| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 06.02.2014 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sağ ol Başkanım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 122'nci maddesinde verdiğimiz önerge üzerine söz aldım.
Değerli arkadaşlar, hani bizim bir halk deyimimiz var, "Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder." derler. Burada hem Diyanet hem de sağlık iç içe geçince bu atasözümüz geldi aklıma. Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu kurulalı hiçbir dönemde bu kadar siyasal emellere alet edilen bir başkanlık olmamıştı.
Şimdi, Türkiye Diyanet Vakfına ait hastanelerin, taşınır taşınmazların Sağlık Bakanlığına devriyle ilgili bir düzenleme; bu torba kanun anlayışının en ibret verici maddelerinden birisi. Yani biz burada Diyanet Vakfının hastanecilik yapmasına karşı değiliz. Türkiye'de şu anda 5 bine yakın vakıf var veya yüzlerce özel hastane oluşturuldu. Yani şimdi, vakıflarda binlerce, belki 100 binden fazla insan istihdam ediliyor, 5 bin vakıfta.
Şimdi, bu madde kabul edildiği takdirde, ben basın mensuplarının da dikkatini çekerek, Türkiye kamuoyuna diyorum ki: Türkiye'de ne kadar Diyanet Vakfına benzer özel hukuk tüzel kişisi konumunda vakıf varsa çalışanları Hükûmete, Devlet Personel Başkanlığına müracaat etsin; devlet memurluğuna geçiş hakkı doğuyor.
İkincisi: "Hastane işletmeciliğinden vazgeçeceğim." diyen hastane işletmecilerine sesleniyorum: Hepsi Sağlık Bakanlığına müracaat etsin; bütün varlıklarıyla, kârı zararıyla, bir komisyon kurulacak, Sağlık Bakanlığı alacak. Bu madde böyle bir madde değerli arkadaşlar.
Şimdi, devlet memurluğuna girişin koşulları var değerli arkadaşlar. Bizim fakir fukara halkımızın, yoksul halkımızın çocukları kıt kanaat ailelerinin bütçeleriyle okuyor, üniversite bitiriyor, devlet memurluğu sınavına giriyor, sınav kazansa bile memur olamıyor, kadro durumuna bakılıyor. Atama için yıllarca bekliyor. Şimdi, burada, herhangi bir şarta bağlı olmaksızın, doğrudan doğruya, 2 hastanede çalışan 656 personel doğrudan, sınav şartı olmadan, kadro şartı aranmadan devlet memurluğuna geçtiği için bütün Türkiye'deki vakıflardaki çalışanlara da memuriyete geçme hakkının yolu açılıyor.
Değerli arkadaşlar, bizim 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 33, 49, 50, 52'nci maddelerine bakınız. Kurumların memur ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı düzenlenmiş; sınav şartı var, kadro koşulu var. Eğer bunu böyle yapmadan bütün hastanede çalışan 656 kişiyi kadroya geçirirseniz 100 binlerce sıra bekleyen memur adayını haksızlığa uğratırsınız, atanamayan 300 bin öğretmenin hakkını yemiş olursunuz. Mecliste bile kadrosuzluk nedeniyle, biraz evvel "Bizimle ilgili bir madde ihdası gelecek Sayın Vekilim, bize katkı yapınız." diyen garsonların, hizmetlilerin, 4/C'lilerin hakkını yemiş olursunuz. Buna hiç kimsenin hakkı olmaması gerekir.
Diyanet Vakfı hastane işletmeciliğinden vazgeçecekmiş, vazgeçerse vazgeçsin. Ticaretin kuralları var. Oturur, bir değer tespiti yapar, alıcısı ister Sağlık Bakanlığı olur, ister Ahmet alır, ister Mehmet alır, isterse Başbakan emir verir beş altı tane iş adamına alın bu hastaneleri der, onlar da alır, işletir. Ama ne Sağlık Bakanlığının Diyanet Vakfının hastanelerini alma gibi bir mecburiyeti var ne de devletin sınava girmeden, hiçbir hakları olmadığı hâlde, sınavsız biçimde Diyanet Vakfında çalışanları kadroya alma hakkı var. Yani, bu torba kanun içerisinde böyle bir düzenleme baştan yoktu, alt komisyonda yoktu, bilahare Süreyya Sadi Bilgiç bir önerge verdi, itiraz ettim Komisyonda, bu düzenleme yanlıştır dedim. Bu sefer vazgeçti AKP. Komisyonda da Anayasa gereği 25 üye onlardan; bu sefer Vedat Demiröz, kulağı böyle tutma yerine böyle tutarak bir başka önerge verdi "İlla ki de biz bu işi yapacağız..." Çoğunluğunuz var, yaparsınız.
Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, Devlet Memurları Kanunu'na, 657'ye aykırı bir düzenlemedir, hak doğurucu bir düzenlemedir ve de her yönüyle yasalara aykırı. Çıkarılmasında yarar var.
Hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)