| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 13.02.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 19'uncu maddede verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
29 Mayıs 1986 tarihinde çıkarılan 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Yardımlaşmayı Teşvik Kanunu ile muhtaç durumdaki vatandaşlarımıza yardım yapılmaktadır ve her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulmuştur bu nedenle.
Teklifin 19'uncu maddesiyle, mütevelli heyetle ilgili düzenlemeler yapılmaktadır ve önergemizde de il ve ilçe Sosyal Güvenlik Kurumu müdürlerinin de bu heyete dâhil edilmesini öneriyoruz.
Şimdi, bu 19'uncu maddenin ikinci fıkrasıyla, il ve ilçelerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına hayırsever vatandaşlar arasından 2 üye seçilmektedir ki eskiden de devam edegelen bir düzenlemedir. Fakat, özellikle son aylardaki ve AKP iktidarındaki gelişmelere baktığımızda, ister istemez aklımıza "Hayırsever kimdir?" sorusu gelmekte. Yani, hakikaten, bu soruyu AKP'den önce hiç kimse sormazdı. "Hayırsever iş adamı" denince, herkesin aklına hemen hemen aynı şey gelirdi. "Hayırsever" ne demektir? Hukuken yasal bir kazanç elde edip ve dinen, inançlarımıza göre de helal para kazanıp bu yasal ve helal parasını muhtaç kimselere ve sosyal ihtiyaçlara ayıran kişilere "hayırsever" denir genel anlamıyla.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP'nin ülkemize verdiği en büyük zararlardan biri de millî ve manevi değerlerimizi yozlaştırmak olmuştur. AKP döneminde hırsızlar, havuzcular, rüşvetçiler, kara paracılar "hayırsever iş adamı" olmuştur. "Rıza Sarraf, hayırsever; Halk Bankası Müdürü, saflığının kurbanı." Ee? "Hukuk, gereğini yapacak." Siz, Rıza Sarraf'a "hayırsever iş adamı" dedikten sonra hukuk nasıl görevini yapacak, yapması mümkün mü? Bir kere, ihsasıreyle, iktidar gücüyle etkide bulunuyorsunuz. Halk Bankası Müdürünü sen "saf" ilan ettikten sonra, ayakkabı kutusundaki 4,5 milyon doların hesabının sorulmasına halel gelmeyecek mi? Kendini sivil toplum kuruluşu olarak nitelendiren ve başında Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın bulunduğu TÜRGEV, Bakanlar Kurulunca kamu yararına çalışan bir vakıf olarak nitelendirilerek vergi muafiyeti verildi. Yani bu vakıf da hayır işleri için çalışacak ve hayırsever bir vakıf olarak değerlendiriliyor.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Öyle zaten.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Ancak, banka hesabına yatırılan 100 milyon lira tutarındaki paranın kaynağı hâlâ meçhul ve kamuoyu aydınlatılabilmiş değildir. Hukukumuza göre hayır, yasal parayla, dinimize göre de helal parayla yapılır. Milletin milyonlarını iç ederek, iş adamlarına ihale verip komisyon alarak hayır yapılmaz. Rüşvetle umreye gidilmez.
Sayın Başbakan "17 Aralık operasyonlarını dış güçler ve çeteler yaptı." diyerek bu yolsuzlukları örtmeye çalışmaktadır. Eğer bu ülkede bir çete var ise bu yolsuzluk ve rüşvet çetesidir. 77 milyonun kul hakkını yiyen bu organizasyonları kimler yapıyor? Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ne dedi? "Başbakan emretti, ben yaptım. Ben istifa ediyorum, Başbakan da istifa etsin." Sonra geri aldı ama geçti. Sayın Başbakanın Urla'daki kaçak konut ile ilgili olarak Erdoğan Bayraktar ve Latif Topbaş arasındaki konuşmalar da bu hususları teyit etmektedir.
AHMET YENİ (Samsun) - Topbaş açıklama yaptı, Topbaş açıkladı.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Vallahi, hiç açıklama filan ikna edici de değil. Onları da ayrıca tartışırız.
Devletin, milletin, yetimin, fakir fukaranın kul hakkını yiyenleri korumak için devletin polisini, hâkimini, savcısını bertaraf ediyorsunuz. Bunun için kanunlar çıkartılıyor. İşin hukuki durumu bir tarafa, bu haksızlıklara, bunca hukuksuzluklara, 77 milyonun kul hakkına ortak olmamak lazım.
Sürem yetmediği için artık kürsüden ayrılmak durumundayım. Son söz olarak, inanan arkadaşlarımızı da, -kirli işlere bulaşmayanları tenzih ederek söylüyorum- Araf Suresi'nin 179'uncu ayetini tekrar okuyup idrak etmeye davet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)