| Konu: | ADANA İLİNDEKİ ÇİFTÇİLERİN SORUNLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 06.02.2014 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana ilimizdeki çiftçilerimizin sorunlarını dile getirmek için gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir buçuk aydır yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, paralel devleti konuşuyoruz. AKP Hükûmeti olarak bütün mesainizi yolsuzlukların üstünü örtmekle, savcı ve polislerin yerlerini değiştirerek bu süreçten kurtulmaya çalışmakla uğraşırken toplumun işçisinin, memurunun, emeklisinin, çiftçisinin, dolayısıyla toplumun tüm kesimlerinin gün geçtikçe sıkıntıları artmakta, hayatın yükü daha da ağır bir şekilde üzerlerine gelmektedir.
AKP hükûmetleri dönemi, Türk çiftçisi için tarihinin en zor dönemidir. On bir yıllık AKP iktidarı döneminde, tarımın temel girdileri olan gübre, ilaç, tohum ve mazotun çok pahalı olması ve buna karşılık ürünlerinin yeterince para etmemesi neticesinde çiftçilerimiz topraklarını ekemez duruma gelmiştir. Gübrenin, mazotun, tohumun fiyatı son on bir yılda yüzde 500 artarken, ne yazık ki ürünlerin, özellikle Adana'da, Çukurova'da buğdayın, mısırın, pamuğun ve narenciyenin fiyatları yerlerinde saymıştır.
Yine, yanlış politikalarınızla, Çukurova'da çiftçimiz buğday hasat ederken buğday, mısır hasat ederken mısır, karpuz hasat ederken karpuz ithal edilmekte ve çiftçi perişan, tarım yok edilmektedir. Türkiye'de baklagiller üretiminin merkezi olan Adana'da bile artık, Çin menşeli baklagiller satışı yapılmaktadır. Adana çiftçisinin büyük çoğunluğu alınan kredileri ödeyemeyecek durumdadır. Ne yazık ki Adana'da, çiftçimizin tarlaları Ziraat Bankasına ipoteklidir; yine, Ziraat Bankasına ipotekli olan tarlaların dışında kalan gayrimenkulleri de özel bankalara ipoteklidir. Zira çiftçilerimiz ödeme güçlüğü içerisindedir; borcu borçla kapatmaya çalışmakta ama bu işin içerisinden kalkamamaktadır. Geçen hafta, bölgede çiftçilerimizi gezerken şunu söylüyorlardı: "Çukurova'da, bu kadar verimli toprakların olduğu, mümbit toprakların olduğu yerde ilk defa tefecilerin eline düştük; artık tarlalarımız bizim değil, özel bankaların ve Ziraat Bankasınındır." Bunu bir an önce düzeltmek gerekiyor.
Şimdi, değerli milletvekilleri, hepiniz biliyorsunuz ki popülist politikalarla "Hayvancılıkta sıfır faizle kredi vereceğiz." dediniz, bunu da kamuoyuna bir lütuf gibi duyurdunuz. Sizin sözünüze güvenen o Adana'daki, Aladağ'da, Pozantı'da, Karaisalı'da, Saimbeyli'de, Feke'de, Adana'nın merkezindeki çiftçilerimiz size güvenip, sıfır faizinize inanıp kredi aldılar ama sonuçta ne oldu biliyor musunuz? Büyükbaş hayvanı 6.000-6.500 liraya almalarına karşılık, bugün 2 bin liraya, 2.500 liraya satamıyor. Şimdi ben size soruyorum: Bu nasıl sıfır faizdir? Hesapladığınız zaman yüzde 300'e gelen bir faizle karşı karşıya bu insanlarımız. Türkiye'de hayvancılığı bitirme noktasına geldiniz. Kaba ve karma yem yetersizliği, çayırların, meraların verimsizliği ve giderek azalması gibi temel sorunları çözmeden popülist politikalarla yaklaştığınızda, Türkiye'de hayvancılığı kalkındırmanız, geliştirmeniz mümkün değildir.
Sonuç itibarıyla, Adana'da çiftçilerimiz, hayvancılarımız, ellerindeki gayrimenkulleri bile -bu sizden aldıkları kredileri ödemek için- çıkarmak zorunda kaldılar ama buna rağmen ödeyemediler ve şu anda, bir kredinin içerisinde boğulma noktasındadır.
Bu kadar sıkıntıları yaşayan Adana çiftçimiz, son yılların en büyük kuraklığıyla karşı karşıyadır. Buğday ekildikten sonra yağmur yağmadığı için tohumları çimlenmedi. Çiftçilerimizin tarlalarında büyük oranda sulama yapmamaları nedeniyle buğday rekoltesinin de düşük kaldığını, zarar ve ziyanın çok büyük miktarlara ulaştığını belirtmek istiyorum.
Kuraklığın sadece buğdaya değil, narenciyeyle birlikte kış sebze ve meyve üreticilerine de ciddi zararlar verdiği ortadadır ama Çukurova gibi dünyanın en önemli verimli topraklarında sulama politikalarınız bile iflas etmiştir. 527 bin hektar sulanabilir arazimizin ne yazık ki hâlâ 217 bin hektarlık bir alanında sulama yapılmaktadır.
Şu anda, çiftçimiz mısır ekti, tav suyuyla tarlasını sulamak istiyor fakat su verilmiyor. Devlet Su İşlerine gidiyorlar, valiliğe yönlendiriliyorlar; valiliğe gidiliyor, Devlet Su İşlerine yönlendiriliyorlar. Çiftçimiz bu sulama işini yapamazsa, gerçekten hem ürünlerinde hem verimlerinde ciddi sıkıntılarla karşılaşacaktır.
Buradan sesleniyorum: Ey Adana Valisi, vatandaşa "Kavat" demekle, başka işlerle uğraşacağına, milletvekilleriyle uğraşacağına şu görev yaptığın Adana ilinde şu çiftçimizin sorunlarıyla bir uğraşmayı dene.
Buradan Hükûmete sesleniyorum, Adanalı bakan da var: Adana'nın bu sıkıntılı durumunda, çiftçilerimizin afet kapsamına alınması gerektiğine inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)