| Konu: | MHP GRUBUNUN, 11/2/2014 TARİH VE 3342 SAYIYLA MANİSA MİLLETVEKİLİ ERKAN AKÇAY VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN TÜRK BASININDAKİ SANSÜR VE OTOSANSÜRÜN NEDENLERİNİN ARAŞTIRILARAK BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SAĞLANMASI, YASAL DÜZENLEMELER DE DÂHİL OLMAK ÜZERE ALINACAK ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 12 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 12.02.2014 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözüm aslında "Alo Fatih" değil, alo Şamil Şayyar'la...
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Daha adını öğrenememişsin ya.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Dünya tanıyor Şamil Tayyar'ı.
HAYDAR AKAR (Devamla) - ...Tayyar'la başlamak istiyorum. Alo Şamil, sen 1960'lardaki...
Evet, özür diliyorum, dilim sürçtü, kusura bakmayın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şahsiyetle uğraşma, konuşmanı yap.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, Şamil Tayyar, alo Şamil, sen düne kadar...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Konuşmanı yap, şahsiyetle uğraşma.
HAYDAR AKAR (Devamla) - ...Ergenekon hakkında kitaplar yazıp bugün Ergenekon'un savunucusu...
ŞAMİL TAYYAR (Gaziantep) - Ayarınız bozuldu galiba, ayarlar bozuldu galiba. Ayarınızı bozmaya devam edeceğim.
BAŞKAN - Sayın Tayyar, lütfen...
HAYDAR AKAR (Devamla) - ...düne kadar Amerika'ya gidebilmek için el etek öpüp Amerika'ya gitmenin yollarını araştıran...
ŞAMİL TAYYAR (Gaziantep) - Diliniz de sürçecek, ayarınız da bozulacak.
HAYDAR AKAR (Devamla) - ...1999 yılında DSP'den milletvekili olmak için her türlü şeyi yapıp, bugün AKP'den milletvekili olup burada Başbakana kıyak yapacağım diye her türlü marifeti göstermene hiç gerek yoktu.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Allah Allah, bunu da mı yapmış?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, bakın, şahsiyetle uğraşıyor. İç Tüzük'te...
BAŞKAN - Sayın Elitaş, lütfen, susar mısınız. Konuşmacıyı dinliyorum, lütfen.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, konuşacak lafınız olmayınca bunları konuşursunuz. 1960'lara gidip askerî dönemle bugündeki...
BAŞKAN - İstediğiniz kadar ikazda bulunun, kimse dinlemiyor ki kimseyi.
HAYDAR AKAR (Devamla) - ...Halk TV'yi karşılaştırırsınız ama on iki yıldır AKP iktidarından konuşmazsınız.
BAŞKAN - İstediğiniz kadar söyleyin.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Eğer on iki yıllık AKP iktidarı konuşması olsaydı, askerî vesayetteki basına uygulanan sansürle sizin aranızda bir fark olmadığını çok rahatlıkla görecektiniz ama bunu da görecek bilgi, zekâdan yoksun gibi görüyorum sizi, kusura bakmayın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Hakaret mi ediyorsun?
HAYDAR AKAR (Devamla) - Hayır, hakaret etmiyorum; gerçekleri söylüyorum, gerçekleri.
BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen... Şahsiyatla uğraşmayın Sayın Akar, lütfen.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, çok değerli milletvekilleri, MHP'nin vermiş olduğu Türk basınındaki sansür ve otosansürle ilgili araştırma önergesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Yalnız, bu söze girmeden önce çok önemli bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Gözünüz aydın, yeni bir mağduriyet alanı yarattınız. Biliyorsunuz, İstanbul'da yapılmak istenen havalimanı ÇED kararları idare mahkeme tarafından durduruldu.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Zil çalıp oynayın.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Hayır.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Almanya oynuyor, sen de oyna.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, gözünüz aydın diyorum çünkü bir haber daha vereceğim size, bir haber daha vereceğim.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Zil takıp oynayın.
BAŞKAN - Sayın Korkmaz...
HAYDAR AKAR (Devamla) - Bilmediğiniz, dokunmadığınız, okumadığınız bir haberi vereceğim. Alman ve Japon finans kuruluşları, bu 5 tane, hani ATV ve Sabah ihalesini almaya çalışan, Sabah'ı almaya çalışan, 100'er milyon dolar toplamaya çalışan 5 tane şirketin ön şartname olarak imzaladıkları kredileri bundan bir ay önce durdurmuş bulunuyor. Gerekçesi de rüşvet, yolsuzluk ve Başbakanın talimatıyla havuzda biriken paralar. Araştırın, göreceksiniz. Yarın meydanlarda kullanırsınız diyorum.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Haydar, çok manidar bu, çok manidar!
HAYDAR AKAR (Devamla) - Elimde çok not var da şimdi şunu göstermek istiyorum. Biraz evvel, Halk TV'nin "tape"lerini okudunuz; bravo, ele geçirmişsiniz, tebrik ediyorum. Yasal olmayan hiçbir şey yok ama bir de bunu okumanı tavsiye ediyorum Şamil Tayyar.
ŞAMİL TAYYAR (Gaziantep) - Ya Anayasa Mahkemesinin kararlarında var.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Bir de bunu oku. Sabah, ATV yolsuzluğu fezlekesi.
BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen şahsa karşı konuşmayın.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Bu fezleke tam tamına 240 sayfa, 240 sayfa. 630 milyon doların Başbakanın, Ulaştırma Bakanının emriyle, talimatıyla o havuzda... O havuz yüzme havuzu değil arkadaşlar, para havuzu. Alttan akarı yok sadece bir yöne akarı var.
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Jakuzi, jakuzi!
HAYDAR AKAR (Devamla) - Hani diyorsunuz ya "Hortumları kestik." Daha büyük hortumları döndürmüşsünüz, bağlamışsınız o havuza. 630 milyon dolarlık havuzdan bahsediyoruz. Tam 240 sayfalık bir yolsuzluk abidesi burada duruyor, hepinize okumanızı tavsiye ediyorum.
Şimdi, bugün mü sadece, bugün mü oldu bu olay? Arkadaşlar, Sabah, ATV olayı, hepinizin bildiği gibi, bu Hükûmette kangren olmuş bir olay. Başlangıcı bile devlet bankalarının, Vakıfbankın, Halk Bankasının sömürüsüyle, onlardan alınan haksız krediyle, düşük faizli kredilerle başlayan bir süreç. Kim aldı bunu? Çalık Holding. Çalık Holding kim? Başbakanın damadının CEO olduğu bir holding. Ayrıca, sadece damadı da değil, kardeşi de yönetim kurulunda; çok acele ediyor yönetim kurulundayken bu "tape"lerde paranın bir an evvel toplanması için. Nedenini bilmiyorum ama bu paraya çok ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
MURAT YILDIRIM (Çorum) - Paralel yapıyla ortaklığınız hayırlı olsun.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Cemaat hayırlı olsun.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, şimdi size biraz basından bahsedelim. Basın özgürlüğünden bahsediyoruz. Vesayet döneminden bahsediyor, çıkıp bir gazeteci olarak bugün geldiği durumu göstermek zorundaydı burada, anlatmak zorundaydı basın özgürlüğünü. Ne demeliydi? Paris merkezli Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi yayınlandığında Türkiye'nin 180 ülke arasında 154'üncü sıraya geldiğini görecektiniz basın özgürlüğünde.
Yine basın özgürlüğünde... İktidarınız sürecinde, sayıları 100'ü bulan gazetecilerin hapse atıldığını göreceksiniz. Bugün bu rakam, hepinizin bildiği gibi, 70'ler civarında.
HARUN KARACA (İstanbul) - Kaç tane gazeteci hapiste sen biliyor musun?
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi gelelim "tape"lere, meşhur "tape"lere. Biraz evvel sevgili gazeteci kardeşim buradan okudu, bir de ben okumak istiyorum. Şeyi okumayacağım...
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Oku, oku.
HAYDAR AKAR (Devamla) - ...Fas'tan, muhalefet partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye olan şeyleri; bunu Başbakan da kabul ediyor ama Başbakan yapar da bunu, onun Başdanışmanı yapmaz mı? O da yapar değil mi? Ne yapmış Başdanışmanı? Size söylüyorum, hepsini okumayacağım:
"Yalçın Akdoğan: Biz Meclis TV'yi kapattırıyoruz kimse görmesin diye, siz canlı Meclisi veriyorsunuz."
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yaver, o yaver.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Tabii ya. Siz Meclis TV'yi kapattıracaksınız tabii. Hani o 500; 100'er milyon dolar topladığınız müteahhitler var ya -o müteahhitlerin iktidara geldiğinizden beri sayısı 5'i geçmiyor- tüm devlet ihalelerinde onları görüyorsunuz. Nasıl pazarlık yaptığını, ihaleleri nasıl yaptığını bu kitapta görüyorsunuz. Bunu vatandaşın duymasını istemiyorsunuz, halkın duymasını istemiyorsunuz.
Ne diyor? "Meclis TV'yi kapattırdık." diyor, "Şimdi bu yayını nasıl yaparsınız?" diyor.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Bağırma, bağırma.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Fatih Saraç ne diyor? "Nasıl yapacağımı bilmiyorum ya, arkamı döndüm kestim. Şimdi al ya." "Hadi, tamam." diyor Yalçın Akdoğan, "Görüşürüz." diyor.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Fatih bizim arkadaşımız, istediğimiz gibi konuşuruz.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, Yalçın Akdoğan Mehmet Fatih Saraç'a söylüyor. Mehmet Fatih Saraç da gidiyor Abdullah'a söylüyor. Abdullah'ı da merak ediyorsunuzdur herhâlde? "Abdullahcığım, şu Meclis TV'yi niye veriyoruz biz ya?" diyor. "Ha, buyurun, buyurun Fatih Bey, çıktık Fatih Bey." "Ama çıktık ama güzel kardeşim, iki tane, iki tane bakan arıyor." diyor, "İki tane bakan arıyor." diyor. Bu da bir başka "tape."
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Çok manidar, çok manidar!
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, sağlık haberiyle ilgili Başbakanın Habertürk'e...
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Siz o paralelcilerin "tape"leriyle...
HAYDAR AKAR (Devamla) - "Recep Tayyip Erdoğan: Bir olay olmuş yani şöyle, yani 3,5 kilo çocuk; işte annesi her yere başvurulduğunu söylüyor, ilgilenmediği, şudur budur, buna benzer şeyler. Olayında..." Recep Tayyip Erdoğan devam ediyor, aradaki şeyleri okumuyorum: "El insaf edin ya, nasıl böyle bir başlık atıyorsunuz ya?" Mehmet Fatih Saraç: "Bu bir ayıptır efendim, bu bir ayıptır." Recep Tayyip Erdoğan: "Ama ayıp, ama bak işte şimdi buraya atıldığı zaman bu başlık gel de bunu artık sil çıkar."
MUHARREM İNCE (Yalova) - Özgür basın, özgür basın!
HAYDAR AKAR (Devamla) - Mehmet Fatih Saraç "Anlaşılmıştır efendim. Ben şimdi Mehmet Müezzinoğlu Bey'i birinci sayfadan haber yapıyorum." diyor ama ara ki Sağlık Bakanını bulasın, meğer yurt dışındaymış. Bir telaş, bir telaş, telefonla bağlanacaklar, olmuyor; başka bir vatandaşı çıkartmak istiyorlar, olmuyor. Ya, bir zor durumda kalmışsınız, gerçekten üzüldüm. Şimdi, niye yapıyorlar bunu? En çok sağlıkta iddialılar çünkü, "Yüzde 70 memnuniyet oranı var." diyorlar ama Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en pahalı sağlık hizmetini veriyorlar. Veremedikleri için de vatandaş çocuğunun cesedini çuval içerisinde sırtında taşımak zorunda kalıyor.
Şimdi, sadece o da bitmiyor. Bu da biter mi? Grup toplantıları yapılıyor salı günleri. Salı günleri grup toplantıları yapılınca tabii ki haber kanalları neyi veriyor? Başbakanın konuşmalarını veriyor, muhalefet partisi genel başkanlarının konuşmalarını veriyor. "Olur mu efendim, nasıl verirsin?" diyor, Sayın Erdoğan telefon ediyor, "Alo, Fatih, sen izliyor musun şu andaki basın açıklamasını?" diyor. Devlet Bahçeli'nin basın açıklamasından, toplantısından bahsediyor. Fatih Saraç: "Efendim, şu anda evdeyim ben. Bir dakika, dışarıda şeyi mi diyorsunuz, Habertürk'tekini mi?" Erdoğan "Evet. Fatih yani siz var ya ne yaptığınızın farkında değilsiniz, adam şu an sanki Türkiye batmış, bitmiş, tamamen elden çıkmış, böyle bir manifesto açıklıyor ve bunu tam olarak, canlı yayın olarak veriyorsunuz." diyor.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Çok manidar, çok manidar!
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi, bu sadece bitiyor mu? Uludere olayında Bakanımız Taner Yıldız'ın konuşmaları var Habertürk'te haberlerin nasıl karartıldığı konusunda. Aslında örnekler çok ama konuşmamın içeriği bu değildi. Gelip burada bir Halk TV örneğini vermeleri, yasal yapılan her şeyin örneğini vermeleri, on yıldır yaptıklarınızın tek bir konusuna değinmemenizi kınıyorum, o nedenle de konuşmamın içeriğini burada değiştirdim.
Yalnız, şunu da söyleyeyim: Basın dediğiniz zaman, sizin o yandaş basınınız, altı yedi gazeteden manşetten veren yandaşlar, o beş şirketin hegemonyasına girmiş, onların tekeline girmiş, onların grup medyaları hâline dönüşmüştür. Habertürk zaten evlere şenlik. Onu bir incelerseniz, devletten nasıl haksız ihaleler aldığını görürseniz diğer şirketlerle birlikte, bu söylediklerimin ne kadar haklı olduğunu anlayacaksınız diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)