecburen onları da ilave ediyorsunuz. Aslında, farkında olmadan kendinize böyle değişik sorunlar da çıkarıyorsunuz.

Burada da oy birliği olayı var. Aslında, bu oy birliğine ben biraz değinmek istiyorum. Yani, bu sayısal değerlendirme biraz tuhaf gibi geliyor bana. Şimdi, Sayın Bakan da burada konuştu. Yani 1 kişi... Soruşturma aşamasında kim var? Sulh ceza hâkimi var ya da özgürlük hâkimi var. Onların baktığı, onların değerlendirdiği bu dinleme, mal varlığına tedbir koyma -soruşturma aşamasında- artı, teknik araçla izleme, bunları şimdi 1 kişinin bu kararı verirken hataya düşebileceğini, yeterince vatandaşların haklarının orada kuvvetli olmadığını, mağdur olabileceklerini, bunun bir heyete havalesiyle daha güvence içerisinde olacaklarını belirtti.

Şimdi, ben şöyle bakıyorum değerli arkadaşlar: Bu 3 kişi içerisinde 1 kişi "hayır" derse ne oluyor? Dinleme yapılamıyor, tedbir konamıyor, işte teknik araçla takip yapılamıyor. O 1 kişi "evet" derse bunlar yapılıyor. Yani 3'ün içerisinde 1 ile 3'ün dışındaki 1 arasında bir fark var mı diye düşünüyorum matematiksel olarak, biraz tuhaf bir durum. Aslında, yine iş dolanıyor, geliyor o 1 kişiye bağlanıyor. Yani 3 kişi içerisinde de kararı veren 1 kişi, 1 kişi içerisinde de yine kararı veren 1 kişi aslında. Buradaki niyetin ne olduğunu siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Yani, o 1 kişiyi kontrol etmek, güvendiğiniz, bildiğiniz, tanıdığınız bir hâkimi her yere atamak mümkün değil ama ağır ceza mahkemelerinin üyelerinin içerisine bildiğiniz, güvendiğiniz, tanıdığınız 1 hâkim atadığınızda, o 1 kişi sizin için yeterli olacak ama işin özü budur. İster 3 kişi olsun ister 1 kişi olsun, yine kararı verecek olan kişi 1 kişidir, değerli arkadaşlar. Bunu da bilmenizi istiyorum.

Şimdi, Bülent arkadaşımız burada konuşurken dedi ki: "Ya niye itiraz ediyorsunuz? Burada gayet güzel düzenlemeler de var." Şimdi ben de buradan bir şeyler söyleyeyim, kendisi de burada oturuyor. Şu düzenlemelere "evet" diyor mu kendisi? Şu 18'inci madde, 19'uncu maddede düzenlemeler var. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27'nci maddesi ve 28'inci maddesinde bazı düzenlemeler yapıldı, yapılıyor, biraz sonra gelecek, burada konuşulacak. Orada ne yapılıyor biliyor musunuz 27'nci maddede yani bu yürütmenin durdurulmasıyla ilgili? Bu memurların atanması, naklen tayini, görev değişikliği, işte unvan değişikliği, geçici görevlendirme... Yani, şu son süreçte, 17 Aralıktan sonra, bir rivayete göre 7 bin kişiyi, bir rivayete göre daha az, daha fazla ama binlerce kamu görevlisini bir yerden bir yere sürdünüz. Şimdi, bunu komisyonda da konuştuk; 80 darbesinden sonra bu kadar kamu görevlisine herhâlde eza yapılmamış, bu kadar insan sürülmemiş diye. Şimdi, kalkıyorsunuz, bu insanların anayasal hakları olan yargıya başvurma, idari yargıya başvurmalarını kısıtlamaya çalışıyorsunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Nerede bu sistem ya? Maddede öyle bir şey yok.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Sayın Bülent Bey burada. Bunu destekliyor mu acaba? Ne oluyor arkadaşlar, ne oluyor?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sadece savunma. İdarenin savunması alınıyor.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Yani bu insanlar yürütmenin durdurulması kararını bugüne kadar nasıl alıyorlarsa bundan sonra onları genişletiyor musunuz, onların haklarını burada rahatlatıyor musunuz, yoksa daraltıyor musunuz? Ne yapıyorsunuz? Daraltıyorsunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Onların haklarına bir şey getirmiyoruz.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Genişletiyorlar, genişletiyorlar!

TURGUT DİBEK (Devamla) - Bu insanlar aylarca yürütmenin durdurulması kararını alamazlar.

Şimdi 29'uncu madde. 29'uncu maddede diyorsunuz ki: "Kamu görevlileri mahkeme kararlarına uymazlarsa onlara karşı tazminat davası açamazsınız." Şimdi, değerli arkadaşlar, bu milletin vergileriyle... Kime açılacak? Kuruma açılacak. Aslında burada şunu diyorsunuz: Kamu görevlilerini suç işlemeye teşvik ediyorsunuz. Bunu İzmir'de yaşadık. Emniyet müdürü ne diyordu savcıya? "Hadi kardeşim!" Pardon, emniyet müdür yardımcısına "Savcının talimatını dinliyoruz de, tamam, yapıyoruz de ama dinleme." diyordu. Şimdi, ben soruyorum: Ya Bülent Bey, bunları destekliyor musunuz? Bunlar doğru düzgün düzenlemeler mi?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Siz kimi...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sataşma var herhâlde.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Yani bunlar niye gelmiş sizce? Bu düzenlemeler niye gelmiş olabilir? Yani kamu görevlilerine "Mahkeme kararlarına uymayın kardeşim." niye demiş olabilirsiniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURGUT DİBEK (Devamla) - Niye demiş olabilirsiniz? Ha, bunları dediyseniz...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Anayasa böyle zaten. Anayasa'da var zaten bu.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Turgut Bey, 20'ye "evet" deyin, ben de "evet" diyeceğim.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Ya bir dakika arkadaşlar...

Madem bununla ilgili düzenlemeler var, şunu demeniz lazım: Mahkeme kararlarına uymayan kamu görevlileri bundan sorumlu olur, tazminat davası onlara açılır. Vatandaşın vergilerini onlara heba edemeyiz. Böyle bir düzenleme gelmesi lazım. Artı, bakın, burada konuşulmadı, şu tutuklamayla ilgili olarak bir düzenleme getirdiniz, geri çektiniz.

Değerli arkadaşlar, komisyonda çektiniz, ne yaptınız? Biliyorsunuz iki yılın altında olan suçlarla ilgili tutuklama yapılamıyordu.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - "Yetmez ama evet" dedik.

BAŞKAN - Sayın Dibek, teşekkür ediyorum.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika... Bülent Bey'e şunu da soracağım.

BÜLENT Turan (İstanbul) - Gel buraya, burada sor.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Bitti... Bitti...

TURGUT DİBEK (Devamla) - Orada şunu yaptınız: Yani Gezi olaylarındaki, gençlerin katıldığı gösteriler, o protesto eylemlerinde "Bu suçu birden fazla işlerse tutuklanabilir." diye buraya düzenleme getirdiniz. Ama artık, yüzünüz o kadar da tutmadığı için komisyonda çektiniz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Onlar üç yıla kadar ama. Onunla ilgisi yok onun.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Teşekkür etsenize, değiştirdik işte onu.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Destekliyor muydunuz? Niye getirdiniz? O metinde imzanız yok mu sizin?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Ya beraber değiştirdik.

TURGUT DİBEK (Devamla) - O teklifte imzanız yok mu? (CHP sıralarından alkışlar)