GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:14.02.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 23'üncü maddesiyle ilgili verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biz bu önergede, 23'üncü maddenin teklif metninden çıkarılmasını talep ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, hepimiz biliyoruz ki insanoğlunun bugüne kadar bulabildiği en iyi yönetim demokrasi. Demokrasilerin de vazgeçilmezi hukuk devletidir. Hukuk devletinin olmazsa olmazı ise hâkimlik teminatı ve mahkemelerin bağımsızlığıdır. 12 Eylül 2010'da referandumla beraber hayata geçirilen HSYK'nın yapısını yeniden değiştirmek için yeni bir kanun teklifi getirdiniz. Niye HSYK Kanunu'nda bir değişikliğe ihtiyaç duyuldu? Bunu saklamaya gerek yok değerli milletvekilleri. 17 Aralıkta bu ülkede "asrın yolsuzluğu" dediğimiz bir yolsuzluk olayı gerçekleşti. Bu yolsuzluğun içerisinde, iddiaların arasında bakanlar var, bakanların çocukları var, birtakım kurum ve kuruluşların genel müdürleri var, birçok iş adamı var ve akabinde gelen 25 Aralık operasyonu da bunun bir benzeri. Bu operasyondaki iddiaların içerisinde Başbakan var, Başbakanın oğlu var, Başbakanın yakınları var, Başbakana yakın birçok iş adamı var. Bunların olduğu bir süreçte bu bütün yolsuzlukların ve hukuksuzlukların önüne geçebilmek adına neyi ortaya koydunuz? Dediniz ki: "Millî iradeye küresel bir saldırı var." Bu millî iradeye yapılan küresel saldırının önüne geçebilmemiz için bizim, bu operasyonu ve soruşturmayı yürüten savcılar ve polisler başta olmak üzere, bunları vatan haini ilan etmemiz lazım, bunları suçlu ilan etmemiz lazım, bunların dış güçlerin temsilcisi olduğunu haykırarak ifade etmemiz lazım. Hani siz "masumiyet karinesi" diyorsunuz ya, masumiyet karinesi, bunlar konuşulduğu zaman rahatsız oluyorsunuz ama Türkiye Cumhuriyeti'nin savcısına, Türkiye Cumhuriyeti'nin polislerine, bu operasyonu yürütenlere, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, bakın, değerli arkadaşlar, Başbakanı direkt hain yaftasını vuruyor, "dış güçlerin maşası" diyor.

Şimdi ben buradan Adalet Bakanına soruyorum: Sayın Başbakanın "hain" dediği, "dış güçlerin maşası" dediği o savcıları siz bu soruşturmadan alarak Bolu'ya atadınız, efendime söyleyeyim, Kütahya'ya atadınız, efendime söyleyeyim, Mardin'e atadınız. Peki bu hainleri niye siz görevlerine devam ettiriyorsunuz? Yani, o zaman Başbakan bunlara "hain" derken yanlış bilgi mi veriyor Sayın Bakan? Yani, böyle bir uygulama olabilir mi ama siz bir şey söylendiği zaman diyorsunuz ki: "Masumiyet karinesi."

Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye'de ihtilaller oluyor, darbeler oluyor. 80 ihtilali oldu, 28 Şubatta postmodern darbe dediğimiz bir darbe oldu ama şu 17 Aralıktan beri yaşanan sürece baktığımızda tarifini yapamıyorum, yeni bir darbe var ülkede. Bu darbenin adına ne demek lazım, onu size bırakıyorum yani bu darbenin ismi nedir? Hükûmet... Anayasa rafa kaldırılıyor. Yargının talimatlarını kolluk güçleri yerine getirmiyor. Gerekçe nedir? Gerekçe, işin ucunun Başbakana, bakanlara dokunması. Böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Burada açıkça söylüyorum, her zaman söylüyorum, elimizi vicdanımıza koyalım. Eğer boğazınızdan haram geçmemişse, emin olun, boğazından haram geçmeyene hiç kimsenin vereceği bir ceza yoktur. Sayın Başbakanın oğlu ifadeye gitmiş, bugün basına düşüyor. Şimdi, ne güzel, Bakan marifetiyle Yargıtayda 1. Daireyi ele geçirdiniz, o soruşturmayı yürüten bütün savcıların yerlerini değiştirdiniz, güzel bir alan temizliği yaptınız. Alan temizliğinden sonra Başbakanın oğlu ifade verdi. Bugün bilmem neyi bıraktı, ondan sonra diğeri bırakılacak, ondan sonra şu algıyı oluşturacaksınız, zaten medya imparatorluğunu kurmuşsunuz, bütün medyayı ele geçirmişsiniz: "Efendim, bize küresel bir saldırı vardı. Bu küresel saldırıya, işte, bakın, savcılar, hâkimler bu kararı verdi." diyecekler. Şimdi, Sayın Adalet Bakanı, sizin ele geçirdiğiniz, atadığınız, soruşturmayı yürüttüğünüz savcıları aldığınız, yeni savcılarla götürdüğünüz yerde Başbakanı aklasanız ne olur, bakanları aklasanız ne olur, bu soruşturmayı yürütenleri aklasanız ne olur. Önce milletin vicdanında aklanacaksınız. Milletin vicdanında aklanmazsanız orada değiştirilerek yapılan, hâkimlerle, savcılarla yapılan aklamalar bu milletin vicdanında aklanmayacaktır ama Adalet Bakanının...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)