| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 05.02.2014 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, 524 sayılı çorba yasanın 102'inci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yasakçı ve sansürcü zihniyetten uzak, bilişimi ve sosyal medyayı kendi tekelinde tutmak istemeyen tüm milletvekillerini saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, bu maddeyle Elektronik Haberleşme Kanunu'na bir bent eklemeye çalışıyorsunuz. Burada "Ulusal siber güvenliğin sağlanması amacıyla politika, hedef, strateji belirleyerek gerçek ve tüzel kişilerin güvenliğini sağlayacağız." diyorsunuz. Her zaman olduğu gibi "Güvenlik sağlayacağız." diyorsunuz, bakalım altından neler çıkacak? İyi bir şey yapmaya çalışıyorsunuz, bakalım altından neler çıkacak? Niye böyle söylüyorum? Çünkü, sizin, vatandaşlarımızın fiziki ve siber güvenliğinden ne anladığınızı acı bir şekilde biliyoruz. Örneğin Ali İsmail Korkmaz'ı devlet eliyle korumak için mi öldürdünüz? Emir verdiğiniz polisler Ali İsmail Korkmaz'ı bu kötü ülkede yaşamaktan korumak için mi öldürdüler? Sizin "korumak"tan anladığınız bu mudur? Bu ve benzeri öldürmeler "destan" olurken amacınız korumak mıydı? Allah aşkına bizi korumayın. Böyle bir korumayı hiçbir şekilde istemiyoruz, sizin olsun bu koruma.
Şimdi, korumaya değer bulunmayan, korumak yerine öldürmeyi tercih ettiğiniz Gezi yiğitlerine yapılan benzeri bir uygulamayı siber alanda yapmak istemektesiniz.
Milletvekilimizin Türkiye Büyük Millet Meclisine verdiği soru önergesini "sehven" sansürleyen devlet kuruluşuna vatandaşımız nasıl güvenecek? Yani devletin vatandaşı koruduğuna nasıl inanacak vatandaş?
"Sehven" telefonlara yaptığınız yüklemelerle insanların hayatını karartırken böyle bir anlayışa vatandaşlarımız nasıl güvenecek? Nasıl güvenecek de bu maddeyle eklediğiniz koruma maddesiyle "Devletim beni koruyor." diyecek? Nasıl bu kadar "sehven" hata yaptınız?
Şimdi soruyu biz soruyoruz: Sehven mi iktidar oldunuz? Bu yüzden mi, sehven iktidar olduğunuz için mi halkın yüzde 50'sini düşman olarak görüyorsunuz? Yarını kuracak olan kuşaklar, gençler özgür İnternet'le yetişiyor, siz ise İnternet dünyasından korkuyorsunuz. Korkmasanız böyle bir kanunu çıkarır mısınız? Korkuyorsunuz. Hem de nasıl korkuyorsunuz, bunu İnternet'ten bulur öğrenirsiniz. Korunmak bahanesiyle İnternet'i yasaklıyorsunuz. Hani yasaklarla mücadele ediyordunuz? Hani yasakçı zihniyetle mücadele ediyordunuz? Neden İnternet'i yasaklıyorsunuz, neden?
İktidar, İnternet yasağıyla genç kuşakları dünyadaki akranlarından ve onlarla rekabet etmekten yoksun bırakmaya çalışıyor. Gençlerin kafası çalışmasın istiyorsunuz, gençlerin kafasının çalışmasını istemiyorsunuz. "Sizi ben koruyacağım evladım." diyorsunuz ama onları baskılıyorsunuz. Tıpkı sanayi devrimini ıskalayan dedeleri gibi onlar da bu devrimi ıskalayacaklar sayenizde ama buna asla hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Onları da koruyacağız, sizi de koruyacağız.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Vallaha söylediklerinizi oradan anlamıyorum Sayın Milletvekili ama uygun görürseniz, ben size sataşıyorum, gelin şurada iki kelime laf edin, ne dediğinizi anlayayım. Vallaha anlamıyorum ama size sataşıyorum.
Sayın Başkan, söz verirseniz gelsin burada konuşsun.
Yani, saplandığınız yolsuzluk ve rüşvet batağının siyasi faturasını başkalarına, özellikle de gençlere ödetmeye çalışıyorsunuz, bunun farkında değil miyiz mi zannediyorsunuz? Hepsinin farkındayız. Hükûmet olarak saplandığınız bu pislikten kurtulmaya çalışırken kendi pisliğini temizleme aracı olarak İnternet yasağını kullanıyorsunuz. Bir pislik yaptınız, bu pisliği İnternet'i yasaklayarak mı temizleyeceksiniz? Ne demek Allah aşkına, "Telekomünikasyon İletişim Başkanına yetki verdim, istediği şekilde erişimi engelleyebilir." "Eğer özel hayatın gizliliği söz konusuysa, aslan kardeşim, sen bu erişimi engelle." ne demek? Hırsızlık acaba özel yaşam mıdır? Bunun için mi bu yetkiyi veriyorsunuz? Hiç mi Allah'tan korkmadınız? Âdeta George Orwell'ın 1940'larda yazdığı "1984" romanı, açın okuyun, ülkemizde gerçek olmuştur. Bu romanda herkesi, her şeyi her yerde kontrol altında tutan bir "sevgi bakanlığı" oluşturulmuştu. Şimdi, bu bakanlık Türkiye'de Başbakanlıktır.
İyi geceler. (CHP sıralarından alkışlar)