GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba kanunun 124'üncü maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği önerge üzerine söz almış bulunuyorum.

Bir aydan fazla zaman diliminden beri iki konuyu bu kürsüden tartışıyoruz: İktidar olarak paralel devlet, muhalefet olarak Türkiye'deki yolsuzluklar. Aslında biz bir saat önce Sayın Metiner'le görüştüğümüzde bu koltuklarda anlaşmıştık kendisiyle veya anlaşmaya yaklaşmıştık. Gerçekten istenen, bu kürsüden bu sorunların Türk halkına doğru bir şekilde anlatılması ise, paralel devletle ilgili bir sıkıntınız var ise -dün paralel devleti Türkiye'nin silahlı kuvvetlerinin içerisinde aradınız; şimdi hedef değişti, cemaatin, camianın, örgütün içerisinde arıyorsunuz; haklı da olabilirsiniz ama- bu kürsüye gelin, bize anlatın. İsterseniz gizli bir oturum yapalım, isterseniz açık bir oturum yapalım ama buna ne Başbakan karar versin ne bizim Genel Başkan karar versin. Halkın iradesiyle teşekkül etmiş yasamayı yani bizi buraya gönderen halkın bunu bizden isteme hakkı vardır. Gelin, ortak yapalım. Siz paralel devleti buradan anlatın.

Bir ülkede iki devlet olmaz. Seçimle gelen bir iktidar olur, bir devlet olur. Sizin paralel devlet anlayışınız dünkü gibi yanlış değilse, bugün bu cemaatin bir örgüt hâlini aldığını söylüyor iseniz Sayın Başbakan gelsin, bizlere anlatsın. Biz bunu anlarız. Eğer gerçekten bilgileriniz, bilgilerin altyapısı donanımlı ise bir problem söz konusu değil ama Türkiye'de bir aydan bu yana iktidar eliyle yapılan -dilim varmıyor ama- hırsızlık -dilim varmıyor ama- yolsuzluk -dilim varmıyor ama- usulsüzlük konuşuluyor. Yani bakanların çocuklarının durumu belli; hâlâ daha, tutuklamayla ilgili, avukatların serbest bırakılma taleplerine rağmen içeride duruyorlar. Halk Bankası Müdürünün evinden çıkan paralara itirazınız yok, böyle bir itirazda da bulunmuyorsunuz veya Sayın Başbakanın o çok söylediğiniz "tape"lerdeki konuşmalarında duyduklarımıza "Hayır, bu montajdır." demiyorsunuz. Bakanlarla ilgili, fezlekelerin buraya gelmesiyle ilgili engellemeye devam ediyorsunuz.

Peki, bunları da anlatacak bir oturum gerçekleştirelim. Biz milletvekilleri atalım imzaları; Türkiye'deki 76 milyon da seçtiği AKP'li, MHP'li, CHP'li, BDP'li vekillerin, öyle, liderlere bağımlı, liderler "otur", liderler "kalk" dediğinde parmak kaldıran insan olmadığını görsün. Bu halkın bu konuda bilgiye ihtiyacı yok mu? Yani gerçekten Türkiye'de iktidar eliyle bir soygun mu yaşanıyor, bu doğru mudur, buraya kim gelip anlatacak? Herhâlde buraya elinde istihbarat teşkilatı olan, MİT'in elinde olduğu, jandarmanın elinde olduğu, Emniyet Genel Müdürlüğünün elinde olduğu on bir yıldır iktidar olan sizler geleceksiniz veya sizlerin içerisinden bu konuyu kim biliyor ise -gerçi Başbakandan başka kimse bilmiyor ama- Başbakan biliyor ise davet edeceksiniz, burada anlatacaklar, anlatacak Başbakan "Hayır, sizin söylediğiniz 4,5 milyon dolar o kutular için şöyle dendi ama şöyleydi." deyip bu muhalefeti ikna edecek veya muhalefeti iknanın ötesinde bilgileri aktaracak.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de kaos yaşanıyor, Türkiye'de dolar almış başını gidiyor, euro almış başını gidiyor. Hepinizin telefonlarına yabancı paralarla kullanılan kredilerle ilgili ev sahiplerinin, sanayicinin, esnaf ve sanatkârların mesajları geliyordur, "Yandım Allah" türküsü söylüyor herkes, "Battım." diyor. Hani istikrar vardı? Yani Adalet ve Kalkınma Partisi istikrarı temsil etmiyor muydu? Bugüne kadar övündüğünüz, güvendiğiniz, topluma sunduğunuz, Türkiye'de ekonomide, siyasette, demokraside istikrar değil miydi? Hangi istikrar? 3 bin liranın üzerinde -Sayın Metiner- euro, 2.300 liranın üzerinde dolar. Hangi istikrar? Demokraside istikrar yok. Yasakların hepsini şu an getirdiniz, koydunuz.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bana cevap hakkı doğur ki...

HASAN ÖREN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, neyi yaparsanız yapın, sorgu günü geldiğinde muhakkak ki bu hesaplar sizden sorulacak, isterseniz kendi atadığınız savcılar, isterseniz kendi atadığınız hâkimler ama muhakkak bunun hesabı sorulacak.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)