GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:61
Tarih:13.02.2014

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17'nci maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu 17'nci maddeyle 2020 yılı sonuna kadar yaz ve kış olimpiyat oyunlarına hazırlanmak amacıyla olimpik ve paralimpik spor dallarında en az yıldızlar seviyesinde olmak üzere seçilecek 4 bin sporcu yetiştirilmesi ve bunlara asgari ücret düzeyinde maaş verilmesi öngörülmektedir. Bu, olumlu gördüğümüz, faydadan ari olmayan bir düzenlemedir. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak önergemizde bu sporcuların sayısı 6 bine çıkarılmakta ve maaşlarının da her ayın on beşinde ödenmesi öngörülmektedir.

Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, 2012 Londra Yaz Olimpiyatları'nda Türkiye 16 dalda 114 sporcuyla temsil edildi. Bu olimpiyat Türkiye'nin en fazla sporcuyla katıldığı olimpiyat olmuştur ve Türkiye sporcu katılımı bakımından 8'inci ülkedir. Sporda ve bilhassa olimpiyatlarda başarı katılımcı sporcu sayısıyla değil, bildiğiniz üzere alınan madalyayla ölçülmektedir. Biz Londra Olimpiyatları'na 114 sporcuyla katıldık fakat maalesef 5 madalya alabildik.

"Haydi Ankara'nın çocukları" diyerek beklentiler Hükûmet tarafından yükseltildi ve sporcular üzerinde de aşırı bir psikolojik baskı oluştu. Sonrasında, sporcuların bu stresli ortamla mücadele için yanlarında olması gereken kişiler de, aile yakınları da Londra'ya götürülmedi. Onun dışında orada bulunmasa da olacak kişilerin kafileye katıldığını biliyoruz. Özellikle atletizm dalında bazı sporcular antrenörsüz çalışmak durumunda kalmıştır. 5 madalyayla Türkiye olimpiyatlarda 32'nci ülke olmuştur 204 ülke arasında ve atlet başına düşen madalya sayısında da 57 atlete bir madalyayla 39'uncu sıradadır.

Olimpiyatlarda başarılı olamıyoruz. On iki yıllık AKP iktidarı döneminde başarısız saydığımız hususlardan birisi de olimpiyatlardaki başarısızlıktır. Bunun da altında yatan olumsuz faktörlerden birisi, en önemlisi adam kayırma, yandaş yerleştirme gibi yaklaşımlarla spor yönetimi, yönetme anlayışıdır. Tabii, olimpiyat sporcusu yetiştirmeye elverişli bir eğitim, sosyal yaşam, altyapı vesaire sistemi kurulamamıştır. Spor okulları sayısı yeterli değildir. Bu okulların sayısının daha da artırılması ve öğrencilerin haftada en az 16-18 saat pratik yapma imkânlarının da sağlanması gerekir.

Değerli arkadaşlar, çok önemli gördüğüm, Türkiye'nin bir olimpiyat perspektifi, bir olimpiyat stratejisi olmadığını ifade ederek sözlerime devam etmek istiyorum. Bu çok önemli. Tamamen bir devlet politikasına dönüşmesi gereken orta ve uzun vadeli bir olimpiyat sporcusu yetiştirme perspektifinin ve politikasının olması gerekir. Tabii, mesela büyükşehir belediyeleri, bu olimpiyat perspektifine yönlendirilememiştir kanunlarla, düzenlemelerle, çeşitli politikalarla. Büyükşehir belediyeleri, profesyonel spor kulüpleri, sivil toplum kuruluşları ve bazı bakanlıkların koordineli bir şekilde bu olimpiyat perspektifinin içerisine mutlaka dâhil edilmesi gerekir.

Biliyorsunuz, İstanbul, Ankara gibi büyükşehir belediyelerinin Süper Lig'de futbol kulüpleri var, trilyonlarca lira masraf ediliyor. Diyelim ki 30 kişi profesyonel futbol oynuyor ve bunların taraftarları da yok. Hâlbuki bu kadar büyük, devasa imkânlar olimpiyat sporcusu yetiştirmeye teksif edilse inanın beş on yıl içerisinde çok daha büyük başarılara imza atarız.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)