GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:14.02.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önceki gerginliklere yol açan Sayın Elitaş'ın bedduayla başlayıp tehditlerle devam eden konuşmasını kınayarak sözlerime başlamak istiyorum ve yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Korku ve telaş, insanoğlunun yaşadığı en büyük duygusal durumdur. Korkan ve telaşa kapılanların makul davranma kabiliyeti ortadan kalkar, "aklıyla, aklıselimle hareket etme" gibi melekeleri zayıflar, yok olur ve karşımıza biraz önce yaşadığımız kargaşa ortamı çıkar. Bu korku neden gelmektedir, nereden gelmektedir? Bu, kanunun özünden kaynaklanmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de, yargı, ciddi sorunları olan önemli bir organdır ve 12 Eylülde yargının ciddi sorunları vardı. 12 Eylül darbesi yargının bu sorunlarını giderirken, bu kanundaki yürütme gücüne önem veren, yürütme gücünü şekillendiren, şiddetlendiren ve yargının başına Demokles'in kılıcı gibi indiren bir düzenleme yapmamıştı. 28 Şubat bir modern darbe şeklidir, 28 Şubatta oluşan HSYK, yürütme organının karşısında birtakım olumsuz, ideolojik kararları verirken yürütme organı o yargının başına bugünkü iktidar kadar şedit bir şekilde gitmemişti.

Bugünkü kanun değişikliğinin sebebi aslisi Adalet ve Kalkınma Partisinin ta kendisidir. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle, yargının kendi içerisindeki denge ve denetim araçları ortadan kaldırılarak, tamamen Adalet ve Kalkınma Partisinin kontrolünde bir yargı yaratmak amacıyla, tam da darbe mantığına ve darbe gününe uygun bir şekilde 12 Eylül günü, 2010 tarihinde yapılan halk oylamasıyla halkı aldatacak, kandıracak birtakım süsleme maddeleri konuldu ve Türkiye'nin başına musallat olduğunu iddia ettiğiniz bugünkü HSYK ve yargı içerisindeki ciddi sorunlar ortaya çıktı.

Bunu ortadan kaldırmak için 2010 tarihinde bu kürsüden Milliyetçi Hareket Partisi sizi uyardı. Evet, o tarihten önceki HSYK'nın kusuru vardı, yanlışı vardı, ama sizin getirdiğiniz daha fazla, daha büyük bir yanlıştır. Siz, kanı kanla yıkıyorsunuz. Kan kanla yıkanmaz, daha büyük kanlı hadiselere neden olur. Bundan dolayı da sizi uyarmıştık, ancak bu uyarılara kulak tıkamıştınız. Şimdi yine uyarıyoruz: Bu getirdiğiniz kanun teklifiyle daha büyük hataların, daha büyük, ciddi sorunların adımını atıyorsunuz, onların kilometre taşlarını teker teker düzenliyorsunuz.

Geldiğimiz nokta itibarıyla, yargının sorununda bütün siyasi partiler birleşmiş durumda. Buradan, aklıselime uyarak, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı ve hâkimin teminatına dayalı bir çözüm üretmek mümkün, ancak siz bunu yapmıyorsunuz. Niçin? Çünkü, büyük bir korkunuz var; çünkü, büyük bir telaşınız var; çünkü, 17 Aralıkta başlayan rüşvet, yolsuzluk, kara para aklama, devamında teröre yardım gibi, sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da Türkiye'yi muaheze edecek, murakabe edecek ve muhtemelen muhakeme edecek bir sistemin içine doğru gittiğinizi öğrendiniz. Nereden öğrendiniz? Kırk beş gün bu dosyaları Adalet Bakanlığında teker teker inceleyerek, incelediğiniz dosyalardaki delilleri tespit ederek ve o incelemiş olduğunuz fezleke dosyalarındaki delillerin hangilerinin zülfüyârına dokunduğunu, Bakanlar Kurulunda kimlere gittiğini, AKP'de kimlere kadar gittiğini gördünüz ve korkuya kapıldınız, telaşa kapıldınız, telaşla bu kanunu getiriyorsunuz.

Bu kanun, demokrasiye son verme kanunudur; bu kanun, tek parti rejiminin inşa edilmesi kanunudur dolayısıyla Anayasa'ya aykırıdır. Sadece Anayasa değil, parlamenter demokrasinin özüne aykırıdır, kuvvetleri tek elde toplayan bir kanundur, yargının başına AKP şapkası geçiren bir kanundur. Bu kanunla siz abat olmayacaksınız çünkü bu kanunun temelinde zulüm vardır. Zulümle iştigal edenler asla abat olmayacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)