GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.05.2012

MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, emeğin hakkını verilmesi ve kutsallığı, bu bağlamda, çalışanların kendi aralarında örgütlenme hakkı ve otoriteye karşı çalışanların hak savunma mücadelesi en temel insan haklarından biri. Bu anlamda sendikalar, çalışanların örgütlenme hakkını kullanması noktasında en önemli araçlar.

Biz AK PARTİ olarak Türkiye'nin demokratikleşmesini, çalışma hayatının demokratikleşmesinden ayrı bir şekilde değerlendiren bir siyasi kadro değiliz. Türkiye'nin her alanda demokratikleşmesi ve normalleşmesi, her şeyden önce emeğin hakkının korunması ve bu anlamda demokratikleşme adımlarıyla mümkün. Türkiye'nin bütün darbe ve olağanüstü şartları yaşadığı her dönemde bütün milletimiz bedel ödediği gibi bu ülkede en büyük bedeli çalışanlar ödedi. Gerek darbe sonrası dönemlerde bir yandan Türkiye'deki ekonomik daralmaya paralel olarak, çalışanların Türkiye'deki almış oldukları haklarda bir gerileme söz konusu olurken diğer yandan da yasal hakları anlamında ciddi anlamda bir geriye dönüşün olduğunu gerekse bütün dönemlerde görmek mümkün. Türkiye'nin her alanda demokratikleşmesini merkeze alan Hükûmet olarak bu anlamda 2002 yılından itibaren gerek işçi sendikacılığında ve gerekse de memur sendikacılığında, darbe ürünü olan yasaların değişmesi noktasında çok önemli bir tavır ortaya kondu.

Şimdi, değerli arkadaşlarımızın burada memur sendikacılığına, memurların toplu sözleşme hakkına ve bu anlamda bugün itibarıyla Hakem Kurulunun açıkladığı rakamlara yönelik bazı değerlendirmeleri oldu. Şu anda bu araştırma komisyonu kurulması önergesini veren Cumhuriyet Halk Partisi dâhil olmak üzere, bugün özellikle işçi sendikalarıyla ilgili en önemli eleştiri konusu olarak önümüze gelen memur sendikalarına baraj konusu maalesef 2001 yılında çıkarılan Toplu Görüşme Yasası'nda getirilmişti. 2004 yılında AK PARTİ'nin bu anlamda yapmış olduğu en önemli düzenlemelerden biri, memur sendikalarıyla ilgili yüzde 5 barajının kaldırılması oldu. Biliyorsunuz, yüzde 5 barajını aşamayan memur sendikalarının, yani sizin çıkarmış olduğunuz Toplu Görüşme Yasası'yla memurlara toplu sözleşme hakkı tanımayan, memurların son olarak gerek ekonomik ve gerek özlük haklarıyla ilgili son sözü Hükûmet iradesine bırakan Toplu Görüşme Yasası'nda sendikaların aidat kestirebilmesi için yüzde 5 barajı söz konusuydu.

Bir diğer önemli çalışma hayatıyla ilgili engelleme ise, memurların sendikalardan ayrılırken -üyelikten çekilme ve istifalarda- aynen şu anda işçi sendikalarında olduğu gibi, noter şartına benzer, istifa edildiği zaman istifa formunun istifa edilen sendikaya iadeli ve taahhütlü gönderilme mecburiyeti idi.

Şimdi, bir yandan bizleri eleştirirken, bir yandan kendi döneminizde çıkarmış olduğunuz yasaların çalışanlara neyi dayattığını ve bunun neticesinde nelerin yaşandığını görmekte ve bunları hatırlatmakta fayda var. Şu anda?

İZZET ÇETİN (Ankara) - O sizin getirdiklerinize bir bak, dönemimizdekilerle yan yana getiremezsin.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar?

İZZET ÇETİN (Ankara) - 274'ü, 275'i hatırla.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yaşın yetmez ona!

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Bakın, ben sizi saygıyla dinledim. Eleştirebilirsiniz, bize katılmayabilirsiniz ama saygı sınırlarını zorlamamak gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, şu anda, bizim yapmış olduğumuz Anayasa değişikliğine paralel olarak yapılan yasal düzenlemeyle birlikte bugün memurların toplu sözleşme hakkı vardır. Bugün, memurlar gerek genel konularla ilgili genel toplu sözleşme ve gerekse de hizmet kollarıyla ilgili hizmet kolu toplu sözleşme yetkisine sahiptir. Bugün, belki genel toplu sözleşmeyle ilgili bir uzlaşma sağlanamamış olabilir ama bu yıl yapılan hizmet kolu toplu sözleşmesinde yaklaşık olarak, çalışanların ekonomik ve özlük haklarında çok önemli düzenlemeler getiren 50'nin üzerinde maddede hizmet kolu toplu sözleşmesi imzalanmıştır. Bu iki toplu sözleşmeden bahsediyorum. Şu anda, işçi sendikacılığıyla ilgili sizin sürekli eleştirdiğiniz, "12 Eylül ürünü" dediğiniz 2821 ve 2822 sayılı yasalar yine AK PARTİ İktidarı döneminde gündeme getirilmiştir.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Daha beter oluyor, daha beter oluyor.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Bir saniye?

Şu anda Meclis gündemine getirilen 2821 ve 2822 sayılı yasalarla ilgili yasa tasarıları?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Generaller bile düşünmedi.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) -  ? "toplu iş ilişkileri kanunu" adı altında toplanmış, sadeleştirilmiş ve özellikle ILO'nun ve Türkiye'nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler merkeze alınarak şu anda, Sağlık, Aile, Çalışma Komisyonunda kabul edilmiştir. Bu yasal düzenlemeyle birlikte artık Türkiye'de işçi sendikacılığıyla ilgili yıllardan beri 12 Eylül darbe ürününün dayatmış olduğu dayatmalardan sıyrılacağız, diğer yandan da Türkiye'nin toplu iş ilişkileri kanunuyla birlikte gerek noter şartının kaldırılması ve gerekse buna benzer, yıllardan beri çalışanların üzerinde dayatma olarak duran birçok hususu da bu konuda değiştirmiş olacağız.

Değerli arkadaşlar, bence "Bu konularla ilgili nasıl bir katkı verebiliriz?"in üzerine kafa çalışma hayatına çok daha fazla bir fayda sağlar. Biz, AK PARTİ İktidarı olarak memurlara toplu görüşmeden toplu sözleşme hakkına, toplu sözleşmeyi genel toplu sözleşme, hizmet kolu toplu sözleşmesi ve yerel toplu sözleşme olmak üzere bütün çalışanların toplu sözleşme hakkını elde eden bir siyasi kadroyuz. 2821 ve 2822'de yıllardan beri ILO'da, Avrupa  Birliği Komisyonunda ve Avrupa Birliği ilerleme raporlarında Türkiye'ye eleştiri konusu olan birçok konuyu bugün komisyonlarında değiştirmiş ve inşallah, en kısa zamanda Mecliste yasalaştırarak da bu anlamda çok önemli bir adım atmış olacağız.

Sözümün başında da ifade ettiğim gibi, bizler Türkiye'nin demokratikleşmesinin en önemli şartlarından biri de emeğin hakkının korunmasını, çalışanın insan onuruna yaraşır bir ücret almasını ve bu anlamda, Türkiye'nin, Avrupa Birliği normlarına, ILO normlarına uygun, çalışanların sendikal hakları olduğuna inanan ve bu bağlamda adım atan bir siyasi kadroyuz.

Bu yaklaşımla, bu araştırma önergesinin aleyhinde olduğumu yeniden ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaçar.