| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 13.02.2014 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
546 sıra sayılı Teklif'in 4'üncü maddesi şunu düzenliyor, geçici bir madde eklenmişti ona: İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü var, bunun masrafları bugüne kadar Türk Standartları Enstitüsü tarafından karşılanıyordu. Bu sürenin 31/12/2018'e kadar uzatılmasını burada düzenliyor. Nedir bu İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü? Bu enstitü, helal ürünleri hem İslam ülkelerinde hem dünya coğrafyasında Müslümanların yaşadığı ülkelerdeki bu helal ürünlerin standardizasyonunu belirleyen, bu konuda çalışmalar yapan bir enstitü. Bizim önergemizde amaçladığımız, evet, bu enstitü olumlu çalışmalar yapmaktadır, TSE de bunun masraflarını karşılasın, hatta bunun süresini 31/12/2019'a kadar uzatalım.
Değerli arkadaşlarım, bu, elbette ki Türkiye'nin ihracatı açısından da önemli. Özellikle tarımsal üretimde, gıda ürünlerinde helal ürünleri pazarladığımız İslam ülkeleri var komşu coğrafyalarda. Bunlar iyi güzel de acaba İslam ülkesi olarak ürünlerimizi rahatça pazarlayabileceğimiz, ihracat yapabileceğimiz, ilişkilerimizi iyi olarak sürdürebildiğimiz ülke kaldı mı? İşte, hemen burada, İslam coğrafyasında, komşularımızda ateş hâlâ sönmüş değil, Suriye'de savaş devam ediyor, Mısır'da hâlâ iç karışıklık devam ediyor, Libya, Tunus, bütün bölgeler ateş topu şeklinde, hâlâ çatışmalar devam ediyor. Peki, bunun bize sonuçları nedir? Özellikle Suriye konusunda hep söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz: Çok yanlış politikalar izlediniz, gerçekten Suriye'deki savaşı sona erdirme yönünde politikalar ortaya koyacağınıza âdeta orada yangına benzinle gittiniz, âdeta oradaki yangının üzerine benzin döktünüz, alevi daha da fazla artırdınız.
Şimdi, son günlerde, özellikle 17 Aralık sürecinden bu yana Türkiye'de daha çok, yolsuzluk meselelerine odaklandık, cemaat meselesine odaklandık. Yargıdan cemaati nasıl tasfiye edeceğiz, emniyetten nasıl tasfiye edeceğiz; bütün tartışmalarımız bu nokta çerçevesinde sürüp gidiyor.
Bakınız, uzun süredir unutulan bir soruna dikkat çekmek istiyorum. AFAD Başkanı Sayın Oktay burada. Biliyorsunuz, Türkiye'de Suriye'den gelen 800 bin civarında sığınmacı var. Bunların da 600 bin civarı kamplar dışında, 200 bin civarı da kamplar içerisinde yaşayan insanlardan oluşuyor. Özellikle de Suriye'ye sınırı olan kentler, bu konuda son derece tehdit altında. Nedir orada yaşanan sorunlar? Gerçekten bir insanlık dramı yaşanıyor, insani açıdan baktığınız zaman, inanın yüreğiniz sızlıyor.
Bakın, son zamanlarda basında da yer aldı, sığınmacılarda en fazla travmayı yaşayan kadın ve çocuklar çünkü son derece yoğun bir şekilde kadın ve çocuk istismarı yaşanıyor, ikinci evlilikler var. Bir emtia gibi, bir mal gibi genç kızlar, çocuk yaşta kızlar, 14-15 yaşlarında kızlar, zengin Türk eşlere 4 bin lira, 5 bin lira, 10 bin lira gibi âdeta sanki bir mal alınır satılır gibi para karşılığında pazarlanıyor. Fuhuş almış başını gitmiş. Tabii, emniyet teşkilatı kendi derdiyle uğraşıyor, atamalarla uğraşıyor, tasfiyelerle uğraşıyor ama diğer taraftan sığınmacıların çocukları, genç kızları fuhuş çetelerinin eline düşmüş durumda. Bunun örneklerini Adana'da, Hatay'da, Şanlıurfa'da, Mersin'de görmeniz mümkün. Kayıt dışı istihdam Türkiye'nin temel sorunlarından bir tanesi. Suriyeli sığınmacılar yok pahasına yoğun emek sektörlerde, tarım sektörlerinde çalışıyor. Sanayi bölgelerine gidin, küçük, orta boy işletmelerde sigortasız, sosyal güvenceden yoksun, yok pahasına bu insanlar çalışarak karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. Bütün bu sorunlar Türkiye'nin tabii ki bu kaos ortamında görülmüyor, konuşulmuyor.
Değerli arkadaşlarım, bu soruna ivedilikle Hükûmet olarak el atmanız gerekiyor. Yoksa, bunun sonuçları gelecekte gerçekten tedavi edilmeyecek tahribatlar doğuracaktır.
Önergemize destek olmanızı diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)