| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 05.02.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun tasarısı, sansür mü geliyor kaygısını ortaya koyan ve ciddi endişeler yaratan bir Hükûmet tasarısı. Burada iki grup hak ve hürriyet çelişmektedir. Birinci grubunda kişisel hak ve hürriyetlerin korunması, özel hayatın korunması, buna paralel olarak ifade hürriyeti, fikir hürriyeti, devamında siyasi kanaat hürriyeti, siyasi faaliyette bulunma hürriyeti, kamuoyunun haber alma hakkı, basının haber verme görevi ve hakkı ve basın hürriyeti. Bunların hepsi, değerli milletvekilleri, insanlığın geliştirmiş olduğu demokratik değerlerle belirli bir dengeye oturtulmuş olan hak ve hürriyetlerdir. Eğer denge bozulur ise, o takdirde rejim ya diktatörlüğe gider, diktatörlüğün elindeki sansür aracı faaliyete geçer ya da insanların hak ve özgürlükleri korunamaz bir hâle gelir ki buradan da temel hak ve hürriyetlerde mağduriyetler ortaya çıkar.
İşte, bunlar Anayasa Uzlaşma Komisyonunda tartışıldı, belirli bir mutabakat sağlandı ve sağlanan bu mutabakatın devam edebilmesi için Hükûmetin bu tasarıyı çekmesi ve siyasi partiler arasında, aklıselimle oturulup Türkiye'nin en ciddi sorunu olan, her insanımızı en derin kaygılara, endişelere iten bu meselenin halledilmesi lazım. Ancak böyle yapılmıyor -ben Sayın Bakana da biraz önce ifade ettim- onun yerine, çok büyük bir telaşla bu tasarıyla üç bacaklı basının kontrol altına alınamayan üçüncü bacağı da Hükûmetin emrine, iradesine sokulmak isteniyor.
Basının birinci bacağı, görsel basındı; AKP on bir yılda onun önemli bir bölümünü yandaş, bakiyesini candaş ilan etti, emir ve hükmü altına aldı. O kadar ki Sayın Başbakan Fas'tan telefon ederek televizyonların alt yazısında geçen Sayın Genel Başkanımızın bir beyanatına dahi tahammül göstermiyor, "istibdat devri" diye kabul edilen veya ifade edilen Abdülhamid devrinden daha beter bir şekilde basın hürriyetini Başbakan olarak ihlal ediyor. Demek ki basının birinci ayağındaki görsel basın böyle halledildi. Yazılı basın ise "Sen hangi gazeteden geliyorsun?", "Bu köşe yazarlarına yer veren patronlar da geleceğini düşünsün." şeklindeki, bizzat Başbakanın tehdidiyle emri hüküm altına alınmış durumda. Geriye "sanal medya" dediğimiz Twitter, Facebook, İnternet dünyası kalmıştır. İşte, onu da emri hüküm altına alabilmek için bu teklif getirilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Twitter, Facebook ve diğer sanal alandaki mecralar insanların ifade hürriyetlerinin, düşünce hürriyetlerinin paylaşıldığı, bilgi transformasyonunun yapıldığı çok önemli bir kaynaktır ve bu kaynağın 17 Aralık yolsuzluk, hırsızlık operasyonu nedeniyle kamuoyuna bu bilgilerin taşınmasını, ses kayıtlarının, bant kayıtlarının taşınmasını engellemek amacıyla kapatılması ya da iktidarın denetimine verilmesi en büyük antidemokratik, diktatörlük örneğidir. Dolayısıyla, buna engel olmak, bu Meclisin görevidir, birinci olarak AKP milletvekillerinin görevidir. Siz bu pisliği temizlemezseniz, siz bu pisliği sahiplenirseniz; o takdirde hükmi şahsiyet olarak, kurumsal olarak bunu benimsiyorsunuz demektir. İçinizden çıkan üç beş tane arkadaşınız yanlış yapabilir. Biraz önce o yanlış yapan arkadaşınız çıktı hüsnükalple ifade etti ama onun yanlışına grup olarak sahip çıkarsanız, diktatörlüğü inşa etmenin aracı olarak burada millete veremeyeceğiniz bir hesabın da eşiğinde durursunuz. Dolayısıyla, gelin, bu tasarıyı Hükûmet çeksin, Türkiye'nin önemli bir sorunu olan sanal medyadaki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Konya) - ...insan hakları ihlallerini, hak ve hürriyetlerin ihlallerini, anayasal hak ve hürriyetleri diğer alandaki dengeleriyle birlikte değerlendirip aklıselimle bir kanun metni hâline getirebilsin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)