GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:14.02.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saati hesaplamak pek mümkün değil ama bugün sekiz buçuk; günaydın hepinize.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Günaydın.

FARUK BAL (Devamla) - Böyle bir çalışma düzeninin ne derece sağlıklı olacağını hepinizin takdirine bırakıyorum ama bir başka konuda size "Günaydın." demek istiyorum.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Arkadaki derya kuzularına bak, derya kuzuları uyuyor arkada.

FARUK BAL (Devamla) - Bir başka konuda "Günaydın." demek istiyorum. Eğer şu 42'nci maddenin (a) fıkrası sizin Türkiye'yi nereye götürdüğünüzü görmenizi sağlayamıyor ise "Günaydın." lafı da size yetmeyecek.

Değerli arkadaşlarım, ben 12 Eylül döneminde hâkimlik kürsüsünde bulunan bir arkadaşınızım. 12 Eylül 1980 ihtilalinde, vallahi billahi, askerler, o darbeciler, o ihtilalciler sizin bu yaptığınız kadar yapmadı. Şu yaptığınıza bakın, HSYK'nın içerisinde bulunan sadece 20 tane kurul üyesi hariç, onun dışında Teftiş Kurulu Başkanı, Teftiş Kurulu başkan yardımcıları, bütün müfettişler; görevine son. Değerli arkadaşlarım, Genel Sekreter, genel sekreter yardımcıları, bütün büro elemanları; görevine son.

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Yer değişiyor.

FARUK BAL (Devamla) - Bütün bürolardaki... Bunun hiç izahı yok kardeşim ya. Akıl var, mantık var, şuna bir bak ya!

BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Ne var bunda?

FARUK BAL (Devamla) - Yani insanın aklının, mantığının ortadan çıktığı an, heyecanlandığı, sinirlendiği andır. Eğer burada bir çözüm bulamayacak kadar Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri akıllarını, ölçülerini ortaya koyamıyorlarsa, daha önce konuştuğum, maddeler üzerinde ifade ettiğim gibi, Türkiye güç birikimi hastalığının bulaştığı bir ülke hâline gelmiştir. "Güç birikimi hastalığı" dediğimiz 3 kelimelik basit bir iş değil. Bu, diktatörlüğün tam adı. Bu, bütün güçlerin kişinin şahsiyetine ait olduğu anlamına gelen, yasamanın, yürütmenin ve yargının yetkilerinin kendi uhdesinde olduğunu zanneden bir siyasi hastalıktır. İşte bu siyasi hastalıktır ki, Türkiye'yi adım adım bir yere götürüyor. Sizi uyandırabilecek "Günaydın." dememin sebebi de işte bu maddedir, gayet açıktır. Değerli arkadaşlarım, bu güç birikimi...

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Onun için günaydın.

FARUK BAL (Devamla) - Örnek veriyorum ben, sizi mantıklı düşünmeye, ölçülü düşünmeye davet ediyorum. Milletvekilliği gelip geçicidir; baki olan, kubbede hoş bir seda bırakabilmektir. O sedada iziniz olursa, imzanız olursa, eseriniz olursa güzellik olur.

Şimdi, şu kadar garip bir şeyin farkını fark edemiyorsak elbette ki Sayın Başbakanın o güç birikiminin eseri olarak taa Fas'tan televizyonun alt yazısında geçen Sayın Devlet Bahçeli'nin 2 satırlık cümlesine tahammülü olmaz. İşte bu aşırı güç birikiminin eseridir. Yani ta Fas'tasın kardeşim ya, kilometrelerce yol! Televizyonun ekranında değil, vesairesinde değil, bir muhalefet liderinin alt yazıda geçen lafına tahammülü yok. İşte bu siyasi hastalıktır değerli kardeşlerim.

Şimdi, bu güç birikimi o kadar yüksek bir dozda seyrediyor ki, televizyonların içerisine Fatihler koyuyor. Sanki televizyonu izleme, sanki televizyondan sorumlu bir teknik adammış gibi, Sayın Devlet Bahçeli'nin bir konuşmasında "Alo Fatih, niye kesmiyorsunuz bu adamı?"... Bu güç birikimidir arkadaşlar ve bu güç birikimi bugün size böyle tatlı bir sarhoşluk verir. Onun yaratmış olduğu üstünlük havası sizi mayhoş hâle getirebilir ama ülkeyi o hâle getiremez.

Ben, aklın, ferasetin hâlâ hâkim olabileceğine ümidimi kaybetmiyorum ama bu madde de böyle geçerse, bu ümitler yavaş yavaş kırılacak ve sizlere de sadece dua etmemiz kalacak. Allah taksiratınızı affetsin. (MHP sıralarından alkışlar)