| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 19.02.2014 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 48'inci maddeyle ilgili verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, burada birtakım tartışmalar yapılıyor. "Benim huzuruma ne ile gelirseniz gelin affederim ama kul hakkıyla gelmeyin." diyor. Bu noktada, Allah kimseye kul hakkıyla o kata gitmeyi nasip etmesin. Ona destek vermeyi de nasip etmesin.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Âmin.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bu noktada, herkesin hassas olması gereken bir süreçten geçtiğimizi ifade ediyorum.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - İnşallah, diline dikkat edersin, kul hakkı yemezsin.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Sayın Metiner, sizi gene uyardım, siz bana laf atmayın, cevap da vermeyeceğim size.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sizi günahtan arındırıyoruz.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Cenab-ı Allah kimin günaha girip girmediğini biliyor.
Sayın milletvekilleri, şimdi...
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Muhatap olma, muhatap olma.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Muhatap olmayacağım da işte şeyimizi bozuyor.
Normalde maddeyle ilgili konuşacaktım ama o zaman bazı şeyleri konuşayım Mehmet Ali Şahin de buradayken. Yapılan her işi, on iki yıldır yapılan her işi, olumlu icraatı kendi üzerinize alıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Biz yaptık, şunu biz yaptık, bunu biz yaptık. Muktedir iktidarız, kudretli iktidarız." Ama ne kadar olumsuz iş varsa, ne kadar bugün eleştirdiğiniz husus varsa, on iki yılın o muktedir iktidarına ne olmuşsa bir paralel devlet oluşturmuş, bir paralel devleti ortaya atmış, bütün suçu ona atıyor.
Şimdi, Mehmet Ali Şahin burada, Genel Başkan Yardımcısı, zamanın Adalet Bakanı, diyor ki: "O Yargıtayın içerisinde Pensilvanya'dan talimat alan yüksek yargının elemanları var." Peki, oradan talimat alan, hukukun dışındaki yerlerden talimat alanlar vardı da siz Adalet Bakanı olarak ne iş yaptınız Sayın Bakan, hangi soruşturmayı açtınız, neyi yaptınız; gelin bunları açıklayın. Şimdi, laf mı sizin söylediğiniz! (MHP sıralarından alkışlar) Aradan yıllar geçmiş, 17 Aralıkla beraber, 17 Aralıkta rüşvet ve hırsızlıklar ortaya çıkmış. Zamanın o muktedir Adalet Bakanı... Hâkimleri, savcıları değiştiren, HSYK kararlarıyla ortaya çıkan, "Yargıdaki vesayeti ortadan kaldırıyorum." diyen, "Birilerinin arka bahçesi olmaktan çıkıyorum." diyen bakan, Başbakan, bakın şeylerin hepsine... Bunları söyleyeceksiniz, millete gidip oy alacaksınız, 17 Aralıkta hırsızlık ve rüşvet yolsuzlukları ortaya çıkacak, paralel devlette bu suçu birine atacaksınız, bir paralel devlet oluşturacaksınız... Notunuzu alın ve cevap verin: Siz o zaman Adalet Bakanı değil miydiniz? Siz, bizim Hamidiye köyündeki Mehmet Ağa mısınız da paralel devletten, yüksek yargıdan dert yanabiliyorsunuz? (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, açık söylüyorum: Değerli milletvekilleri, on iki yıl boyunca bütün olumlu şeyleri kendinize çıkaracaksınız... Tamam mı? Ne diye seçim çalışması yaptınız biliyor musunuz? "Askerî vesayeti kaldırdık." dediniz. Dün Başbakan diyor ki: "Şu nezih askeriyemizin içerisine bile paralel devlet sızmış." Sayın Başbakan, sen değil miydin o askeriyedeki komutanlar teker teker içeriye alınırken, cezaevlerine sokulurken, haklarında gazetelerde... Bugün siz bas bas bağırıyorsunuz ya "masumiyet karinesi" diye, "paralel devlet" diyorsunuz, "Arkalarında başkası var." diyorsunuz ya, hani o zamanlar hatırlıyor musunuz çarşaf çarşaf gazetelerde haberler vardı.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Mehmet Ali Şahin değil miydi Danıştay saldırısından sonra çok şeyler olacak diyen?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - O askerlerle ilgili söylenmedik laflar yoktu. O zaman o masumiyet karinesi yok muydu? O zaman Sayın Başbakan, askerler, o askeriye nezih değil miydi? Bugün diyor ki Sayın Başbakan: "O nezih askeriyeye paralel devlet sızmış." O paralel devlet ne zaman sızdı? Sayın Bakan, senin zamanında yok muydu o paralel devlet? O paralel yapı yok muydu?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Vardı.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." diyorsunuz. Şimdi, burada çıkıp açık yüreklilikle şunu söylerseniz o zaman bu özrünüz millet tarafından kabul görür: "Evet, biz o paralel devleti biliyorduk, o paralel devletle beraber hareket ediyorduk. Biz askerî vesayeti bu ülkeden kaldırırken, yargı vesayetini bu ülkeden kaldırırken, bugün paralel devlet dediğimiz o yapı sayesinde bu işleri başardık. Ama bugün o paralel yapı dediğiniz kesimle, grupla menfaatlerimiz çatıştı, iktidar çatışması bir araya geldi, bir şekilde bu iktidardan onları yok etmemiz gerekiyordu ve şu anda da onları yok etmek için düğmeye bastık. 17 Aralık asrın yolsuzluğunu, asrın rüşvet olayını da bir grubun üstüne yıkmamız lazım ki buradan çıkalım." Nasıl çıkacaksınız başka türlü? "Konuşacak başka şeyiniz mi yok?" diyor. Milyonlarca dolar, milyarlarca dolar, bu vatandaşın hakkı yenirken ne konuşacağız? Millet acından ölürken, siz milyonlar doları götürürken, birileri, ne konuşacağız? (MHP sıralarından alkışlar) Millet işsizlikle uğraşırken, birileri milyon dolarları götürüyorsa ne konuşacağız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Başka bir şey konuşursak yanlış olur. Sabaha kadar ne diye çalıştırırsınız bizi, kendinizi korumak adına.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)