| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 13.02.2014 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 546 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 25'inci maddesinde verdiğimiz önergeyle ilgili -Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına- söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde Bursa'daki organize sanayisindeki bir mülkiyet problemini çözen bir madde. Bu maddeyi Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz ama iş Adana Organize Sanayi Bölgesine geldiğinde durum değişiyor.
Şimdi, Adana, biliyorsunuz, 1950'li yıllarda sanayileşmenin ilk başladığı kentlerden bir tanesi. Özellikle tarıma dayalı sanayiyle beraber Adana'mız gerçekten Türkiye'de ilk 3'ün içerisine girecek olmasına, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki göçlerle ve çevre illerdeki göçlerle bir cazibe merkezi hâline gelmesine rağmen, ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisinin uyguladığı yanlış politikalar neticesinde şu anda Türkiye'nin en işsiz kenti hâline gelmiştir. Ve özellikle, yine 5084 sayılı Teşvik Yasası bizim ilimize çok ciddi zararlar vermiştir. Türkiye'de kişi başına düşen mevduatın en yüksek olduğu il Adana'mızken yatırımcının yatırıma dönmemesi neticesinde her gün kan kaybeden bir Adana'yla karşı karşıyayız. Türkiye'nin en büyük organize sanayi bölgelerinden birine sahip olan Adana'mızda özellikle Mersin yolunda ve Karataş yolunun sağında solunda sanayi tesisleri vardır ama bu sanayi tesisleri organize sanayi bölgesi kapsamında olmadığı için değerlendirme dışındadır.
Buradan Hükûmete sesleniyoruz: Adana'mızın çektiği bu sıkıntıların içerisinde, buraların ıslah organizeleri hayata geçirilerek Adana'mıza bir katkı koyacağını düşünüyorum.
Şimdi, sayın milletvekilleri, torba yasayı görüşüyoruz. Biliyorsunuz, ülkenin kaynaklarını adil kullanırsanız, hakkaniyet çerçevesi içerisinde kullanırsanız bu kaynaklar esnafımıza da, köylümüze de, emeklimize de, çiftçimize de, işçimize de yeter ama bu kaynakları adil kullanmazsanız, bu kaynakları birisi iç ederse, haramzadeler bu kaynaklara el uzatırsa, Hükûmeti yönetenler, Hükûmette yetki sahibi olanlar bu kaynaklara el uzatırlarsa Türkiye ne yazık ki sıkıntılardan kurtulamaz.
Çok üzülerek ifade ediyorum: Sayın Başbakan "Devletin kasası soyuluyormuş." diyor, "Biz ona bakarız." diyor, "Şu anda devletin kasası soyulmuyor ki." diyor. Sayın Başbakanın yolsuzluktan anladığı bu. Doğrudur, sayın milletvekilleri, devletin kasasını soyanlar soyuluyor. Devletin kasasının soyulmasına müsaade ederseniz, 1 liralık işi 4 liraya yaptırırsanız ondan sonra da o ihaleleri alanlardan, "Getir bakalım Ahmet 100 milyon doları, Mehmet 150 milyon doları, Ali 150 milyon doları." derseniz, işte, bu, devletin kasasını soymak demektir.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Siz bu işi iyi bilirsiniz.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hocam, bunlar eskidi artık eskidi, başka şeyler söyleyin.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Siz devletin kasasını soyanları soyuyorsunuz.
Sayın milletvekilleri, bunlar konuşulacak. Bakın, siz bunları inkâr ettiğiniz müddetçe, yargıya güvenmediğiniz müddetçe, adalete güvenmediğiniz müddetçe muhalefet milletvekillerinin, muhalefetin bunları getirmesinden rahatsız olmayacaksınız. Dün birilerine yapıldığı zaman onu siyaset malzemesi yapan sizler, bugün bunlarla karşılaştığınızda, işte, ilahî adaletin tecelli ettiğini göreceksiniz. Şunu unutmayın: Cenab-ı Allah'ın adaleti mutlaka ve mutlaka yerini bulur, adaletten kurtuluş yoktur.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Amenna!
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Amenna!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yine ben size bir örnek olsun diye söylüyorum. Şimdi, Devlet Bahçeli'yle ilgili fezleke jet hızıyla Meclise geldi.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Kaç ay sonra geldi, kaç ay sonra?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ne diyor orada, ne demiş orada? Devlet Bahçeli ne demiş orada? Bakın, bunları söylüyorsunuz, yarın yine başınıza gelecek, uyarmadı demeyin.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Seyfettin Bey, kaç ay sonra geldi?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Devlet Bahçeli diyor ki... Birileri diyor ki: "Vur de vuralım, öl de ölelim!" O da diyor ki: "İhtiyaç duyulduğu zaman veya zamanı geldiği zaman yapılır." Evet, ben de söylüyorum, bir fezleke de ben istiyorum. Siz ne söylerseniz söyleyin, dün Çanakkale'de "Allah" diyen, "Kur'an" diyen, "bayrak" diyerek, "vatan" diyerek 250 milyon vatan evladı şehit olmasaydı bugün bu Mecliste bağımsız olarak duramayacaktık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - 250 bin, 250 bin.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Demagoji yapma, demagoji yapma!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Eğer yarın da ihtiyaç olursa buna, bu vatan için, bu bayrak için, Allah için, Kur'an için yine şehit olacağız...
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Kime vuruyorsunuz, kime?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ...o gün de şehit olduk, yarın da şehit olacağız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Kime vuracaksınız, onu söyle.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Fezleke istiyorum, fezleke. Yollayın, fezleke istiyorum. (MHP sıralarından alkışlar)