| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 05.02.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 84'üncü maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bir ülke kurum ve kurallarıyla yönetilir ve bu kuralların başında da anayasa gelir. Yasama, yargı ve yürütme de bu anayasa kurallarına tabidir ve yürütme de -başta hükûmet, başbakan olmak üzere- anayasaya, kanunlara ve kurumların işleyiş düzenine uymak durumundadır ve belli bazı demokratik hukuk ilkeleri çerçevesinde de olumlu katkılar vermek ve geliştirmek durumundadır. Fakat, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde artık Türkiye bir kayıt dışı yönetim altındadır, Türkiye kayıt dışı yönetilmektedir. "Kayıt dışı ekonomi" kavramını daha bir üst çerçeveye taşıyıp "kayıt dışı yönetim" kavramını Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve bütün ülkemizin kamuoyunun gündemine almasında ve bunu tartışmasında ben büyük yarar görüyorum. Türkiye bir kayıt dışı yönetim altındadır ve bu kayıt dışı yönetim faaliyetlerinin başında da Sayın Başbakan bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlar, Başbakan bizzat kendisi televizyonları, medyanın haber müdürlerini arayarak sansür uyguluyor. Eskiden Abdülhamit sansür memurları vasıtasıyla sansürü uygulardı, sıkı yönetim, darbe dönemlerinde sansür memurları yapardı, şimdi bizzat Başbakanın kendisi sansür memuru gibi hareket etmektedir. Anayasa'nın 28'inci maddesi "Basın hürdür, sansür edilemez." diyor. E, Anayasa'yı ilga etmiş oluyorsunuz; Anayasa'yı rafa kaldırdınız; bütün iş ve eylemlerinizde, davranışlarınızda Anayasa'ya aykırı faaliyetler yürütüyorsunuz, devlet çarkını çökertiyorsunuz ve Anayasa'yı yok ediyorsunuz. "Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr..." diye başlayan, Ziya Paşa'nın beytini doğrusu söylemek istemiyorum; hakikaten, ne günlere kaldık Ya Rabb'i.
6 Haziran 2013 tarihinde Habertürk televizyonunun "Gezi olaylarıyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Gül'ü sorumluluk almaya çağırdı" şeklinde altyazı geçmesiyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan, altyazının kaldırılması için bizzat televizyonu arayarak talimat veriyor. Sayın Başbakan "Bunlar bir âlem, diğerleri bir âlem; böyle tek tek arayıp konuşacaksın." diyor etrafındakilere ve diyaloglar şöyle gelişiyor; Fas'ta, Fas'tan arıyor. Yani Fas-Türkiye ilişkilerini bırakmış Sayın Başbakan, Türkiye'de medya, haberleri nasıl veriyor bunu inceliyor. "Fas'ta televizyon izliyorum." Mehmet Fatih Saraç: "Evet efendim." Tayyip Erdoğan: "Şimdi Bahçeli'nin bütün konuşmalarını, altta şimdi bant olarak ayrıca geçiyor konuşma." Fatih Saraç: "Anlaşılmıştır efendim, şimdi tamamdır."
OKTAY VURAL (İzmir) - Ne kadar kolay anlıyorlar ya! KC operatörü mü o ya?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Tayyip Erdoğan orada diyor ki: "Sürekli olarak bu bantta Cumhurbaşkanının birinci görevi görüşmeler yapmak değil, bu görüşmelerin dışında bu durumu düzeltmektir..." "Anlaşılmıştır efendim." diyor. "Ya, anladım diyorsun da..." diye azarlıyor. "Ya, anladım diyorsunuz da, işte, hayret ya, böyle bir şey daha. Hâlâ bunlara ne gerek var." diyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) - O belgeler doğru mu Erkan Bey?
OKTAY VURAL (İzmir) - Acaba o televizyon kendisinin mi?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Doğru mu onlar, doğru mu?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Bunu yalanlayacak olan Sayın Başbakan, şu saate kadar da yalanlanmadı.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Doğru mu?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Doğruluğuna da inanıyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Nereden elde ettin sen o gizli şeyleri?
ERKAN AKÇAY (Devamla) - "Emriniz olur efendim, anlaşılmıştır." diyor. "Hemen yapmanız gerekir." diyor. "Şimdi yapıyorum efendim." diyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Doğru mu?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Biraz sonra dinletelim, bir dinleyin.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Neresi doğru?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Biraz sonra dinletirim; dinle sen de.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu bir efendi-köle ilişkisidir.
OKTAY VURAL (İzmir) - "Doğru mu, doğru mu, doğru mu?"
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Bu bir efendi-köle ilişkisidir, işçi-işveren ilişkisidir. Bu, normal bir, medeni bir ilişki değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) - Doğruysa ne yapacaksın?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Mahkeme sonucunu bekleyelim.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Başbakan Erdoğan sanki bu televizyonun patronu gibi hareket etmektedir, sahibi gibi.
OKTAY VURAL (İzmir) - Doğruysa ne yapacaksın?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Mahkeme sonucunu bekleyelim.
MUHARREM VARLI (Adana) - Sen işine bak lan!
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Sanki televizyonun sahibi Sayın Başbakan.
Değerli milletvekilleri, konuşmamızın diğer hususlarını da diğer konuşmalarda devam etmek üzere hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)