| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 14.02.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bir kez daha huzurunuzdayım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Danayı yüzdük kuyruğuna geldik. Bundan sonra 2 maddeyle birlikte bu kanun Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinin vermiş olduğu olurla Türk hukukuna kara bir leke olarak geçecek. Bu maddede değerli arkadaşlarım, tasfiye edilecek kadroların yerlerine sadece Adalet Bakanının doğrudan veya en etkili güç olarak yapacağı atamalar, yaptıracağı atamalarla yargı artık bağımsız ve tarafsız bir yargı değil, Adalet ve Kalkınma Partisinin bir şubesi hâline gelecektir ve bunun sorumlusu da elbette bu kanun için oy veren, "Evet." diyen sayın milletvekillerinin hem bu dünyada hem de öbür dünyadaki sorumluluğu olarak tarihimize geçecektir. Geçecektir de bu kanunun asıl amacının ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu kanun, 17 Aralık tarihinde başlayan yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama, devamında teröre yardım gibi, uluslararası ambargoyu delme gibi çok vahim işlenmiş olan suçların yargılanma süreci içerisinde, zülfüyâre dokunan bakanları, onların çocuklarını, ta Başbakanın çocuğuna, ondan Sayın Başbakana kadar giden süreç içerisindeki şüpheli kişileri yargının, hukukun elinden alıp atanacak olan kişilerin marifetiyle, yerlerine gönderilecek kişilerin marifetiyle onları sütten çıkmış ak kaşık hâline getirme kanunu. Peki, şeklen görevden aldığınız emniyet personeline -7 bin civarında- siz delilleri değiştirttirebilirsiniz, kararttırabilirsiniz, siz onların görevini yapmama talimatını Ankara'dan verdirerek mal varlığını kaçırmalarına imkân verebilirsiniz, Türkiye'den kaçmalarına imkân verebilirsiniz; siz hâkimlerin, savcıların korku ve dehşetle üzerine baskı yapmak suretiyle vicdanını körelterek beraat kararlarına almasına imkân sağlayabilirsiniz ama şu iki şeyi gerçekleştirebilir misiniz? Bir bakanın çocuğunun yatak odasındaki kasalar içerisindeki milyon dolarların millet vicdanında bırakmış olduğu yarayı ortadan kaldırabilir misiniz? Siz, bir Sayın Bakanın 700 bin liralık kol saati için rüşvet istediğini ve o kol saatli kolun fotoğraflarının millet vicdanındaki izini kaldırabilir misiniz? Siz, ayakkabı kutularındaki milyon dolarların, fakir fukara olup da bırakın milyon doları, asgari ücretle hayatını geçindirmek için çabalayan çırpınan insanların vicdanında bıraktığı yarayı bertaraf edebilir misiniz? Elbette bunları bertaraf edemeyeceksiniz. İşte bu millet vicdanındaki yara, sızı bu kanunla bertaraf edilemeyecek bir leke olarak kalmasına rağmen ve bu kanun Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak düşmesine rağmen beceremeyeceğiniz, yapamayacağınız, başaramayacağınız ikinci bir iş daha var, o da öbür dünyada verilecek hesapta yalnız başına kalacaksınız. Öbür dünyada hesap vermekten sizi hiç kimse kurtaramayacak.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Öbür dünyayı nereden biliyorsun ya!
FARUK BAL (Devamla) - Kes sesini, kes sesini!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Öbür dünyaya sen ne karışıyorsun, sana ne öbür dünyadan ya!
FARUK BAL (Devamla) - Kes sesini!
Öbür dünyada muaheze edilecek sizsiniz çünkü kul hakkı yiyorsunuz çünkü adaleti esirgiyorsunuz çünkü insanların (AK PARTİ sıralarından gürültüler) hukuk önünde tarafsız, bağımsız olarak yargılanmasını esirgeyip rüşvetçiyi, haramzadeyi, haram sofrasından beslenenleri esirgiyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hadi oradan be, hadi oradan be!
FARUK BAL (Devamla) - Allah bildiği gibi etsin sizi! (MHP sıralarından alkışlar)