GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:64
Tarih:19.02.2014

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Sayın Başkan, çok sayıda değil, az sayıda değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

546 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 40'ıncı maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Afetler ancak yaşandığı zaman, acıları ortaya çıktığında anlaşılabiliyor. Hani çok güzel bir söz var, "Ağaçtan düşenin hâlinden ağaçtan düşen anlar." 1999 Sakarya depreminde enkazdan çıkmış bir kardeşiniz olarak konuşuyorum. O zaman kamu görevlisiydim, depremden yirmi dakika sonra sayın vali, emniyet müdürü ve ben üçümüz kriz komitesini kurduk. İlk işimiz sivil savunma planlarını getirip bakmak oldu. Ama, uygulanacak tek kelime yoktu, o planlar sadece teftiş için hazırlanmış, sadece yasak savma babında hazırlanmış planlardı. Hükûmet konağının altında askerlik şubesi vardı. Askerlik şubesi çökmüş, 8 kahraman evladımız, askerimiz "Kurtarın bizi!" diye saatlerce bağırdılar; bir demir testeresi yoktu kesip de onları kurtarmak için.

Sayın Bakanım, deprem ve afetlerde hazırlık elbette çok önemli. Bugüne kadar sivil savunmayla ilgili çok değişiklikler oldu, kanunlar değiştirildi ancak bir türlü bütünleşik bir afet yönetimine geçemedik. Afet öncesi hazırlıklar konusunda gerek merkezî gerek yerel planlamamız çok yetersiz kaldı, kadrolaşma ve uzmanlaşma düzeyinde yeterli çalışmalar yapılamadı. Oysa üyesi bulunduğumuz gelişmiş ülkeler bu konuda o kadar çok mesafeler aldılar ki yatırımlarını, kamu örgütlenmelerini ve ayırdıkları ödenekleri muazzam seviyeye çıkardılar. Bütünleşik afet yönetimi bütün dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde uygulanmakta ancak biz bir türlü buna geçemedik; yaptığımız çalışmalarda meslek odalarının, STK'ların görüşlerini alamadık. Bu konuda, dediğim gibi, tercihlerimiz ve yönetim anlayışımız çok eksik kaldı. Yerel yönetim reformlarındaki temel ilkelerden yerelleşme, halka yakınlık, planlı kentleşme, çevre hakkı, yaşanabilir kentler gibi kavramları yaşama geçiremedik.

Büyükşehir Yasası'nı otuz beş gün görüştük komisyonlarda, Mecliste. Biz, bu yasanın eksikliklerini defalarca dile getirdik. Muhalefet milletvekilleri olarak yaptığımız konuşmaları bugün toplasanız Meclis tutanaklarında 10 ciltlik ansiklopedi eder. "Bu yasa eksik çıkıyor, yanlış çıkıyor, lütfen bunu düzeltelim, daha geniş tartışalım." dedik ama sizlere bir türlü dinletemedik. Daha yasa yürürlüğe girmeden bugün yanlışlıklarını görüyorsunuz, yamalarla bunu düzeltmeye çalışıyorsunuz. Bunun ne kadar yanlış olduğunu söyledik ama size anlatamadık çünkü yanlış bir taktiğiniz var, yanlış bir yasa yapma taktiğiniz var.

Değerli arkadaşlar, 5902 sayılı Yasa'yla il özel idareleri bünyesinde kurulan afet yönetimleri, şimdi il özel idarelerini kapattığımızda ortada kaldı. Biz bunları dile getirdik, buna benzer birçok konuyu dile getirdik ama gene sizlere dinletemedik.

Şimdi, il genel meclislerinin, bir diğer konuda, yatırım konusundaki yetkileri ortadan kalkıyor. Niçin? İl genel meclisleri kalkıyor, özel idareler kalkıyor. Peki "Geniş katılımlı, her zaman millî iradeye saygılıyız." diyen bu Hükûmet, il genel meclislerini kaldırarak onların yetkilerini kime devrediyor dersiniz? 3 kişilik seçilmiş yani atanmış kişilere; vali, vali yardımcısı ve daire müdürlerinden oluşan 3 kişilik yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına. Adı çok büyük geliyor size, koordinasyon başkanlığı ama işin başında vali olacak, yüzlerce, binlerce, milyarlarca liralık işleri sadece emrinde 3 kişinin olduğu bir komisyonla götürecek. Buna da "Yerel yönetim anlayışını geliştiriyoruz." diyeceksiniz. Bu anlayışınızın ne kadar yanlış olduğunu, yerel yönetimleri kapatarak bunun çözülemeyeceğini sizler de çok iyi biliyorsunuz. İstanbul gibi büyük yerlerde bir afet müdürlüğünün kurulmasıyla her biri bir il büyüklüğünde olan 39 ilçede nasıl yürüteceksiniz bu işleri? Mümkün değil. Bu yasa da eksik çıkıyor. Bu yasa da sorunlarımızı çözmeyecek. Göreceksiniz, yakın zamanda yeni değişikliklerle bu yasayı tekrar gündeme getireceksiniz.

Tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)