GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:64
Tarih:19.02.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 43'üncü maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

43'üncü madde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığını içermektedir. Bu maddeyle ilgili tabii, sosyal güvenlikle ilgili vatandaşlarımızın birçok sıkıntıları mevcuttur, birçok sıkıntılarla karşı karşıyadır. İşte, bize iletilen sorunlardan bir tanesi: Geçmişte sigortalı hizmeti bulunmakla beraber, BAĞ-KUR kaydı yok diye o hizmeti sayılmadığından dolayı emekli sayılmayan bütün esnaf ve çiftçilerimiz bu torba kanunlarda sorunlarına bir çözüm aramaktadır.

Toplumun tüm kesimleri olduğu gibi, bu torba kanunlarda, işte, atanamayan öğretmenlerden taşeron işçilerimize kadar toplumun tüm kesimleri sorunlarına bir çözüm aramak isterken ne yazık ki gece yarılarına kadar çalıştığımız bir süreç içerisinde, bırakın toplumun sorunlarının çözülmesini, 17 Aralık süreciyle başlayan asrın yolsuzluğuyla beraber, kendi iktidarınızın devamını sağlayacak, kendi hırsızlık ve yolsuzluk iddialarında ismi geçen tüm bakanlar, Başbakan, çocukları, yakınlarını nasıl güvence altına alabiliriz; bunun gayreti içerisinde olan bir Hükûmetle karşı karşıyayız. Yani, sabahlara kadar çalıştırıyorsunuz, çalışalım sabahlara kadar, eğer vatandaşın problemi çözülecekse biz yerimizden gitmemek kaydıyla çalışmaya hazırız ama burada vatandaşın sorununu çözmüyoruz, halkın sorununu çözmüyoruz. Neyin sorununu çözüyoruz? Birileri devletin malına el uzatmış, onunla ilgili ortada iddialar var. Birileri de geliyor; "Biz bunları nasıl kurtarırız, nasıl koruruz?" Onun gayreti içerisindesiniz.

Seçim sathı mailine girmişiz. "Sandık çözüm olacak." diyorsunuz. Sandığın çözüm olması için bırakın gidelim de seçim bölgemizde çalışma yapalım. Sizin tuzunuz kuru. Niye tuzunuz kuru? Bütün medya organları elinizde. Sayın Başbakan talimatı verdi mi aynı anda kırk tane televizyon Sayın Başbakanı canlı veriyor. Bir yerde, bir yere konuşuyor. Sayın Başbakan neredeyse bakkal dükkânı açsa kırk tane televizyon canlı verecek. Bizim böyle bir imkânımız yok, bizim elimizde televizyon yok.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Daha şimdiden mazeret uydurmayın ya.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Hiç mazeret uydurmuyorum ama adalet arıyoruz, hakkaniyet arıyoruz.

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Mazeret uydurmayın.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yani, öyle Fas'tan arayıp da "Bahçeli'yi kaldırın." diyen bir Başbakan aynı anda düğmeye bastığı zaman altı tane gazete aynı manşeti atıyorsa siz hangi mazeretten bahsediyorsunuz. Bizim mazerete ihtiyacımız yok. Göreceksiniz...

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Allah büyük, kazdığınız kuyuya düşeceksiniz, 30 Marttan sonra yine burada görüşeceğiz ama müsaade edin de hakikaten şu politikaları biz vatandaşa bir anlatalım. Yani, bizim gidip vatandaşla buluşmamız lazım.

Şimdi, burada biz çalışmaya varız. Devleti istihbarat devletine çevirdiniz. Şimdi, bakıyorum, komisyonlar harıl harıl çalışıyor. Ne geliyor ne gidiyor diye bakıyoruz, şimdi de yeni, MİT Kanunu'yla ilgili birtakım şeyler geliyormuş. Devleti istihbarata çeviriyorsunuz, yargıyı kendinize bağlıyorsunuz. İnternet'le bütün muhalif grupları kontrol altına alıyorsunuz. Yani ne yapmaya çalışıyorsunuz? Sabaha kadar çalışalım, getirin bu torba yasaları ama Anadolu coğrafyasında bir tane mazlum, mağdur, hakkını arayan vatandaşımızın problemi çözülecekse biz sabahlara kadar burada çalışmaya hazırız. Ama hiç kusura bakmayın yani burada hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmış, vatandaşın hakkını yiyen, harama el uzatan, haramzadeleri korumak ve kontrol altına almak için çıkarılan yasalar için burada ne iktidar partisinin milletvekillerini ne de muhalefet partisinin milletvekillerini çalıştırmaya kimsenin hakkı yok.

Şimdi, bu yasaları çıkaracaksınız, devleti istihbarat devleti hâline getireceksiniz, Bakanlığı Adalet Bakanına bağlayacaksınız, yasaları kendinize göre ayarlayacaksınız, her şeyden mağduriyet çıkardığınız gibi buradan da mağduriyet çıkaracaksınız ama bu sefer bu milleti kandıramayacaksınız, bu sefer bu milleti aldatamayacaksınız. Hırsızlıktan ve yolsuzluktan Türk milleti hiçbir zaman için bu mağduriyete prim vermeyecek. Diğer mağduriyetlerde mağduriyet rolleri oynadığınızda milletin hoşuna gidebilecek söylemleriniz vardı ama yüce Türk milleti -açık ve net söylüyorum- hırsızlıktan mağduriyet doğurmaz, hiç uğraşmayın. Bu yasalarla hiç uğraşmayın, buradan mağduriyet çıkaramayacaksınız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)