GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:61
Tarih:13.02.2014

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4'üncü madde üzerinde verilen önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Türkiye'de "standart" kavramı her geçen gün anlamını yitirmekte veya anlam kayması yaşamaktadır. Bu bağlamda toplumsal bir bozulma ve çözülme yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak millî ve manevi değerlerimizden kopuk, seküler ve küresel bir standart anlayışı, hatta onları bile utandıran bir yapı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, toplumsal bir bozulma ve çözülme Türk milletinin kaderi hâline gelmektedir.

Bununla alakalı bazı örnekleri arz etmek isterim: Başta Türkiye'de siyasi yapı ve siyaset anlayışında standartlar bozulmuş, ülkemizin birlik ve beraberliği için yemin etmiş siyasiler bu sorumluluğunu yok sayarak bizzat bu sürece destek vermişlerdir. Millî ve manevi değerlerde standart bozulmuş, toplumu ayakta tutan, insanları birbirleriyle kıvanç ve tasada birleştiren milliyetçilik, Türklük gibi manevi değerlerimiz ya inkâr edilmiş ya da ayaklar altına alınmıştır. Ülkemizde sosyal yaşamda standartlar değişmiş, zengin daha zengin, fakir daha fakir hâle getirilmiştir. Ülkemizde komşusu açken tok yatan bizden sayılmazken, şimdi komşunun elindekine bile göz diken, fakiri ezen, fakirliği zül, devleti soyarak zenginliği fazilet sayan bir anlayış geliştirilmiştir. Eskiden lüks, israf haram sayılırken, tüyü bitmemiş yetimin hakkından, kul hakkından söz edilirken, şimdi çok kazanma hırsı gözünü bürüyenler devletin malını deniz olarak görüp yemeye başlamışlardır. Eskiden paylaşma, kaynaşma, dayanışma ruhunda bir standart varken, günümüzde bu kavram ve değerlerde anlam kayması olmakta, devleti yöneten ve devleti sömüren elitler arasında dayanışma, paylaşma ve kaynaşma görülmektedir.

Türkiye'de hayır duygusu ve olgusundaki standartlar değişmiştir. Önceden ölüm ötesinde yaşam olacağı düşüncesiyle, sadakaicâriyye olsun diye helal kazançtan verilenlerle hayır hasenat yapılırken, bugün devlet imkânları, rüşvet, yolsuzluk, riya, gösteriş ve siyasi rant için hayır yapıldığı görülmektedir.

Türkiye'de insani ve ahlaki değerlerde standartlar değişmiştir. Gurur, kibir ve riya gibi insanlığın dünya ve ahirette yüz karası sıfatlar meşrulaşmış, bazı gafiller, fani ve âciz bir beşer olduğunu görüp durdukları hâlde üç günlük dünyada ilahi nimeti bir kenara itip beşerî iltifatlara layık olabilmek için bir başka beşere insanüstü vasıflar vermeye başlamıştır. Buna mukabil yaratılışta eşit olmalarına, insan olma şerefi ve İslam gibi yüce bir dine inanmalarına rağmen, bazıları insanlıktan nasibini alamamış olarak nitelendirilmiştir.

Türkiye'de din adamı profili ve fetva standartları değişmiştir. Önceden, halifeyi, devlet başkanını, veziri vüzerayı terbiye eden, onları haramdan ve günahtan koruyan din adamlarımız varken, günümüzde devlet ricaline yağdanlık yapan, onların her türlü kirli işlerine meşruiyet kılıfı uyduran, her istediğine uygun fetva veren din adamları yetişmiştir. Böylece, efendileri veya velinimetlerinin rızasını kazanmayı ve dünyayı, Allah'ın rızası ve ahiretin önüne geçirmişlerdir. Eskiden haram ve helallerin sınırını Allah belirlerken, günümüzde haram yemeyi ve işlemeyi kafaya koyanlar belirlemeye başlamıştır. Eskiden ülkemizde iman, ibadet ve ahlak konularında toplumsal ihtiyaçları karşılamak ve toplumu bu yönde eğitmekle sorumlu kurumlar varken; günümüzde beşeri ilahlaştıranlara sesini çıkarmayan, ahlaksızlık, rüşvet, yolsuzluk, yetim ve kul hakkı konularında susmayı tercih eden, amirlerinin günahlarını paylaşma veya onlara dinî bir kılıf uyduranlar bulunmaktadır.

Türk Standardları Enstitüsünün çalışmalarının toplumsal huzurumuz için bu alana yoğunlaştırmasını diler, bu vesileyle önergemize desteğinizi bekliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)