GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

CHP GRUBU ADINA TOLGA ÇANDAR (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her Türk gencinin daha doğrusu her yoksul Türk gencinin hayalinde bir pilot olmak var, bir subay olmak var. Biz de böyle yetiştik çünkü başka türlü -bizim hayallerimiz bile sınırlı- yoksul aile çocukları profesör olacağım, ben ileride iş adamı olacağım diye yetişmez. En fazla olabileceğimiz asker. Biz de öyle yetiştik. Girdik bir devreyle beraber, Cumaovası'nda bir uçakta uçtuk, küçük deneme uçuşları, kamp komutanlarıyla, harp okulu sınavı öncesi, sonra anladık ki bize göre değil bu meslek, ayrıldık, ODTÜ'ye geri döndük. İyi ki ayrılmışız yani ayrılmasaydık...

LEVENT GÖK (Ankara) - İçerideydiniz.

TOLGA ÇANDAR (Devamla) - ...o dönem birlikte olduğum ve şu anda, Balyoz'dan on altı sene yiyen sevgili arkadaşım, dostum Yalçın Ergül gibi, tabii bugüne kadar gelseydik biz de herhâlde orada olurduk. Yalçın Ergül Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı, cumhuriyet bayramlarında sizler aşağıda tören izlerken üstünüzden geçen o F16'ların komutanıydı. Bu devlete bir şey yapacak olsaydı, o zaman bir tane bomba atsa şu anda hepiniz mevtaydınız ama öyle bir yurtseverdir ki, ODTÜ'den doktorasını almış bir yurtsever. Bu tür insanları sevmediğiniz ortada, siz daha biatçı bir ekibi seviyorsunuz. Zaman içerisinde göreceğiz bakalım, sonuç ne olacak.

Peki, ben bir iki isim vereceğim. Bilgin Balanlı, 2. Kuvvet Komutanlığı yaptı, Diyarbakır, sonra 1. Kuvvet Komutanlığı yaptı, Genelkurmay ikinci Başkanlığı yaptı, Balyoz'dan on sekiz sene verdiniz. Yani kuvvet komutanlığı yaparken -korgenerallik, orgenerallik, tümgenerallik- hiç mi fark etmediniz bu adamın terörist olduğunu? Çok enteresan.

Peki, Cem Gürdeniz, Tümamiral, on altı sene verdiniz; Deniz Kuvvetleri, Tümamiral. "Hedefteki Donanma" diye kitabını lütfen herkes okumalı. Akdeniz'i donanmasız bıraktınız, Karadeniz'i donanmasız bıraktınız, komutansız bıraktınız. Karadeniz "kara delik" olacak neredeyse, savunma sistemi çökmüş durumda. "Acaba ne alakası var?" diyorsunuz yani bu konuyla ne ilgisi var? Ben merak ediyorum, acaba Akdeniz'in altındaki bu doğal gaz yatakları, petrol yatakları... Şimdi, bakınız, ne güzel kazdılar, bizim oradaki bütün savunma sistemimiz çöktü. Amerikalılar, İsrailliler, Yunanlılar vurdular kazmayı, ne güzel, oh! Bize ait, bizim de payımız olan doğal gazı ve petrolü alıyor, biz seyrediyoruz çünkü komutanlarımız Balyoz'dan içerideler.

Bakın, bu yasayı görüşüyoruz, Askerlik Yasası'nı, bunların gölgesinde görüşüyoruz diye... 4 bin kişiyle başladı askerî casusluk davası. Asıl neydi? Fuhuş, şantaj ve casusluk davası. Dediler ki: "Fuhuş ayıp ya, Türk Silahlı Kuvvetleri, olmaz." Peki, indirelim. Onu kaldırdılar, 2 bine düştük. Sonra "Ya, şantaj da olmaz, ayıptır." dediler, 300 kaça düştük? 300 küsur, önemli değil. Ama içinde kimler yok, kimler yok içinde; sonra çıktı. Şu andaki İçişleri Bakanı, şu anda Artvin Valisi, Hatay Valisi; bunların tamamı bu kavramlar kalkınca... Yani bu nasıl bir davadır, bu nasıl?

Bakın, bu askerî casusluk davasında yönetici, koordinatör konumunda olan insanlar eskortlar, genç subaylar, doktorlar ve iş adamları. Mesela bir tanesi var, Marmaris Marina'nın sahibi arkadaş, çok da düzgün bir insandır, tanırız kendisini. Hangi çıkar gruplarının tekerine çomak soktu da bu vatandaş hâlâ içeride? İzmir'deki davada 32 duruşma yapılıyor, 12. Ağır Ceza Mahkemesinde 32 duruşma. 32 duruşmasında tık tahliye yok, kimse tahliye edilmiyor. 63 kez mahkeme heyetinin uyuduğu tespit edilmiş, uyumuşlar. Gerek yok, ne dinlesin canım, nasıl olsa sonuç belli, verilmiş bir yerden sonuç. Sonra ne oluyorsa, 17 Aralık diye müthiş bir tarih var, o tarihten sonra Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesine -bir üst mahkeme çünkü- itiraz ediliyor, hepsi bırakılıyor çocukların, 9 kişi içeride. Bu marinanın sahibi, o çıkar gruplarının, tekerine çomak soktuğu çıkar gruplarının zorlamasıyla mı hâlâ bu insanlar içeride, merak ediyoruz.

Bakınız, bu ucube davaların gölgesinde Askerlik Yasası konuşuluyor. Konuşsak ne olacak ki? Konuşsan ne olacak? Komisyonda eskiden bakanlık yapmış bir ağabeyimizin beş dakikalık, bir dakikalık konuşmasına bile tahammül edemeyen bir komisyonun, bütün önergelerimizi reddeden, muhalefeti bir figüran rolüyle gören bir tiyatronun sonunda geldi işte bir başka tiyatro. Böyle şey olur mu? Muhalefetin dinlenmediği rejimlere ne dendiğini biliyorsunuz; diktatörlük denir, diktatörlük. Bu bir ayıptır.

Bakınız, Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun, Metin Akpınar-Zeki Alasya'nın bir oyunları vardı "Yasaklar", "Yasaklar yasaklanmıştır, bitti." Şu anda Türkiye tam bu Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun...

Biraz önce değerli arkadaşlarım söz etti, -25 bin- uzman jandarma, uzman erbaşlar, onların sıkıntılarından söz ettiler. Ben hemen arkasından daha genişleterek bir konu bu... Demokratsınız ya, Türkiye'ye demokrasi getirdiniz, öyle bir nefes aldık...

Darbelerin hiç biri masum değildir, tüm darbeler aynı statüdedir. Kime karşı yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın tüm darbeler aynı statüdedir. E, siz 28 Şubat mağdurlarının tamamen haklarını geri iade ettiniz ama 12 Eylül ve 12 Mart mağdurlarını görmezlikten geldiniz, görmezden geldiniz. Nedir gerekçe? Efendim, mahkeme yolu açık. Bir buçuk yıl sonra Danıştaya müracaat edebildi bu insanlar.

Bakınız, bir mahkeme kuruluyor hemen şeyin arkasından, bir sıkıyönetim mahkemesi, bu mahkemede bu insanları yargılıyorsunuz ve mahkûm ediyorsunuz. Sivil mahkemeler Hak getire. Ortada bir dava var, bir trajedi, bir oyun ve bu insanlar, bu askeri öğrenciler... Bakınız, bir gün kalmış mezuniyetine, bir gün. Bir gün kala alıyorsunuz bu adamı... Kuleli Askeri Lisesinde okumuş üç yıl, dört yıl da Harp Okulunda okumuş, yedi yıl; terörist olduğunu anlayamamışız, bir gün kala anlamışız ki "Allah, terörist yakaladık!" küt içeri. İki ay sonra annesi, -ismini de vereyim, Cihan Pelen- Cihan Pelen'in annesi çocuğunu bulamayınca -iki ay Ankara'da bir karakolda tutuluyor- ne yapıyor? Harp Okulunun nizamiyesinde eteklerinden kendisini tutuşturarak yakıyor. Bunun üzerine, baktılar durum ciddi "Bir anayı bari şey yapmayalım." deyip korktukları için -vicdanları oldukları için hiç sanmıyorum- o çocuğu... Bana göre, bir gün kala, on gün kala görevinden alınan bu insanların haklarını vermek... Eğer gerçekten demokrasiye inanıyorsa şu anda bu çatının içinde bulunan herkes, bu insanların mağduriyeti giderilmelidir. Bu insanların mağduriyeti giderilmedikten sonra burada alacağınız her karar bir tiyatral karar olmaktan öteye geçemez değerli dostlarım. İçinizde iyi niyetli olanları biliyorum.

Bakınız -zamanımız daraldı, hemen kısa kısa geçiyorum- bize gelen şeylerden... Evet, biraz önce arkadaşım söyledi, ben külliyen bu bedelli işine sıcak bakmayanlardanım. "Bedelli" ne demek ya? Zenginin parası varsa bastırıyor parayı, yapıyor. Ee, gariban? Gariban asker; olmaz öyle şey. Bu Meclisin bu eşitsizliği üretme hakkı olmamalı çünkü burası sorun çözme yeridir, sorun üretme yeri değil. Burasını biz öyle biliyorduk ben geldiğimde. Ha, geldikten sonra, ne yazık ki dışarıda düşündüğüm gibi düşünmüyorum değerli dostlarım.

Doktorlar: Bırakıyor adam diplomasını, zorunlu hizmetleri askerliğe sayılmalı. Evet, doktorlar böyle bir talepte bulunmuşlar, doğru. Öğretmenler: Onların zorunlu hizmetten görev süreleri de askerlikten sayılmalı.

Çok kısa zamanım kaldı, hemen bir şey söyleyeceğim. Evet, Silahlı Kuvvetlerin içerisinde... "Paralel, paralel" diyorsunuz ya "paralel" biliyorsunuz geometrik bir kavram. "Yamuk" da geometrik bir kavramdır. Yamuk devlet! Yani bu yamuk devletin yaptığı uygulamalardan bir tanesi Cizre pislik yedirme olayıdır, onu Avrupa'ya taşıyan İnsan Hakları Komisyonu içinde ben de vardım ama hak bir tek onlara ait değildir, hak aynı zamanda 2 bacağını da kaybetmiş gaziye aittir. Ben gazilerle de birlikte çalıştım. O dönem birlikte çalıştığımız komutanların hepsi şu anda Balyoz'dan içeride, hepsini saygıyla selamlıyorum, Cizre'de öldürülen çocuğun anasını da şu anda Balyoz'dan içeride bulunan bütün yurtsever generalleri de.

Saygıyla selamlıyorum hepinizi. (CHP sıralarından alkışlar)